Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
123 syf.
9/10 puan verdi
Dili yasaklamak insanlık suçudur. İnsanı anadilinden koparmak vahşettir. Bir insanı kendi dilinden koparmak, insanın ruhunu, kişiliğini zedeliyor, gelişimini engelliyor. Bence bu Kürtçe yasağı, Türkiye Cumhuriyeti’nin en büyük yanlışlarından biriydi. " Mehmed Uzun Dünyanın kaç yerinde insanların anadili yasaklanmış, sırf dillerinden dolayı
Dengbêjlerim
DengbêjlerimMehmed Uzun · İthaki Yayınları · 20201,713 okunma
Okuyun bakalım. Belki faydalı olur. I can't breath. Nefes alamıyorum.
Bir insanın ne çektiğini anlayamazsınız. Daha açık ifade etmek gerekirse bir insanın ne çektiğini sadece anlamaya çalışırsınız. "Ne çektiğini anlıyorum sözü" bence çok yapmacık bir sözdür. Bir insanın babası öldü ise ancak o insanın ne çektiğini babası ölen başka bir insan anlayabilir. Velev ki bu çekilen ızdırap bir acı sonucu meydana gelen bir ölüm ise onu anlamanız imkânsızdır. Şu hayatta en kutsal şey yaşamdır ve yaşama hakkıdır. Yöntemi nasıl olursa olsun bir vatandaş antidemokratik bir yöntemle cezalandırılarak öldürülürse o vahşettir, cinayettir, caniliktir. Ve kesinlikle kabul edilemez. Siz hiç denizde bir botta boğulup ölmediğiniz için, suda boğulup ölenin halini anlayamayacağınız gibi, linç sonucu öldürülen bir insanın çektiği acıyı, çileyi de anlayamazsınız, veyahutta kafasına ayağıyla bastırıp nefes alamayacak hale getirip nefessizlikten ölen bir insanın halini de anlayamazsınız. Yaşam haktır. İnsan Hakları Evrensel beyannamesine göre de "Herkesin yaşama hakkı ile kişi özgürlüğü ve güvenliğine dair hakkı vardır." Sizler belki bu şekilde ölüp giden insanların halini anlayamayabilirsiniz ama onların durumunu düşünebilirsiniz. Düşünün ve sorgulayın ve sorgulayan nesiller yetişmesini sağlayın. Hakkınızı arayın ve takipçisi olun. I can't breath. Nefes alamıyorum.
Reklam
Türkiye, düşman kuvvetler tarafından işgal edilmiş olsa idi Muhsin Başkan öldürülürdü, kabul! Buna hiç bir itirazım yok! Ama haksız hukuksuz olarak bir cezaevinde 7,5 yıl işkenceye tabi tutulmazdı. Bu sürenin 5,5 yılını iki metrekarelik bir hücrede her gün ölerek geçirmezdi. Bu nasıl bir devlet zulmüdür, bu nasıl bir vahşettir?
Sayfa 24 - Ve Muhsin Başkan'a Devlet ZulmüKitabı okudu
352 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
19 günde okudu
“Hayvanlar ET denilerek önce dilde öldürülür,” diyor Carol Adams. Sahiden et ne demek? Her gün, (azınlık bir grup dışında) herkesin günde bilmem kaç öğün ve kaç farklı biçimde tabağında bulunan bir şey.. Et.. Ve buna rağmen nasıl üretildiği, önümüze geldiği hakkında düşünmenin marjinal sayıldığı bir şey. Et.. Önce bir şeyi açıklığa kavuşturalım:
Hayvan Yemek
Hayvan YemekJonathan Safran Foer · Siren Yayınları · 2012294 okunma
145 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
33 saatte okudu
Böyle bir kitaba nasıl bir inceleme yapılabilir? İnanın ki yazmaya, nasıl ve nereden başlanacağını hiç bilemiyorum. Bu güne kadar gerçekleri anlatan tarihi kitaplar, kurgulanarak yazılan kitaplar ve romanlar da dahil olmak üzere bir çok kitapta türlü türlü vahşetler okudum ama bu kitapta anlatılan kadar büyük çapta ve acımasız vahşetlere
Kızılderililer
KızılderililerBartolomé de Las Casas · Siyah Beyaz Yayınları · 2014715 okunma
323 syf.
10/10 puan verdi
·
5 günde okudu
''Çanakkale, yeni Türkiye'nin önsözüdür.'' Fazıl Hüsnü Dağlarca
"Tarih, insan zekasının bugüne kadar yarattığı en tehlikeli meyvesidir." Paul Valery Fransız düşünür ve şair "Çanakkale, Yeni Türkiye'nin ön sözüdür." Fazıl Hüsnü Dağlarca Çanakkale Destanı İncelemeye geçmeden önce
Uzun Beyaz Bulut Gelibolu
Uzun Beyaz Bulut GeliboluBuket Uzuner · Everest Yayınları · 20219bin okunma
Reklam
215 syf.
