....
Bir gram DNA'ya Dünyaları sığdırmak (Dünyalar = 455 Exabyte)
Bilim
New Scientist'te yazıyor 1 gramlık DNA'ya 455 milyon terabytelık veri depolanabileceği. 4 gramı, tüm Dünya'da bir senede üretilen bilgiyi tutabilir (Bu teorik kapasite ama iki sene önce bir ekip 700 terabyte depolamayı zaten başarmıştı).
Peki bu ne demek,
Biliyor muydunuz? Dünyada her yıl dünya nüfusunu doyuracak kadar gıda üretiliyor ancak adil bir şekilde dağıtılmadığı için dünyanın yarısı açken yarısı tok ve bu üretilen gıdanın çoğu ''toklar'' tarafından israf edilmekte. Dünyada her 10 saniye de bir kişi açlıktan ölüyor. Bunları çoğu çocuk ve Afrika'da. Yetersiz beslenme ve açlıktan ölen bir çocuk bir çukur kazılıp içine yatırılıp gömülüyor. Kefen mi? Kefeni nereden bulsunlar kefen parsını nereden bulsunlar. Para olsa yemek alır. Öleni yıkayacak su bile yok. Türkiye'de insanlar mezara bile lüks içinde gömülüyor. Mezarları bile lüks. Temiz su ile yıkama, temiz kefen, düz saptırmalar, lüks mermer taşları. Afrika'da bazı aileler ise ölen çocuklarını ve aile bireylerini gömmeyip etlerini kesip yiyor bile. Evet, dünyada açlık sebebi ile bunların yaşandığı yerle var.
Şimdi soru şu:
''Günde 5 milyon ekmek, yılda 214 milyarlık gıda israf eden bir toplulukla 10 saniyede açlıktan bir insanın öldüğü topluluğun ahirette hesabı bir mi olacak?''
Dikkat edin; sokak ve caddelerdeki çoğu çöpte çoğu evlerdekinden daha fazla lüks yemekler var. İsraf, şükürsüzlük ve halimizden bol şikayet ise cabası.
Sayfa 160 - Lopus YayıneviKitabı okudu
BUNLARI BİLİYOR MUYDUNUZ ?
Yahya Kemal
Hiç evi olmamıştır. Ölene kadar ptelde yaşamıştır. Nazım Hikmetin annesine aşık olmuştur.
BUNLARI BİLİYOR MUYDUNUZ ?
Cahit Sıtkı
Küçükken yaramazlık yaptığı için babası tarafından pencereden aşağıya sarkıtılmıştır. O günden sonra ölümden korkmuş ve eaerlerinde hep “ölüm” temasını işlemiştir.
Vay bee
Dünyanın en sessiz yerinin Amerika'daki Orfield Laboratuvarı olduğunu; burada kalın cam elyaf, iki kat yalıtılmış çelik duvarlar ve 30 cm kalınlığında betonla çevrilen - odanın özel yalıtım malzemeleri sayesinde ses dalgalarını yansıtmayıp - 9 desibelde bir sessizliğe sahip olduğunu; buraya giren bir insanın kendi kalp atışlarını, akciğerindeki nefesi ve eklemlerinin seslerini bile duyabildiğini...
Bunları biliyor muydunuz?
Kassam ordusunun özellikleri:
•Hepsi Hafız-ul Kuran'dır.
•Tefsir,Hadis ve diğer ilimlerin hepsini ileri derecede iyi bilirler.
•Tek bir kazaya kalmış namazları yoktur.
•Çoğu üniversite mezunudur.
•%80'i İsrail saldırıları sırasında anne babasını kaybetmiş yetimlerdir.
Allah'ın izniyle böyle bir ordu muzaffer olacaktır hiç şüphesiz.
Israil'in amacı, Ortadoğu'ya ebediyen yerleşmek. Kendine tehdit olan unsurları yok etmek. Güçlenmek ve vaat edilmiş toprakları ele geçirmek. Bugün için Ortadoğu'da İsrail'den başka nükleer güç sahibi olan başka ülke yok, bunu biliyor muydunuz? İran'ın nükleer güç sahibi olmasına karşı çıkmaları bundan işte, ilerde kendisine tehdit olacak. Bunu kabul edemiyorlar. Aslında biz de kabul etmiyoruz ama adam gibi adam yok ki, biz de nükleer bir güç olalım. Bizim politikamız, "Bekle ve Gör" politikası olduğu için, biz bekliyoruz. Hele bir İran nükleer güç olsun bakalım, bekleyelim. İsrail "bu topraklar benim", deyip kapımıza bir dayansın bakalım, bekleyelim. "Önce bunlar bir gerçekleşsin, sonra bunları bir de görelim, ondan sonra ne yapacağımızı düşünürüz", diyor bizim büyüklerimiz.
Sayfa 250 - Pozitif Yayınları
BUNLARI BİLİYOR MUYDUNUZ
Kadınlar ortada incir çekirdeğini dolduracak bir sebep yokken kendilerini mutsuz, kırgın hissetmek ihtiyacı duyarlar.
Sayfa 77 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Bunları biliyor muydunuz?
"Suya düşen kişi ağırlığını suyunki ile eşitleyebilirse, yani mümkün olduğu kadar derine inerse mutlaka su yüzeyine çıkar. Yüzme bilmiyorsa, dik pozisyonda başını geriye atıp ağzı ve burun delikleri açık kalacak biçimde durmalıdır. Bu pozisyon onun su yüzeyinde kalmasını sağlar. Yine de bedeninin ağırlığıyla yerine aldığı suyun ağırlığı arasındaki dengenin çok hassas olduğunu akıldan çıkarmamak gerekir. Örneğin kolun biri sudan çıkarıldığında ağırlık artar ve baş suya gömülür ya da suda yüzen bir tahta parçasına tutunmak başımızı dik tutabilmemizi sağlar. Yüzme bilmeyen biri kollarını yukarı uzatır ve başına dik tutmak için çabalar, su altında nefes almaya çalıştıkça ciğerlerine su gider. Dahası su karın kısmına da dolar, öylece beden iyice ağırlaşır. Fakat küçük kemikli ve şişman insanların bedeninin suya gömülmesi zordur. Bu tipteki insanlar boğulduktan sonra bile su yüzeyinde kalabilirler."
Sayfa 58 - REN YAYINLARI
