Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
277 syf.
9/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Aşka Dair Nesirler - Ü. Y. OĞUZCAN (Bütün kitaplarda seni okumak varmış.)
Ey aşk! Ne çok kitap yazıldı hakkında... Ne şairlerden okuduk seni... Bunların içinde çok güzelleri de vardı. Ama benim son yıllarda aşka dair okuduğum en güzel satırlar belki de bu eserdeydi. "Olduğun gibi seviyorum seni. Olmanı istediğim gibi değil!" (s. 145) İnsanları beğeniyor ve hayatımıza alıyoruz. Sonra yavaş yavaş onları
Aşka Dair Nesirler
Aşka Dair NesirlerÜmit Yaşar Oğuzcan · Everest Yayınları · 20216,9bin okunma
unutmam demiştin unutursun mihribanımmmm
MİHRİBAN TÜRKÜSÜNÜN ÖYKÜSÜ 1960 yılında yaşadığı ölümsüz aşkı kelimelerle ebedi kılan Abdurrahim Karakoç’un gerçek adını gizleyip, Mihriban diye seslendiği o güzel Anadolu kızının hikâyesi bu... Köyde düğün olacaktır, civardan misafirler gelmeye başlamıştır. Genç Abdurrahim köyünde bir genç kız görür, ailesiyle komşunun düğününe gelen misafir
Reklam
144 syf.
·
Puan vermedi
Nurullah Genç'ten güzel bir şiir kitabı. Aslında Rüveyda 3 şiirde anlatılmış. Rüveyda-Rüveyda'ya Ağıt- Ben Sendeyim Sen Bende. Dante'nin ilahi komedisine bir atıftır. Rüveyda=Dünya Hayatını (Dante'nin Cehennemi. Dünya hayatını bir cehennem olarak nitelendirmiş şair.), Rüveyda'ya Ağıt=Kabiri (Dante'nin Arafı. Kabiri bir arafa benzetmiş şair.), Ben
Rüveyda
RüveydaNurullah Genç · Timaş Yayınları · 20204,063 okunma
276 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 günde okudu
Düzenlendi!
Merhaba canımmm dostlarımm. Gününüz güzel geçmiştir şu ana kadar umarım. Ve malum gün daha bitmedi. O yüzden gecenizin de güzel geçmesini diliyorum şimdiden. Kitabın kapağına bakalım ilk olarak siz ne görüyorsunuz bilmiyorum hiç. Ama ben üzgün, kırgın, belki biraz da kızgın ama kızgınlığı en çok kendine olan bir adam görüyorum. Bu kitap adından
Aşka Dair Nesirler
Aşka Dair NesirlerÜmit Yaşar Oğuzcan · Everest Yayınları · 20216,9bin okunma
28 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Çocuk eğitimi ve biz
Selamun aleyküm Çocuk kitabı incelemesiyle size geleceğimi ben de bilemezdim :) Çok inceleme  yapan biri değilimdir. İncelemesi olmayan veya az olan / tatmin etmeyen kitapları incelerim genel olarak. Bu kitap (kitap demek uygunsa eğer :d) da incelemesi olmayanlardan olduğu için nedense incelemek istedim. İçime de sindiği için bir iki kelam etmek
Nasıl Olurdu ?
Nasıl Olurdu ?Merve Gülcemal · Cezve Çocuk · 202057 okunma
456 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Babil'de Ölüm İstanbul'da Aşk
Fuzûlî'nin Leyla ile Mecnun'una farklı bir bakış açısı ile baktım kitapta. Aslında Leyla ile Mecnun'u anlatmıyor da diyebilirim. Fuzûlî Akademi kütüphanesinde iken, Kanun Koyucu Bağdat'a girmiş ve kütüphanenin anahtarını almak için gelmektedir. Orada bulunan Âmâ kütüphaneci bizim Fuzuli'ye bir hançer verir. Şifreli bir
Babil'de Ölüm İstanbul'da Aşk
Babil'de Ölüm İstanbul'da Aşkİskender Pala · Kapı Yayınları · 201520,2bin okunma
Reklam
Ben nice çirkinlikler gördüm, bilemezsin. Bir kardeşim ölmüştü küçükken. Aramızda birkaç yaş vardı. Minicik vücudunun bir tahta kutuya konduğunu gördüm. Sonra toprakta yeni açılmış bir çukura gömdüler o kutuyu. Bir yığın sorularla doldu küçük başım. Çocuk ruhumun derinlerinde bir isyan filizlendi. Ölümün çirkinliğini ilk anladığım gündü o. İrademiz dışında geldiğimiz bir dünyadan böyle apansız gidivermenin ne kadar gülünç oldugunu düşündüm bir zaman.