·
Puan vermedi
" Kader, hoş geldin Dayak, hoş geldin Yalnızlık sen de hoşgeldin." Syf.159 Umudunu koğuşunu cocukluk masallarıyla özdeşleştirdiği böceğe yükleyen bir mahpusun romanı : Sen. Mehmed Uzunun yine harika bir romanıyla karşı karşıyayız. Her zaman ki akıcı dili, zengin üslubuyla buluşturduğu "Sen" romanını okurken romanın içinde
Sen
SenMehmed Uzun · İthaki Yayınları · 20114,097 okunma
274 syf.
10/10 puan verdi
·
8 günde okudu
SİYAH DERİLİ KARDEŞLERİMİN GAZABINI ÜZERİME ÇEKSEM DE SÖYLEYECEĞİM: SİYAH İNSAN İNSAN DEĞİLDİR! (FRANTZ FANON) İnsan kozmik bir titreşim içinde titreşip duran bir EVET’tir.Kökünden koparılan,kovalanan,yokuşa sürülen ve kendi varoluş sorunsalı içinde bulup çıkardığı gerçeklerin birbiri ardından yokolup gittiğini görmeye mahkum edilen
Siyah Deri Beyaz Maskeler
Siyah Deri Beyaz MaskelerFrantz Fanon · Encore Yayınları · 2016479 okunma
328 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
40 günde okudu
"İncir kuşları kitabının konusu Bosna'da geçiyor. Yazar güçlü bir aşk dramı ile karşımıza çıkıyor. Biri Müslüman biri Hristiyan iki genç bir kıza aşık olur. Fakat sadece biri aşkına karşılık bulur. Zaman akar kader öyle dönüp dolaştırır ki savaş başlar." "Sadece sessiz ve sakin bir şekilde yaşamak istiyorum, elbette Allah'ın dediği olur ama yine de korkuyorum." Okurken o kadar o kadar çok canım yandı ki.. Ya gerçekten yaşayanlar.. Nasıl dayandılar.. Ayakta kaldılar... İnsanlar neden dünyayı paylaşamazlar? Savaş bu kadar acımasızken savaşın yanında hafif kaldığı bir trajedi... Bütün dünyanın buna sessiz kalması.. İnsanların kaderine terk edilmesi.. İnsanların insanlık dışı vahşetlere maruz kalması... Sonuç.. Kim kazandı? Kim kaybetti? Peki değer miydi? Aklımda cevabı bulamadığım bir sürü soruyla içim acıyarak romanı bitirdim.. Elbette pek çok şey yapılabilirdi.. Hasarsız savaş olmaz ama daha az hasarla derin yaralar almadan insanlar hayatlarına devam edebilirdi. Birleşmiş Milletler vahşete dur diyebilirdi... Ama kimse bir şey demedi.. Herkes sustu ya da unuttu.. İnsanlar sadece bedenleriyle değil ruhlarıyla, onurlarıyla ve gururlarıyla da öldü.. En önemlisi de insanlık öldü... "İçimi burkan dizeyide buraya bırakıyorum. Kanım dondu bu nasıl vahşettir!" Ben hiç yanmadım Geceleri soyunup koynuma girdiler Ben hiç sevişmedim Atalarıma küfürler savurdular Ben hiç duymadım En sonunda beni hamile bıraktılar Ben hiç doğurmadım... "Bu kitabı okumayan çok şey kaybetmiş demektir."
İncir Kuşları
İncir KuşlarıSinan Akyüz · Alfa Yayınları · 202126,3bin okunma
-Bu nasıl bir vahşettir Melek? Dinlerken bile ürperdim, tüylerim diken diken oldu, insanlığımdan utandum. Öğretmen olarak en ücra köylerde yaşayan insanlara kadar gidip insanca yaşamayı anlatmak ne kadar önemli değil mi? -En ücra köylerdeki insanlar öyle de şehirdekiler çok mu iyi sanki... -Bunun köyde ya da kentte yaşamakla değil, insan olmak ya da insan olmamakla ilgisi var bence. İnsan olan zindanda da insandır, insan olmayan, en güzel kentte de insan değildir.
