Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Büşra Akgün

Kendimize gelmemiz lazım, ruhumuza. Ve en önemlisi de kalbimize. Ama yolu bilmiyoruz. Nasıl ve nereden?
Reklam
Dünyaya bakmayı aşıp, dünyayı görme noktasına ulaştığımızda neye talip olmamız gerektiğini de anlarız. Bakmakla yetinmenin gerçek ilerlemeye yani içteki aydınlanmaya engel teşkil ettiğini bir kavrayabilsek!
Sayfa 102Kitabı okudu
Evet, biz müslümanlar günden güne İslâmi olan bir hayatı kurmak istiyoruz. Ama bu hayat bir "devrim" gölgesinde avuntu aramak değil, her gün kurmaya çabaladığımız yeni bir anlamın zenginleştirdiği hayattır.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Sözün doğruluğu, yanlışlılığı sözün kendisinde değil, o sözün hangi ağızdan çıktığındadır. Doğru söylemek diye bir meselemiz varsa, söylediğimiz bu sözlerin eri olmak diye bir meselemiz de vardır. Peygamber ve Peygamberin sünnetini hesaba katmadan, onu anlamadan Kur'an-ı Kerim'i anlamaya kalkışmak bu yönüyle nafile bir çabadır. Sahtelikle malûldur.
eşyalaştırılan insanın çağa yansıyan acıklılığı..
Reklam
Yaşlanmanın da ötesinde, insan zaman kılığında bir ölüm hecesiymiş...
Neden kendimizin dışındaki dev hadiselerin farkında bile değiliz? Yahut, şuurlu Müslüman'ın fark etmeğe mecbur olduğu hassasiyet içerisine giremiyoruz? Kör olası bencillik burada da hükmünü icra etmekte, herkes yine kendini ve sadece kendini görmektedir.
Sayfa 191Kitabı okudu
Kanayan Yaralarımız
Yarım asırdır devam eden ve son on yılda büyük bir hız kazanan Tanrısızlaştırma gayretlerinin, anlamsız ve başıboş bir köpek gibi ortalarda kalıvereceği, İslâmi otorite yokluğundan sersefil olmuş milyonlarca insanın kalbinde İslâm'ın birdenbire tutuşacağı, durmadan kabartılan abartılan marksist balonun bir tek darbeyle sonuna kadar söneceği, her türlü materyalist gayretin ve çürümenin Allah'ın koyduğu kanunlarla sorguya çekileceği, sahiplerinin aynı kanunlarla uyuz köpekler gibi kamçılanacağı ve gide gide bütün Müslüman ülkelerde, baştan sona burcu burcu İslâm'ın kokacağı o müthiş güzel günün hasretiyle içimiz kavrulmuş, sabretmekteyiz. Sabırsa, Müslüman olmanın sorumluluklarını bilerek, gece gündüz çalışmak, uykuları kaçırmak demektir.
Sayfa 166Kitabı okudu
Televizyon bir şamardır. Hem de kendi hanemizde kendi elimizle suratımıza inen büyük bir şamar.
On yıllardır sırtımızda İslâm dışı bir düzenin kamburunu taşıyoruz. Düşmanlarımız ise bizim mutsuzluğumuzun üzerinde hora tepiyor. Artık kendimize gelelim. İşe evimizden başlayarak kendimize gelelim.
Reklam
Gülsün diye çocuklar canımız dişimize Ne çıkar aldanırsak bu garip pazarlıktan Ömür geçip gidiyor bari uğrasa bize Uğrasa da kurtulsak yürüyen mezarlıktan...
RÖTUŞ
...Düşünün bir kere Yağmur yemeyeli kaç yıl oldu Kaç kez sabahladınız Uykusuzluğun koynunda Ölümden korkmadığınız Ne kadar doğru...
İstikamet Üzere Yaşamak
Yaptığın şeyleri kendinden bilme; kelimeyi sen 'telaffuz' edersin, 'tesirini' Allah yaratır. Parayı sen 'harcarsın', 'bereketi' Allah verir. 'İlacı' sen alırsın, 'şifayı' Allah ihsan eder. Bir yerlere sen 'bakarsın', 'keşfi' Allah tecelli ettirir.
Sayfa 6 - Selim CerrahKitabı okudu
İstikamet Üzere Yaşamak
Dünya, kendi kalbini fethetmiş kimseleri yoldan edemez, hedeflerinden koparamaz. Kendini fethetmek için önce imkanlarını bilmen ve zaaflarını tanıman gerekir. Şöyle düşünelim : "Dağ ne kadar yüce olursa olsun, üzerinden patika geçer. " Zirvesine çıkınca bir dağı fethetmiş olmuyorsun, heyecanın dinmiş oluyor. Kolayı herkes seçer, zora talip olabilir misin?
Sayfa 5 - Selim CerrahKitabı okudu
Sıkılanlar İçin Bir Muhtıra
Yıktıkça yapmanın ilmini öğretmiyor okullar Bunlar kendimi kazıyarak gezindiğim tehlikeli sular Okullar öğretmiyor boynunun baharında kesilmiş bir kadını Gidip dönmeyen kedilerin izbelikte çürüyen yalnızlığını Müfredata uymayan sökülmüş ayaklarımı
Sayfa 12 - Dilara Ayşe AkdenizKitabı okudu
Reklam
II. Astımlılar Korosu
Bizi sıvayan çamur, evi yutan sarmaşık Cana susayan ölüm yirmi dört saat açık Sigara içen heykel, parmak çıtlatan zenci Çekirdek yiyen genç kız, geceden korkan bekçi Bizi kışkırtan merak, taşı ısıran patron Kimsesi olmayan ev, şahı koruyan piyon Mühleti dolan bir söz, müjdesi bitmiş adam Pürüz çıkaran müdür, olmak bilmeyen akşam...
...çözme olanağımız olmayan bir ikilem. Acılarımızın kaynağı kendimiziz...
Sayfa 155Kitabı okudu
Ölüm gerçekten kötü müdür?
İnsan gibi fani bir varlığın, ulaşıp ulaşamayacağı bile belli olmayan şüpheli bir geleceğin peşine takılarak emin olduğu hali, yani bugününü ihmal etmesi ne büyük bir delilik.
Sayfa 51
Aslında, insanın eninde sonunda alışmayacağı hiçbir düşünce yoktur.
Sayfa 110Kitabı okudu