Çocukların yüzüne bile bakamamak..
Burada tanıdığım Filistinli bir arkadaşım vardı. O kadar gönlü geniş bir insandı ki şaşırıyordum öyle bir zulmün içinde yaşayıp hala bu kadar mihriban olmasına, sevgi dolu olmasına. Konuştuğumuzda her sözünün arkasından dua ederdi. Şimdi böyle acı haberler aldığımda aklıma geliyor hep. Nerede, nasıl, yaşıyor mu? O kadar merak ediyorum ki. Ve daha onun gibi binlercesi var orada yaşam mücadelesi veren. Yüreklerin ortasına oturmuş çaresiz bir acı😢
312 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Hüzün yanığı 1 devamı olan eseri, araya uzun bir süre geçti ama sonunda okuyabildim. Okunacak aşırı kitap var bir türlü sıra gelmiyor. :) Sinan Yağmur'u her inceleme yazdığımda kesinlikle övülmeye değer yazar olduğunu söylüyorum. Ama artık roman yazmayacğını sayfasında açıklayınca üzüldüm. Böyle muhteşem eserlerden mahrum kalacağım. Hüzün yanığı isminde de belli olan bir hüzün hikaye. Gerçek hayat hikayeleri beni derinden etkiliyor bu roman gibi. Cem'in Turna'nın hayatına olan merakından İstanbul dan Kapadokya'ya yerleşmesine neden oluyor. Mihriban ile tanışmaları oradan uzun bir süre sonra Ashabı Kehf hayatlarını öğrenmesi ve güzel bir değişim ile ama hüzünlü bir sonla kitabın bitmesi beni aşırı etkiledi. Kesinlikle tavsiyemdir.
Hüzün Yanığı 2
Hüzün Yanığı 2Sinan Yağmur · Kapı Yayınları · 2017527 okunma
Mihriban - Unutmak Kolay mı Deme (Abdurrahim Karakoç) Türkü Hikâyesi
Mihriban kelime anlamı: Şefkatli, merhametli, muhabbetli, güler yüzlü, yumuşak huylu. Abdurrahim Karakoç; "Beni şiirlerimden takip edin." Der her daim, gerçekten şiirleri okuyunca şiirden çok mektup oldukları anlaşılıyor. Hikâyemize geçecek olursak, 1960 yılınca yaşadığı ölümsüz aşkı kelimelerle ebedi kılan Abdurrahim Karakoç'un gerçek
Reklam
Mihriban
Mihriban Türküsünün Öyküsü 1960 yılında yaşadığı ölümsüz aşkı kelimelerle ebedi kılan Abdurrahim Karakoç’un gerçek adını gizleyip, Mihriban diye seslendiği o güzel Anadolu kızının hikâyesi bu… Köyde düğün olacaktır, civardan misafirler gelmeye başlar. Genç Abdurrahim köyünde genç bir kız görür, gördüğü kız ailesiyle komşunun düğününe gelen misafir
112 syf.
·
Puan vermedi
1997 yılında Ocak Yayınlarının bastığı kitabın genişletilmiş baskısını görüyoruz burada. İçinde meşhur "Mihriban" şiirinin de olduğu kitap. Karakoç, gerçek bir hece ölçüsü ve halk edebiyatı üstadıdır; rahmetle anıyorum bir kere daha... Bu arada Mihriban'la ilgili bir şeyler yazmamak olmaz. Bana göre Mihriban, tam da bu toprakların türküsüdür. Çünkü her şeyden evvel yerlidir, yani türküdür. Sonra şairi Abdurrahim Karakoç ve bestecisi Musa Eroğlu bilinmesine rağmen adeta anonimleşmiş ve halka mal olmuştur. Şairi sağ gelenekten gelen, milliyetçi dindar kimliğe sahip, söz ustası bir kalemken bestecisi ise sol kökenli, Alevi kültürüne aşina, bir saz ustasıdır. Dili duru bir Türkçe, hatta adeta nağmesi bile Türkçedir. Yani sanki ayrı şeylermiş gibi görünen kavramlar bu türküde bir aradaydılar; kardeştiler ve eğer ikisinden birisi olmasa böyle bir türkü de olmayacaktır. Üstelik türkünün konusu bir aşk hikayesidir; sevmek üzerinedir. İşte tam da bu sebeplerden dolayı Mihriban bizim ihtiyacımız olan şeylerin karşılığıdır. Ve aradan bin yıl geçse bile Türk milleti var oldukça okunup, söylenecek bir türküdür.
