Bir sonuca varamadım
Hem sanık hem yargıç rolünü bırak
Aslolan yaşanandır, doğayı düşünsene bir
Ne kimseyi suçlar, ne suçludur bir başına
Herkesin ömrü kendinin hem yanlışı hem doğrusudur
Ve insan ölüme ancak anılarını götürür…
Dokunmak ne zaman sevmenin dili olduysa
Halka halka yankılandı parmaklarımda sesin
Uzak dost, nazlı konuk
Sözlerinin ipoteğinde kaç yıldır yaşadıklarım
Boğuldum çırpına çırpına iki duygu arasında
Yine de bir sonuca, bir sonuca varamadım…
Ayağa kalktı. İnsan gerçeklere karşı durur: yaşar ve olduğu gibi olmayı sürdürür Selim. Ayrıca, bu mektubu bana yollamadın, bana böyle bir görev verilmedi. Benim işim değil bu. Benim işim değil. Mektubunu on kere okudum, bir sonuca varamadım. Başka türlü bir yaşantın olabilirdi Selim.
Seni istemeyenlerin dışında bir düzen kurabilirdin.
“Bu sözlerimle belki bir şeyler kaybediyorum Selim,” diye yüksek sesle söylendi. Saat üçe geliyordu; Turgut’un kafası karışıyordu. Olayın iyi başlamadığını seziyordu. Neye göre iyi? Bilemiyordu. “Benim işim değil,” diye mırıldanarak yatak odasına doğru yürüdü.
Kitap 2 tane kısa romandan oluşuyor. İlk kısa roman beni açıkçası pek fazla etkileyemedi. Beğendim ama pek içine alamadı beni. İlk kısa roman sadece bir mektuptan oluşuyordu bu yüzden herhangi bir sonuca varamadım. Hatta ikinci kısa roman devamı sanmıştım ancak öyle değilmiş.
İkinci kısa roman, bana kalırsa ilkine göre daha etkileyiciydi. Belirsiz bir şekilde bitmesi daha fazla hoşuma gitti çünkü belirsiz bittiğinde teoriler üretip, üstüne düşünmekten zevk alıyorum.
Polisiye temalı güzel bir kitaptı. Tavsiye ederim :)
Bir alıntıyla bitirelim:
"Kanunlar adalet için vardır. Doğru olanın yanında olmakla övünür. Ama kimbilir kaç kanun, adaletsizlik için kullanılmıştır!"
İçimde bir yerde hep bir açık kapı kaldı, rüzgâr çıktıkça çarpıp durdu. Ne içeri yerleşebildim geçen zamanda, ne de o açık kapıdan çıkıp gidebildim. Kendimi yokladım durdum. Masaya yatırdım, kestim biçtim ama bir sonuca varamadım.
***
Hem sanık hem yargıç rolünü bırak
Aslolan yaşanandır, doğayı düşünsene bir
Ne kimseyi suçlar, ne suçludur bir başına
Herkesin ömrü kendinin hem yanlışı hem doğrusudur
Ve insan ölüme ancak anılarını götürür...
***
Hem sanık hem yargıç rolünü bırak
Aslolan yaşanandır, doğayı düşünsene bir
Ne kimseyi suçlar, ne suçludur bir başına
Herkesin ömrü kendinin hem yanlışı hem doğrusudur
Ve insan ölüme ancak anılarını götürür…
Dokunmak ne zaman sevmenin dili olduysa
Halka halka yankılandı parmaklarımda sesin
Uzak dost, nazlı konuk
Sözlerinin ipoteğinde kaç yıldır yaşadıklarım
Boğuldum çırpına çırpına iki duygu arasında
Yine de bir sonuca, bir sonuca varamadım… (1988)
Sayfa 180 - 24.Basım, Eylül 2022, İstanbulKitabı okudu
Şahsi yorumumu ele almak gerekirse eğer, kitap uzun zamandır okuma yapmamış olan zihnime akıcı bir performans sağladı. Yazarın anlatım tarzı, konu şahsı sıksa bile inanılmaz akılıcılık sağlıyor. Kitabı yapacak hiçbir şeyim olmadığı bir gün okudum ve bitirdim. Kütüphanemin köşesinde duruyordu. Kitabı bitirdiğimde bana hiçbir şey katmadığını hissetmek okuma arzularımı tetikleyen bir mesele oluyor. Bu kitapta da aynısını yaşadım. Heyecanlandığım yerler de oldu ancak bir sonuca varamadım. Meraklandırıp asla doyurucu bir sonuçla bizleri karşılamıyor. Yine de elime tekrar tekrar alıp okumayı sevdim çünkü tuhaf bir şekilde aklınız kitabı bıraktığınız an orada kalıyor. Tek bir geceyi ele alan kitapları seviyorum lakin işleyiş beni tam anlamıyla doyuramadı ne yazık ki.