Çocuklar da bir acayip. Büyüklerin taklidini yapıyorlar, büyüklerle dalga geçiyorlar, akıllarına eseni yapıyorlar. Kısıtlama, mantık tanımıyorlar. Aristo'dan haberleri yok bir kere. Acayip özgürler. Biz o denli özgür ve bağımsız olamadığımız için bozuluyoruz herhalde çocuklara. Onları kıskanıyoruz sanki. Ancak, onlar çocuktur diye, biz de onların tutsağı olacak değiliz herhalde! Bizim de iki satır, hatta yarım sayfa, kafa dinlemeye gereksinimimiz var, değil mi?
-Yapmasaydın o zaman bizi! diyor, çocuklardan biri.
Bombok oluyoruz.
Selamm
Mutlu mutlu başlamak isterdim bu incelememe ama bugün sizlere anlatacağım kitap o kadar yaralayıcı ki nerden başlasam, nasıl anlatsam bilemiyorum. Bahsettiğim kitap #büşrasanay dan #kardeşinidoğurmak
Bizim için okuması zordu, onun için yazması zordu peki ya bu acılara maruz kalan minik bedenler nasıl dayandı?
Büşra Sanay,
Dünya değişiyor dostlarım. Günün birinde gökyüzünde güz mevsiminde artık eski lekeler göremeyeceksiniz. Günün birinde yol kenarlarında toprak anamızın koyu yeşil saçlarınıda göremeyeceksiniz. Bizim için değil ama, çocuklar, sizin için kötü olacak. Biz kuşları ve yeşillikleri çok gördük. Sizin için kötü olacak.
Benden hikâyesi.
“Belirsiz Eşik” ile Şiirin Renkleri
"Belirsiz Eşik" Şair Fırat Werger'in Ekim 2022'de Anima Yayınları etiketiyle okurlarıyla buluşturduğu ilk şiir kitabı. Yirmi iki şiirin yer aldığı kitap altmış dört sayfa hacmindedir. Kitap "Dikişsiz Elbiseler" ve "Belirsiz Eşik" isimlerinde iki bölümden oluşmaktadır.
Bizim çocuk ilkokula giderken kendisiyle şöyle bir diyalog yaşamıştık:
“Ödevlerini bitirdin mi oğlum?”
“Hayır baba.”
“E ne geziniyorsun madem ortalıkta. Koş ödevlerini bitir!”
“Senin ödevin bitti mi baba?”
“Ne ödevi oğlum? Babaların ödevi olmaz!”
“Niye?”
“Bütün gün çalıştım zaten ben!”
“Ben de bütün gün okuldaydım, ben de çalıştım.”
Diyaloğu devam ettirmedim tabi. Gerçekten durumumuz çok da farklı değildi. Evden yaklaşık aynı saatte çıkmış ve aynı saatte gelmiştik. Üstelik ben koltukta oturmuştum, çocuksa tahta bir sıranın üzerinde.
Bir de aramızda 32 yaş farkı var tabi…
Çocuklar gerçekten dinlenmeye vakit bulamıyor. Okullarda çok ödev veren öğretmenler, veliler tarafından daha iyi öğretmenmiş gibi algılanıyor. Anlayış böyle olunca da bu kısır döngü dönmeye devam ediyor.
Eğitimin özüne inemediğimiz için ve hep vitrine yoğunlaştığımız için de taslar da hamamlar da hiç değişmiyor.
Salih Uyan
Dünya değişiyor dostlarım. Günün birinde gökyüzünde güz mevsiminde artık esmer lekeler göremeyeceksiniz. Günün birinde yol kenarlarında toprak anamızın koyu yeşil saçlarını da göremeyeceksiniz. Bizim için değil ama, çocuklar, sizin için kötü olacak. Biz kuşları ve yeşillikleri çok gördük. Sizin için kötü olacak. Benden hikayesi.
Kitabı bitirdigim zaman balkonda saatlerce samimi söylüyorum saatlerce boşluğa boş boş baktigimi hatırlıyorum resmen kanım dondu fazla etkilenmisti , Çok etkileyici ! Kendimi sorgulamaya başladım . Bazen hepimiz dünya sadece bizim çevremizde dönüyor sanıyor ufacık şeyleri kendimize dert ediniyor ve büyük üzülüyoruz oysa dünya herkese dönüyor ve özellikle çocuklar kocaman acılar içinde yaşıyorlar... Nasıl bir yaşam öyküsü, nasıl bir ruh hali ? Bu çocuk başına gelenlerle ve oğlunun başına gelenlerle.... çok fena çok..
Çocuklarının bitimsiz masraflarından, gelinlerin de ihtiraslı tatil arzularından kendilerine sıra gelmediği için oralara gidemeyip, camideki arkadaşlarının Mekke, Medine hatıralarını yaşlı gözlerle dinleyen heveskâr yaşlıların sığınabileceği bir mağara olsun bizimkisi.
Onların lütufkâr hayat arkadaşları da otursunlar Yasin okusunlar, Amme, Tebareke okusunlar ölmüşlerimiz için kendi kıyametine erkenden tutunanlar için.
Sınavlarda, gidiş yolunu bilip de sonuca ulaşamayan çocukları da alalım yanımıza. Çoktan seçmeli testlerde iki şık arasında kalıp da sonuca ulaşamayan çocukları. Dershaneye gidemediği için kupon toplayarak test kitabı alabilen çocuklar olsun yanımızda. İkinci el kitaplarda işaretlenmiş şıkları görmesinler diye ablalarının özenle yanıtları sildiği çocuklar yani...
Büyük bir mağaramız olsun bizim de.
Bu şehre, bu karmaşaya, bu merhametsizliğe, bu gürültüye ayak uyduramayanların sığınabileceği bir mağaramız olsun.
Ölümlünün sonsuz olanla kıyaslandığı ve yaşamın anlamını oluşturan bütün o kavramlar.. Tanrı, özgürlük, iyilik... hepsini mantıklı bir incelemeden geçirelim. Bu kavramlar, aklın eleştirisini kaldıramazlar. Çok korkunç değilse bile, bizim o kibir ve avuntuyla çocuklar gibi davranmamız çok gülünç değil midir?
Ben kendimi șair sanarak değil, șair olmanın gereğine inanarak ve șiirin gereğini yerine getirmeksizin bu alanda gerçek bir çalışma yürütülemeyeceğini kabul ederek ișe koyuldum. Yolumun her durağında, yürüdüğüm mesafenin, göze aldığım mesafe yanında kısa kaldığını anlayacak bir hazırlığım vardı. Bu hazırlığı da doğuştan getirmedim, dünyadan aldım.