Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Ve ben öldükten sonra oğulsuz, eşsiz ve babasız kalacak üç kadın; üç değişik tür yetim, yasaların yarattığı üç dul olacak. Evet, aslında bunu kabul ediyorum; bu cezayı hak ettim; fakat, ya bu masum insanlar ne yaptılar? Ne değişir ki? Onların şerefini lekeliyor, perişan ediyorlar. İşte bu, adalet! Aslında beni endişelendiren, ihtiyar, zavallı annem değil: O, şimdi altmış dört yaşında . Bu darbe onu da öldürecek. Ya da bir süre böyle yaşayabilirse, yeter ki mangalında biraz kül bulunsun, suskunluğunu bozmayacak. Eşim, beni hiç tasalandırmıyor; zaten sağlıksız ve fazlaca saftır. Elbet bir gün o da ölür. Delirmezse elbette. Deliliğin, insanı yaşattığını söylerler; hiç olmazsa akıl acı çekmez; uyur ve bir ceset gibi yaşar. Fakat kızım, yavrum, gülen, oynayan, belki de şu anda şarkı söyleyen ve hiçbir şey düşünmeyen, benim zavallı küçük Marie'm; bana en çok acı veren o!
Sayfa 30 - Olympia YayınlarıKitabı okudu
Partizanlara annemle birlikte katıldık... Annem çamaşır yıkıyor, pişirip taşırıyordu. Gerektiğinde nöbet tuttuğu da olurdu. Bir keresinde göreve gittim; birileri anneme, asıldığımı söylemiş. Bir-iki gün sonra döndüm, beni görünce kadıncağız felç geçirdi, birkaç saat konuşamadı. Çekilecek çilemiz varmış... Yolda baygın bir kadını aldık. Ayaklarının üzerinde duramıyor, yerde sürünürken öldüğünü zannediyordu. Kanı akıyordu evet ama bunu öbür dünyada hissettiğini sanıyordu. Onu kıpırdattığımızda biraz kendine geldi ve anlattı... Nasıl vurulduklarını, kendisi ve beş çocuğunun nasıl idama götürüldüğünü anlattı. Çocukları ambara doğru götürürken vurmuşlar. Ateş ederken eğleniyorlarmış... En küçükleri memede bir oğlan... Faşist, havaya fırlatmasını işaret etmiş - havada vuracak. Anne çocuğu kendi elleriyle öldürecek şekilde fırlatmış... Kendi çocuğunu öldürmüş yani... Alman'a fırsat vermemek için... Bütün bu olanlardan sonra bu dünyada yaşamak istemediğini, ancak öbür dünyada yaşayabileceğini söylüyordu... Öldürmek istemiyordum, öldürmek için gelmemişim dünyaya. Öğretmen olmak istiyordum ben. Ama bir köyü ateşe verdiklerini gördüm... Bağıramazdım, yüksek sesle ağlayamazdım: Keşfe çıkmıştık, köye vardık. Ellerimi kemirebilirdim ancak ki ellerimde o günden kalma yara izleri var, kanatasıya kemirmişim. Etim meydana çıkasıya. İnsanların çığlıkları kulağımda... İneklerin bağırtısı... Tavukların bağırtısı... Bana hepsi de insan sesi çıkarıyor gibi gelmişti. Tüm canlılar. Çığlıklarla yanıyorlardı. Bunu söyleyen ben değilim, acımdır..
Sayfa 324 - Valentina Mihaylovna İlkevic, partizan irtibat eri
Reklam
_İnsanIar, kuşIar gibi uçmayı, baIıkIar gibi yüzmeyi öğrenmişIer ama insan gibi yaşamayı öğrenememişIer. _Görmek isteyenler için ışık, istemeyenler için karanlık vardır. _Hiçbir şeyi kendisi kadar sevmeyen insan, sevdiği varlıkla, kendi kendisiyle baş başa kalmaktan çok hiçbir şeyden korkmaz. Her şeyi kendi için arar ama en çok kendinden kaçar.
İttihat, Osmanlıda oğlancılık, Rabıta, 28Şubat, Apollo, Yunan...
_İttihat Terakki Cemiyeti_ _Mustafa Kemal Paşa, Rauf Orbay, Kazım Karabekir, Fethi Okyar, Halil Kut, Mehmet Akif Ersoy, Fahrettin Paşa, Enver Paşa, Cemâl Paşa, Talat Paşa, İsmet İnönü, Celal Bayar, Ali Fuat Cebesoy, Ali Çetinkaya, Ziya Gökalp, Hacı Bekir, Tevfik Rüştü Aras, Said Halim Paşa, Nuri Conker, Çerkez Ethem, Yunus Nadi… _1889 devletin
Böylece ölümümden sonra üç kadın oğulsuz, kocasız, babasız kalacak. Farklı türden üç öksüz; yasa açısından üç dul. Haklı olarak cezalandırıldığımı kabul ediyorum. Peki bu masumların suçu ne? Ne önemi var! Onurları lekeleniyor, felakete sürükleniyorlar: Bunun adı adalet. Yaşlı zavallı annem beni endişelendirmiyor; altmış dört yaşında, ölüm haberim onu öldürecek. Veya ayak tandırında hâlâ biraz sıcak külün kalacağı ana kadar birkaç gün daha yaşarsa hiçbir şey söylemeyecek. Karım da beni hiç endişelendirmiyor; zaten sağlığı şimdiden kötü, sinirleri bozuk. O da ölecek. Tabii ki delirmezse. Delirmenin insanı yaşattığı söylenir; en azından bilinç kaybolduğu için daha az acı çekilir; ölü gibi uyunur. Ama kızım, yavrum, şu anda gülen, oynayan, şarkı söyleyen, hiçbir şey düşünmeyen zavallı küçük Marie'm, işte o beni kaygılandırıyor!
Benim ilk okuduğum kitap Maksim Gorki'nin Ana kitabıydı. Sizlerin neydi bilemem tabi ki. Ben okumaya okul yıllarında öğrendim iyi ki de alışmışım sevmişim okumayı diyorum. İkinci kitabım ise Vadideki Zambak oldu, üçüncüsünü bulursam burda onu da atçam ismi Bu annem beni öldürecek idi. Bir genç kızın günlüğünü anlatan kitaptı. Şimdi bakıyorum da ne kadar çabuk geçmiş yıllar. Yaa o düşünün o zamanlar daha tuşlu telefonlar vardı hiçbirşey internet yoluyla halledilmiyordu. Kitapçı bile yoktu düşünün almak için heryeri karış karış arardım annemle bı tane zar zor bulur alırdım. Okumak bence herşeyden çok güzel. 😍🥰
Reklam
651 syf.
6/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Dizilerin saçmalıkları kitaplara da gelmesin
Selam küçük bi inceleme yazmaya geldim. Japon edebiyatından okuduğum 2. Kitap ama
Haruki Murakami
Haruki Murakami
yazarın okuduğum ilk kitabı oluyor. Sahilde Kafka Kitap anlatımı gayet akıcı. Konu güzeldi yazarın sürrealist bir kurguyu kafa karıştırmadan anlatım sağlaması güzel olmuş. Yalnız bana göre yazar okurun kafasını karıştırmamış ama yazarken kendi kafası çok
Sahilde Kafka
Sahilde KafkaHaruki Murakami · Doğan Kitap · 20209,8bin okunma
Geri15
85 öğeden 76 ile 85 arasındakiler gösteriliyor.