Bir Pinçik Deniz Tuzu ~ Esra Kantarcı ÇAYIR
"Henüz çok başında olduğumu düşündüğüm yolculuğumun geçmiş duraklarında, sorunlardan yoksun bir rahatlık ya da üzüntüden mahrum bir aşk olamayacağını artık anladım.
Çünkü her nasıl karamel yapılırken içerisine atılan bir pinçik tuz lezzetini olağandışı biçimde patlatıyorsa, pilavın içerisine konan şeker pirinçlerin diri görünmesini sağlıyorsa; emeğin içerisine ekilen bir tutam hayal kırıklığı da sonucun tadını mükemmelleştiriyor. Bir miktar gözyaşı, yaşanan anıların mutluluğunu öne çıkarıyor. Bazı ayrılıklar sevgiyi saflaştırıyor. Bu böyledir. Hiçbir şeyin yok olmadığı bu diyarda, sadece bir devinim ve dönüşüm mevcuttur. Deniz yağmura, et toprağa, hüzünler mutluluğa, pişmanlıklar deneyimlere, anlar anılara ve anılar da anlara dönüşür."
Sayfa 176 - Kepez Belediyesi Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Bir tutam pesimizm, bir demet mizantropi ve bolca realizm...
"İlk görüşte aşk olur mu?" diyorlar. Bence aşk varsa eğer ilk görüşte olur asıl. Bir insanı ne kadar çok tanırsanız onu sevebilme ihtimaliniz de bir o kadar azalır. Nasıl mı? Bir kitapta okumuştum, Bilardo topu ne kadar parlak, kusursuz ve pürüzsüz görünüyor hiç dikkatlice incelediniz mi? Ama o topu binlerce kez büyütüp dünyayla aynı boyuta getirseydik üzerindeki çıkıntıların everest dağından daha yüksek olduğunu görecektik diyordu. İnsanlar da o toplar gibidir bence. Uzaktan bakınca mükemmel ve kusursuz bulduğumuz şeyi daha yakından gözlemledikçe zamanla o kadar da mükemmel olmadığını fark ediyoruz. Yanisi, bazı şeyleri gözümüzde çok büyütmemeli, ona kalbimizde fazla yer vermemeli, ve düşüncelerimizi esir etmesine izin vermemeliymişiz. Bazı şeyler bizden uzakken güzel, yokken güzel. Estetiği bozmaya ne gerek var şimdi?
Bu aralar sanki bende dahil herkes kurulu saatler gibi dönüp dolaşıp aynı kitapları okuyoruz, bundan ötürüdür ki #oldiesbutgoldies lere dönüp bir bakmak, bir farklılık yakalamak istedim. İyi de etmişim hani 
Nora Roberts (J.D. Robb) dan eskisini ve iyisini mi bulucam.....
Kitap bana #medium dizisini hatırlattı, izlemediyseniz eğer tavsiyemdir. Aslında kitabın filme uyarlamasını yapmışlar daha izleyemedim ama en yakın zamanda izleyeceğim kesin.
Neyse kitabı baya sevdim, hikayenin içindeki herkesten bir tutam içsesi okuma fikrine bayıldım ama keşke karakterler arası geçişleri daha belirgin ve anlaşılabilir yapsalarmış biraz kafa karışıklığına neden oluyor.
Sondaki bombanın gelişini bi tık hissettiysemde gerçek olmamasını umut ediyordum. Ama Nora teyzem öyle uygun görmüşse bende okur, ah lanır, vah lanır, üzülür ve geçerim.
Velhasılı akıp giderken keyif, merak, heyecan, gerilim ve sevgi hissiyatıyla içimi dolduran bu kitaptan ben razıyım, herkesin haberi ola .:)))
bir tutam göz ağrısı
aşk değil
- Nasıldı ilk gurbete çıkışın?
Kıyısına ilk vardığın deniz?
Koynuna ilk girdiğin kadın?
Ağzına ilk sürdüğün kadeh?
Nasıldı delice çalıştığın
Delice eğlendiğin geceler?
Bir tutam yonca gibi tertemiz
O kıza aşık olduğun günler
Nasıldı? diyorum, gülüyorsun.
Çocuk duası gibi yaşadık. Büyük isteklerimiz olmadı hiçbir zaman. Biraz sevgi, yeterince saygı, bir tutam mavi, bir salkım leylak, kuşlar, ağaçlar, tebessüm eden yüzler ve okunmayı bekleyen kitaplar...
Çok mu?
bir kuş uçuyor içimde
hüzün kuşu koydum adını.
kalbimden başka gidecek bir yeri yok.
inatla yaşamaya çalışıyor
yaralı kanatları
kırık
Aralanmış ve yaralanmış bir güzergahta,
Bir tutam mahur beste,
Bir kaç kırık kadeh,
Ortası az yıpranmış bir masa örtüsü,
Belkilerle ve keşkelerle geçip giden bir hayat,
Bir de yanık bağırlarda körelmiş,
Abuk subuk aşk mısraları.
Hepsini sana sakladım.
Yolunu gözlemekte söylenmemiş nice yakarış.
Şairler yazmakla meşgul,
Sana gelişimin,
Beni bekleyişinin acıklı beyitlerini,
Sayfalar dolusu.
Yalnızlık insan kılığında bir karabasandı burada. Bir ses aradı içindeki külü üfürüp uçurumu ısıtacak. Alnını örtecek bir tutam saç. Üşümüş yerlerinde bir ılık nefes. Yaralarını onaracak bir çift söz sevgiyle boyalı. Onca acıdan sonra anladı ki, ölüm de yıkım da umut da umutsuzluk da aşk varsa güzeldi, kolaydı, katlanılırdı.
Sayfa 79 - Kırmızıkedi
"Aşk mantıkla, hesapla, iyi mi gidiyoruz diye düşünerek yaşanmaz. Bir tutam tedirginlikle, kaygıyla, soru işaretleriyle yaşanır aşk."
Sayfa 44
Tık tık tık !
- Kim o?
- Merhaba
- Merhaba buyurun?
"Ömrümü adadığım sevgili! Umarım bu kâğıt senin eline ulaşır ve gönül gözünü açtığında kendi adını okur, sevgimin büyüklüğünü anlarsın!" diye mırıldandı. Destelerimin arasına bir tutam çörek otu ve kurutulmuş lotus yaprakları koydu. Kokusunu verdi bana aşkını emanet etti.
Sayfa 44Kitabı okudu
