Çok yorucu bir okumadan geldim, kitaba dair ne anlatabilirim diye düşünüyorum dünden beri.
Kitabın “e” harfi bulundurmayışı, çevrildiği diğer dillerde de “e” harfi kullanılmadan çevrilmiş olması tam bir reklam kampanyası olmuş. Yazarın bunu “Auschwitz” kampında “kaybolan” annesine ithafen yazdığını okumayan da kaldıysa tekrar belirtmiş olayım. E
Ben ne okudum şimdi ? sorusunu sorduran , tuhaf , karmaşık ve bir nihayete ermeden okuru soru işaretleriyle baş başa bırakan kafa karıştırıcı bir öykü .
Baştan sona analoji , alegori , metaforlarla dolu bu kitabı çözmeye çalışırken binbir düşünce trenine bindim ama bir sonuca varamadım . Kuyuya düşen iki kardeş , acı ve hayatta kalma savaşı , öfke ve intikam ile yoğrulan hikayenin sembollerle ve alt metinlerle dolu olduğunu hissedip bütüncül bir anlam çıkaramamak üzücü oldu .
Yine de kuyuya atılan iki kardeşin hikayesinin Margaret Thatcher ve Bertolt Brecht önsözü başlaması bende politik arkaplan hissi uyandırdı . Büyük kardeş varlığıyla tam bir otorite timsali , küçük kardeş ise içten içe hırslansa da otoritenin rehavetine kendini kaptırmış ve inisiyatif almaktan kaçan küçük balık.
Anne bana devlet anayı sembolize ediyor gibi geldi . Kendi vatandaşlarına zulmeden , ölüme terk eden , kardeşlik bağıyla birbirlerine bağlı bireylerini birbirine düşüren bir otorite sembolü gibi .
Ancak bütün bunların tamamı kuyu gibi sınırlı bir evren ve kendilerinden daha büyük bir gücün gölgesi altında yaşanıyor . Düşündürücü , karanlık ve tuhaf bir kısa hikaye beyin yakmak isteyenler için biçilmiş kaftan .
Yazarın arka sayfada toplama kampından bahsetmesi kitabın karanlık, düşündürücü kısımlarından.
Daha çok okuyan olsun, yeni incelemelerle umarım eksik kısımlara açıklık getiririm düşüncesiyle okuyun derim. (:
Bu kitabı ne zaman okuma listeme aldığımı hatırlamıyordum; ama “geçmiş zamandaki Semih’in bir bildiği vardır” diyerek siparişi verdim. Daha sonra kitabı okurken bazı cümleler “anımsadım” Sema Kaygusuz’a dair. (Sema Kaygusuz, “anımsamak” kelimesini çok seviyor bence. Birçok yerde severek kullanmış. Bu sebeple ben de tırnak işareti içerisine aldım.
Günün büyük bir bölümünü düşünerek geçirdim. Kendim hakkında. Ne olacak bana? Geleceğin gizemini asla burada olduğu kadar hissetmemiştim. Ne olacak? Ne olacak?
Düşününüz ki, bu konu üzerinde kendime karşı olsun, başkalarına karşı olsun, sürekli açık ve yalansız kararlar vermeye çalıştığım halde bir sonuca varamadım.