aşk ölümcül bir hülyadır
anlayamadığım
ey sarı gök bulutu, ey ıztırap gülşeni
son bir karanfil gibi
taşıyacağım seni
kalbimin hüsnüyusuf mahrem bahçelerinde
derindesin, rüya kadar derinde
Kâbe'nin etrafında yedi kez dönmeniz gerekir, etrafında ailemle birlikte dua ederek yavaşça dönerken bu çok önemli ve çok kutsal anda popomda bir el hissettim. Daha önce bir erkek tarafından vücudumun o bölgesine (aslına bakarsanız hiçbir yerine) hiç dokunulmamıştı. Kaçamıyordum ve o cesarete sahip olsaydım bile dönüp beni avuçlayan adamla
Büyüleyci güzelliklerin ardında hep keskin acılar gizliydi. Siyah gibi. Beyaz ilk renkti başlangıç gibi. Diğer tümrenkler sadece siyaha ulaşmak için bir elçiydi belkide? Tüm renkler beyazdan türemiş ama siyahın gerçekliğinde kaybolmuştu.
Ceketini almış gidiyor eski bir adam.
Neyim var ki bu dünyada der gibi.
Ucu yanık şiirler dökülüyor cepkeninden.
Sonbaharlar son duraklar son bir tebessüm dolu bakışlar.
Ceketini almış gidiyor eski bir adam.
Gözleri yorgun hep suskun düşünceli dalgın
Son yolcu deniz kokar yüreğinin kıyıları.
Son bir bakış süzülüyor, gözlerinde gün batımı sakallarından hüzün akıyor
Ceketini almış gidiyor eski bir adam.
Öyle durgun öyle vurgun öyle kırgın
Cümlelerin anlatamayacagını gözleri anlatır şaşkın gözleri, dalgın gözleri, dargın gözleri.
Yorgun yüreği anlaşılamadığı vakit...
Ceketini almış gidiyor eski bir adam.
Bu dünyada başka neyim var der gibi
Oysa bir de türküsü var, oysa bir de yarım kalmış hikayesi var, oysa bir de ardında bıraktığı öksüz şiirleri,
oysa bir de hüzün gözlü kadını var.
Balkonunda feslegeni,
Penceresinde serçesi, kapısının önünde sokak kedisi, bardakta unutarak soguttugu çayı bir kenara attığı buruşuk gömleği
Her gece duvara civi gibi çakılı gözlerinde özlemleri, siyah beyaz bir resimde annesinin son gülümseyişi, hevesle kurduğu hayalleri, kendine verdiği sözleri var
Daha ne kalacak ki geride
Ceketini almış gidiyor eski bir adam
Ardına bile bakmadan. ..
Gülten Alp
Kurtların uluması tamamen kesilmişti ama tam o sırada, siyah bulutların arasından sıyrılan ay çam kaplı bir kayalığın çentikli sırtında belirdi ve ışığı altında, beyaz dişleri ağızlarından sarkan dilleri, uzun, kaslı bacakları ve kaba tüyleriyle kurtların çevremizi aldıklarını gördüm. Amansız sessizlikleri içinde uludukları zamankinden yüz kat daha dehşet verici idiler. Korkudan felç geçirmiş gibi hissettim kendimi. Bir adam, ancak böyle dehşetlerle karşı karşıya kaldığı zaman onların gerçek gücünü anlıyor..
Cennet Bozkurt Kitabı önceden wattpadten okumuşutum kitap halini okumakta çok güzeldi. Herşeyi mükemmel olan bir kitap bence gerçekten aşk varmış gibi hissetiren bir kitap. Aşk var mı bilmiyorum ama şunu biliyorum ki Emir ve zeynep'in aşkı muhteşem okuyun okuturun. Aşkı anlatan bir kitap konusu gerçek aşk çok güzel bazı kısımları klişe gibi gelsede bu dünyada böyle bir aşk olmadığını düşünüyorum. Bu kitabı okumak çok eğlenceliydi özellikle Yusuf ve Aslı kısımları en beğendiğim kısımlardı bu kitabı yazan Cennet Bozkurta teşekkür ederim çok güzel kaleme almış
Siyah BeyazCennet Bozkurt · Epsilon Yayınevi · 2019103 okunma
Rutine bağlanmış günler, sabah akşam ev ritüelleri,
heyecansız, ilgisiz, anlamını yitirmeye başlayan iletişim. Tekdüzeliğin üzerine yaşamın
da getirdiği siyah beyaz karelerin içinde küçücük bir renk bile nefese dönüşür.
Bir kişi beraberinde bir sürü insan daha bir zamanlar bir anda bir dönemde var olmuş olanların düşsel dünyasına ait başkalarıyla birlikte, tablonun belleğinde ve hiç şüphesiz Tanrı'nın belleğinde varlığını sürdüren şu küçük adamlardan biri. Var olmuş olduğumuza göre, artık var olmamazlık edemeyiz.
Birisi de anormal derecede normal olduğunu söylemişti. Ben başkalarına göre daha sürekli daha keskin bir şekilde ölümlüğünün farkında olan bir ölümlüyüm.
Bir zamanlar çaresi olmayan hastalıklara çare buluyoruz, can yakıcı olduğu kadar kabul edilemez de olan acılara çareler buluyoruz ama bize artık yetmiyor, bu bize artık yetmiyor.
Bir an bir parçacık zarafetin peşindeymişim gibi geliyor, sonra bir bakmışım her şeyin içindeyim hiçbir şeyin içindeyim her yerde kendime rastlıyorum ve hiçbir yerde kendime rastlamıyorum.
Neyin başlangıcı peki bütün bunlar neyin.
Bir sonuca varmanın boş umuduyla yaşıyorum.Şimdi yeni bir yola giriyorum. Baştan başlamak yine ve yine en baştan. Bir yere varabilir miyiz, varamayacağız kesin, peki varmayı denemeli miyiz. Nihayetinde buna gerçekten kafa yormuyorum artık sadece yolun neresinde olduğumuzu söylemek neresinde olduğumuzu çizmek gelir elden. Mvcut durumlar ve peşinden gelen bir yere varmayan ya da varma umudu olmayan başka mevcut durumlar, kahkahadan başka hiçbir yere varmayan.