Dosta Doğru
Dosta DoğruAbdurrahim Karakoç · Kadim Yayınları · 20181,038 okunma
Yuh pes diyelim cahilliğinize
... On iki yaşındaki kızcağız on beş yaşındayken dünyaya çocuk getirdi. Ancak ondan sonra kaç defa hamile kaldıysa da çocuğunu rahminde barındıramayıp düşürdü. Hekimler işin aslını incelemediklerinden hanımın rahminde tedavisi ve düzeltilmesi imkânsız bir sorun olduğuna karar vererek vazgeçtiler. İş ebelere kaldı. Onlar sargılarla falanlarla Mihriban Hanım'ı düşürtmeyip koruyabildilerse de biçare annesi bu kızı doğurduktan sonra lohusa yatağındayken şehit olarak vefat etti. Mevla rahmet eylesin! Böyle şeyler olağandır! Başka ne diyelim?
112 syf.
·
Puan vermedi
·
21 saatte okudu
Fatma Aliye’den okuduğum üçüncü eser ve beni her okuyuşumda kendisine daha da hayran bırakıyor. Refet’i de çok sevmiştim ve bu eserinin bir kısmında Refet’in sözü geçmesi beni çok mutlu etti. Bedia çocukluğundan beri musikiye ve enstrümanlara ilgili bir kızdır (Babası da aynı şekilde) ve bu ilgi ve yeteneğini o yaşlardan itibaren babasının da verdiği destekle ilerleterek herkesin imrendiği, hayranlık duyduğu bir Udi olmuştur. Ailesi ve çevresi tarafından çok sevilen ve el üstünde tutulan Bedia için yıllar sonra evlilik vakti gelir. Çünkü babası Nazmi bey hastalanır ve kızının mürüvvetini görmek ister. Bu harikulade başlayan hikaye, maalesef Bedia’nın evliliği ile tam tersine dönmeye başlar ve severek evlendiği Mail, Bedia’yı dayanılmaz acılara, ihanetlere, kederlere mahküm eder. Beni en çok etkileyen ise Bedia’nın bu ihaneti öğrenme şekliydi Bir kadının kaldıramayacağı ne kadar şey varsa yaşadı kadıncağız. Bu ihaneti kaldıramayan Bedia kocasını terk ederek abisinin yanına yerleşir. Yolun sonunda İstanbul’a yerleşen ve çeşitli sebeplerle (ayrıntı spoiler olurdu yazmak istemedim) yeğeni Mihriban ve emektar yardımcıları Rüstemi yanına alan Bedia, tek başına ayakta kalmaya, para kazanmaya mecbur olur. Bunu nasıl yapar dersiniz. Tabi ki uduyla. Küçüklüğünden beri can yoldaşı, sırdaşı, udu, şimdi ona ekmek kapısı olur. Bir kadının maddi özgürlüğünün ne kadar önemli olduğunu bir kez daha yüzümüze çarpan Fatma Aliye’yi minnetle anıyorum. Böyle yazarlarımız olduğu için ne kadar şanslıyız. Mutlaka okuyunuz.
Udi
UdiFatma Aliye Hanım · İş Bankası Kültür Yayınları · 2022771 okunma
360 syf.
·
Puan vermedi
·
14 saatte okudu
Yazar yapay zeka çağını insanlık tarihinin 4 dönüm noktası olarak ele almış daha önceki 3 dönüm noktası ateşin bulunuşu tarım devrimi ve yazınin icadı olarak belirtiyor. İnsanlık tarihinden başlayarak bugüne getiriyor bizi kısa, öz, basit bir anlatımla. Ondan sonra yapay zekaya dair neler olabilir, gelecek neler getirecek, elonomik, sosyolojik olarak ongorulerinden bahsediyor. Ünlü kişilerin super yapay zeka ile ilgili düşüncelerini beklentilerini korkularını anlatiyor. Biraz da düşündürüyor bizi. Bilinç, zihin nedir? Hayvanlardan bizi ayıran ozelliklerimiz? İnsan nedir? türler gibi daha genel kavramlara da değiniyor. Biraz Harari kitaplarının tarzında yazılmış kolay okunan yuzeysel her elden biraz anlatan basit bir kitap. Boyle cok kitap okudugum icin sanirim hepsi ayni gelmeye basladi:)
Yapay Zeka Çağı
Yapay Zeka ÇağıByron Reese · Say Yayınları · 202031 okunma
180 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.