Sayfa 49
Reklam
Halepçe (Daye behna seva te )
“Daye Behna seva te” - 16 Mart 1988 tarihe, Saddam Hüseyin'in emriyle Irak ordusu tarafından, çocuk ve kadınların çoğunluğu oluşturduğu 5 bin Kürt vatandaşın zehirlenerek öldürüldüğü katliam olarak geçti.. Biz o zamanlar yoktuk henüz, unutmadık desek ? evet saçma oldu, ama evet müslümanlar olarak dünyanın yaradılışından bu yana bilip bilmediğimiz bütün katliamları kınadık zalim ve despot liderleri asla alkışlamadık, ne Bangladeş'te, ne Mısır'da, ne Suriye'de, ne Filistin'de ne de HALEPÇE'de; yapılan katliamları unutmadık unutmayacağız, daha doğrusu hep hatırlayacağız ve hatırlatacağız!.. - Bir çocuğun annesine koşarak “daye behna seva te” (anne elma kokusu geliyor) diye sevinçle koşması nasıl güzel bir manzaradır değil mi ? Çocuk ve yaşlı sevgimiz herkesin malumudur. Bir çocuğu elma kokulu zehirle öldürmek ne demektir ? Bombasıydı mermisiydi elektriğiydi evet dayınılacak cinsten değil, Lakin çocuğu sevindirerek güldürerek katletmek nasıl bir vahşettir ? Çocuk ulan bu çocuk! Üstelik garip bir çocuk Elma kokusuyla muz kokusuyla adice şerefsizce alçakça katletmek, öyle zannediyorum bambaşka bir kansızlıktır. Evet biz o zamanlar yoktuk, ama şimdi varız ve genciz ve delikanlıyız ve dava güdücüleriz ve aksiyonumuz var ve cesaretimiz var ve hırsımız var ve azmimiz var ve ve ve… #halepçekatliamı
Bir dönem bir ayçiçek yağı fabrikasında çalışmıştım. Yağların 420 derece sıcaklığa maruz kaldıklarını gördüm. Bu yağların 420 derece görmeden rafine edilmiş halini tatma şansını yakaladım. Eğer o yağ piyasaya sürülse, insanlar o yağın tadına baksa, iddia ediyorum, kimse bu rafine edilmiş yağları tüketmez. Çünkü çok lezzetlidir. Bildiğimiz ayçekirdeğini çitlerken ağzımıza gelen o muhteşem tadı yakalıyorsunuz. Ama endüstride bu yağları rafine ediyorlar ve bütün moleküler yapısını, içindeki bütün antioksidanları, bütün polifenolleri yerle bir ediyorlar.Yakıyorlar, bitiriyorlar sonra süzüyorlar ve bize yağ diye yediriyorlar. Bu resmen vahşettir! Bu kadar değerli bir besini ne kadar kalitesiz, sağlıksız ve lezzetsiz bir hale getirip sunuyorlar insanlara. Sanki gizli bir el tüm bunları planlı bir şekilde yapıyor düşüncesi geliyor aklıma. Gizli bir el sanki insanların nasıl zehirleneceğiyle ilgili bir proje yapmış ve bu proje mutfaklarda tıkır tıkır işliyor diye düşünüyorum. Dünyanın en iyi besinlerini, en toksik hale getirebilme konusunda malesef ustalaştık artık.
328 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
36 saatte okudu
Boğazım düğüm düğüm oldu, bu incelemeyi yazarken ellerim titriyor,bu nasıl bir vahşettir,nasıl bir soykırım çabasıdır,Bosnalı kadınlara ve kızlara yapılan tecavüzler...kitabı okuduktan sonra bunlar gerçek mi diye merak edip araştırdım,maalesef gerçek... Sırplar,1992 ve 1995 yılları arasında 100 binin üzerinde Boşnak Müslümanı katletti,30 bin ila 50 bin arasında Boşnak kadın ve genç kıza sistematik olarak tecavüz etti ve yazarın da dediği gibi Başta Avrupa olmak üzere Dünya buna seyirci kaldı. Kitapta yazarımızın Aliya İzzetbegoviç'i eleştiren cümleleri beni oldukça şaşırttı,onun dışında oldukça akıcı bir kitaptı..Ama en önemlisi tarihe kara bir leke olarak geçen bu katliamdan dolayı büyük üzüntü duydum
İncir Kuşları
İncir KuşlarıSinan Akyüz · Alfa Yayınları · 202126,3bin okunma
145 syf.
·
Puan vermedi
·
3 saatte okudu
Nasil bir vahşettir? Nasil bir zulümdür? Insan, insana karşi nasil bu kadar zalim olabilir? Bu kitap beni derinden etkiledi, ve bu kitap her zaman medeni olmakla övünen avrupalilarin nasil birer cani, ruhsuz oluşu , altin ve diger değerli taşlar için nasil hayvanlaştiklarinin açik bir kanitidir . Kisacasi eğer fazla duygusalsaniz okuduklarinizdan çabuk etkileniyorsaniz okumanizi tavsiye etmem.
Kızılderililer
KızılderililerBartolomé de Las Casas · Siyah Beyaz Yayınları · 2014715 okunma
Jacques Derrida, bu huzursuzluk verici sorunsala eğilen bir avuç çağdaş düşünürden biridir. "Nasıl yorumlanırsa yorumlansın," diyor, "hangi pratik, teknik, bilimsel, yasal, etik veya politik sonuç çıkarılırsa çıkarılsın, kimse bu olayı artık yok sayamaz; kimse bu emsali görülmemiş hayvan esaretini inkâr edemez." Şöyle devam ediyor: Böylesi bir esaret... kelimenin ahlaki olarak en nötr anlamıyla vahşettir denebilir... Bu vahşeti farklı göstermek ya da saklamak için elden ne geliyorsa yapıldığını, küresel boyutlu bu şiddeti unutturmak ya da çarpıtmak için uğraşıldığını kimse inkâr edemez, bu konuda ciddiyetle diretemez.
49 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.