İnancı çok sağlam biri değilim buna rağmen iman gücüyle "Allah belanızı versin" dedirtti bu kitap bana ayol.
şekerim daha lise çağında neymiş okulun psikopatı ile bir kız tanışıyor da efendime söyleyeyim aralarında bir şeyler oluyor. aha bu kadar işte kitap. bak iki satırda bitti açıklaması zaten. kitapta bir embesilin yazabileceği her türlü saçmalık mevcut. lise çağındaki bebe kızı boğazlıyor. kızlar ne yapar? abi polise şikayet edersin ailene şikayet edersin o çocuğa hayatı zindan edersin değil mi? yok bizimki aşık ayol !!!
okul desen nasıl bir okul belli değil. olaylar sürekli okulun dışında gelişiyor. okul formaliteden arada uğranılan bir yer. abuk sabuk kimin neden hikayenin içinde olduğu belli olmayan şeyler var. bir tane kızın babası ülkenin sayılı iş adamlarından birimiymiş neymiş ama her ne hikmetse bunların birbirinden haberi yok falan.
ulan kitap yazıyorsun kitap. zaten anlattığın şey bomboş bari cümle kurmayı başarabil değil mi? Bak cümleye bak: "Asla bulaşmak istemeyeceğiniz, tehlikeli bir serseri bana öyle soğuk öyle derin bir şekilde bakıyordu ki hissettiğim heyecan ve tedirginlikten boğazım kurudu." Bu ne ayol. Bu ne rezalet.
Hep diyorum bu kitapları basıyorsunuz, benim ülkemin mal beyinli kızları da okuyor ondan sonra at hırsızı tiplere aşık oluyorlar. Peşi sıra dayak, zorbalık, ölüm... Basmayın bu kitapları. Bitirdiniz bir nesli Allah kahretsin sizi!
PsikopatMihri Mavi · Martı Yayınları · 20153,564 okunma
Lise 1.sınıfa başladığım ilk gün Öğretmenlerle tanışma faslının tam arasında sınıfa aniden okul müdürü girdi.Şuan nasıl bilmiyorum ama bizim zamanımızda (95-99) eğitim öğretim yılında üniversitelere solcular,liselere ise sağcılar hakimdi.Müdürümüz eline kalemi alıp tahtaya şunları yazdı , ''Siyaset=Yalan,Siyasetçi=Yalancı'' Okulunda herhangi bir
Psikopat I- II- III
Adından da anlaşılacağı üzere kitabımızın baş karakteri bir psikopat. Evet evet tam bir psikopat. Yazarın hayal gücüne hayran kaldım gerçekten. Bu kadar saçma şeyi nasıl bir araya getirip kitap yazabildi bilemiyorum. Kurgu sıfır, içerik sıfır, karakterler sıfır ve anlatım sıfır.
"Aşk hiç bu kadar karanlık
“Biz”e düşen, kendimizi Nuh’un gemisinde görmeyecek kadar ihtiyatlı olmak; “diğerleri”ni tufan mahkûmu görmeyecek kadar da şefkatli olmaktır. Güzellikten ve doğrudan yana ne varsa “biz”den yana düşmek zorunda değil; çirkinlikten ve hatadan yana ne varsa “öteki”ne bulaşmak zorunda değil.
Sevgiliii 1K ailem bu günü bana bulaşma günü ilan ediyorum.
Bundan sonra her yıl bu günü kutluycam🥳🥳🥳
22 Haziran @Asila88 ye bulaşma günümüz kutlu olsun.😅😅😅🤣🤣🤣😂😂😂
"Devlet varsa özgürlük yoktur. Özgürlük olduğunda devlet olmayacaktır. "
-Vladimir Lenin
Geçen zaman sonra tekrar bir inceleme yazma arzusu doğuran Sırça Köşk...
1941 yılında, yani ölümünden sadece bir yıl önce yayımlanan Sırça Köşk, devlet anlayışını ve adalet, hukuk gibi temel prensipleri işleyip eleştirmektedir.
Kürk Mantolu
"Arada bir içimden seni öldürmek geliyor, hepsi
bu."
"Biliyorum, nefretlik biriyim." Henry ona baktı. “Tuhaf biri olduğun kesin, şekerim. Numara
yapamıyorsun."
Erkeğe baktı. "Ne demek istiyorsun?"
"Şey, genel kural kadınların çoğunluğunun,
imzayı atmadan önce erkeğine gülümseyen,
uysal yüzünü göstermesidir. Gerçek
düşüncelerini saklarlar. Oysa sen, balım, kendini
kötü hissettiğinde, kötü oluyorsun."
"İyi de, bir erkeğe neye bulaşmak üzere olduğunu
önceden göstermek daha adil, daha dürüstçe
değil mi?"
Selamlar. Kitap için kuracağım ilk cümle şu ki; okuma sürem boyunca yazar beni hep bir arada bir derede bıraktı. Bir an çok sevdim, bir an sevmedim. Ne hissettiğimi anlamadım. Tutanamadığım sayfalar olduğu gibi, bir anda sular seller gibi okuduğum sayfalarda oldu. Aklımı karıştırdı, sonra teker teker çözdü. Yani kısacası biraz değişik bir kitaptı. Holly Black'ten okuduğum ilk kitap. Açıkçası Cruel Prince'e başlamadan önce ilk olarak bu kitabını, bir de Elfhame kitabını aldım. Bu aralar çok fazla seri fantastiklere bulaşmak istemediğim için de ilk buna başladım. Bu kitap hakkında goodreads'te çok ortada kalanlar vardı. Açıkçası her ne kadar 5 yıldızlı yorumları okumaya çalışsam da düşük puanlara da bir kafam, gözüm gitmedi değil. Hele biri yorumunda sonu falan çok ortada, belirsiz bitti demiş kii ben yığıldım orada çünkü belirsiz sonlardan hiç hoşlanmıyorum. Amaa amaa öyle olmadı sonu bence çooook güzeldi. Gülümseyerek bitirdim ve okuduğum için mutluyum. Açıkçası kitap başından beri fix 7 puan ilerledi benim için ama sonu, konuyu toparlayışı çok hoşuma gittiği için 8 veriyorum. Sevmediğim kısımlar ise şu; ben yazarın dilini sevmedim. Güzel bir fikri çok fazla dolandırmış, konuyu bazen karman çorman bir halde ele alarak, okuyucunun odak noktasını birden 9 farklı ana noktaya çıkarmış. Dediğim gibi çok güzel kısımlarda vardı, 'ehh tamam öyle olsun, hadi bakalım' dediğim kısımlarda vardı. Sanırım benim incelememde biraz karman çorman oldu. Her neyse. Böyle işte. Çoook sevgilerimle:))
Yaralarımı astığım bir fedaidir zaman,
yüksek bir ülkü için her türlü tehlikeyi göze alır mı ki?
Kahverengi bir kar yağar mı üstümüze?
Ey gidişlerin şairi,
Yorma kendini…
Direnme ana, anlara.
Bilirsin ki;
Kim anlam verdi ki sevdaya?
Sevmenin kelimelerle ispatlanamayacağını
Ne ki anlamakta bir erdem olsaydı,
Herkes bürünürdü