Mısır'da kaynağını Mehmet Ali'den alan monarşinin askerler tarafından devrilmesi de yine 1948-49 Arap-İsrail savaşının bir neticesi olmakla beraber, Kral Faruk'un sefih hayatı ve saray skandalları, etrafında çöreklenmiş olan bir grup insanın ülkeyi sömürmesi de, mühim sebeplerden birini teşkil etmiştir. Bunun içindir ki, Mısır ordusunda bir grup genç subay, daha 1947 Kasım'ında, Kral Faruk'u öldürmeye teşebbüs etmiş, fakat darbeciler ihbar edildiğinden yakalanmışlardır. Darbenin liderlerinden Teğmen Abdülkadir Taha, kralın muhafızları tarafından hemen vurularak öldürülmüş ve bir grup subay da tutuklanmıştır. Bu darbe teşebbüsüne rağmen Kral Faruk'un hayatında ve skandallarında bir değişme meydana gelmediği gibi, Arap-İsrail savaşı ordu içinde, kral ve hükümet aleyhine olan havayı daha da şiddetlendirdi. Mısır, en kuvvetli orduya sahip olması gerekirken, savaşta en kötü neticeyi alan ülke oldu. Bunda iki sebep bilhassa rol oynamıştı. Biri, ihale ve satın almalardaki suistimal ve rüşvetten dolayı, cepheye gönderilen bütün silah ve askeri malzemenin bozuk veya kusurlu olmasıydı. İkincisi, Kahire'deki yüksek komutanlığın, cephedeki muharebeleri masa başından yönetmeye kalkması ve durumu yakından takip etmemesi neticesi, yanlış emirler vermesiydi.