Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Dünyaya şahit olmanın yolu ise maceranın kendisinden başka bir şey değildi. Yaşanılanlar, görülenler ve öğrenilenler ne kadar acı olursa olsun, macera insanoğlu için büyük bir nimetti. Çünkü dünyadaki en büyük mutluluk, bu Dünya'nın şahidi olmaktı.
Müzelerde görüp tam olarak anlayamadığı tabloları anımsamıştı şimdi. Tıpkı bu tabloların önünde gerçekleşmesini daima boş yere beklediği şey gibi, bir şey bekliyordu. Neydi bu? Bir sürpriz, daha önce hiç olmamış bir şey mi? Zerre kadar hayal edemediği müthiş bir görüntü mü? Onu pençeleriyle kavrayıp, sonra gözlerinden başlayarak parçalayacak korkunç, hayvani bir şehvet mi? Kadınların kirli önlükleriyle, sertleşmiş elleriyle, odalarının bayağılığıyla, çiftlik fışkıları... Fışkılara bulanmışlıkla belirsiz bir nedenden ilintili olması gereken bir macera mıydı beklediği? Hayır... Hayır, şimdi tek hissettiği gözünün önündeki ateşli ağdı, sözcükler bunu anlatıyordu, sözcüklerin ifade ettiği kadar fena bir şey yoktu, tamamen suskun bir şeydi; boğazda bir düğümdü, beli belirsiz bir düşünceydi, sözcüklerle ifade edilmek istendiğinde böyle olduğu gibi açığa çıkıyordu sadece; ama o zaman da her şeyin daha açık görülmesinden başka, aslında hiç var olmayan şeylerin de belirdiği devasa bir büyültmede olduğu gibi aslına benzemekten büyük ölçüde uzaklaşırdı. Ama buna rağmen utanılacak bir şeydi.
Sayfa 31 - Ayrıntı Yayınları, 1. baskı, 2022 Çeviren: Regaip Minareci
Reklam
Bu İstanbul hevesi gençler için başlangıçta bir büyük macera adeta bir kendini ispat vesilesiydi. Sonra sonra bir başka hayatın, köylerde kağşayıp gevşeyerek iyicene fukaralığa bürünen köhne yapıdan uzaklaşma; yeni ve zengin bir geleceğin kapısını aralama sevdasına dönüştü.
Sayfa 96 - Dergah Yayınları 35.Baskı - Mart 2019Kitabı okudu
İstanbul
Büyük şehir bü­tün karmaşıklığı, sonsuzluğu içinde sessiz sedasız uyuyor ve koynunda birbirine benzemez milyonlarca insan ve macera saklıyordu. Esmer taş duvarları aşan bir muhayyile için bunun tasavvuru bile korkunçtu. Fakat bir insan kalbi bu şehirden daha karmakarışık, daha uçsuz bucaksız değil miydi?
Sayfa 58 - Türkiye iş Bankası kültür yayınlarıKitabı okudu
İnsanların dünya karşısındaki kayıtsızlığını da işte tam bu anda kendi zihninde yakaladı ve babasının sözlerine bir anlam vermeyi başardı: Bu dünyada insanların korktuğu tek şey öğrenmekti. Acıyı, susuzluğu, açlığı ve üzüntüyü öğrenmek onların uykularını kaçırıyor, bu yüzden daha rahat döşeklere, daha leziz yemeklere ve daha neşeli dostlara sığınıyorlardı. Dünyaya olan kayıtsızlıkları bazan o kerteye varıyordu ki, kendilerine altın ve gümüşten, zevk ve safadan, lezzet ve şehvetten bir âlem kurup, keder ve ızdırap fikirlerinin kafalarına girmesine izin vermiyorlardı. Oysa Uzun İhsan Efendi, Dünya'nın şahidi olmanın gerçek bir ibadet olduğunu sık sık söylerdi. Her insan şu ya da bu şekilde dünyayı okumalıydı. Kuran'ın kendisi peygamberin dünyayı nasıl okuduğuna bir örnekti ve onun ardında giden herkes, dünyayı onun gibi okuyup şahadetlerini yazmalı ve bunları başkalarına aktarmalıydı. dünyaya şahit olmanın yolu ise maceranın kendisinden başka bir şey değildi. Yaşanılanlar, görülenler ve öğrenilenler ne ka- dar acı olursa olsun, macera insanoğlu için büyük bir nimetti. Çünkü dünyadaki en büyük mutluluk, bu dünyanın şahidi olmaktı.
Reklam
İhsan Oktay Anar'ın Puslu Kıtalar Atlası'nda Uzun İhsan Efendi, oğlu Bünyamin' e şöyle seslenir:"Buradan gitmek istediğini biliyorum oğlum. Sana olan sevgim biricik oğlumu tehlikeye atmama engel oluyor. Ama bilmek ve şahit olmak en büyük mutluluktur. Macera ise büyük bir ibadettir;çünkü O'nun eserini tanımanın başka bir yolu olduğunu görebilmiş değilim. Kendi payıma ben, dünyayı rüyalarımla keşfetmeye çalıştım. Bu, yeterince cesur olmadığımın bir göstergesi olabilir. Aynı hatayı senin de yapmana yol açmak istemiyorum. Sana izin veriyorum, git. Git ve benim göremediklerimi gör, benim dokunamadıklarıma dokun, sevemediklerimi sev ve hatta, bu babanın acı çekmeye cesaret edemediği acıları çek. Dünyadan ve onun binbir halinden korkma! "
Yaşanılanlar, görünenler ve öğrenilenler ne kadar acı olursa olsun, macera insanoğlu için büyük bir nimetti. Çünkü dünyadaki en büyük mutluluk, bu Dünya'nın şahidi olmaktı.
Macera
Yaşanılanlar, görülenler ve öğrenilenler ne kadar acı olurlarsa olsun, macera insanoğlu için büyük bir nimetti. Çünkü dünyadaki en büyük mutluluk, bu Dünya'nın şahidi olmaktı.
Sayfa 91
Bilmek ve şahit olmak en büyük mutluluktur. Macera ise büyük bir ibadettir; çünkü O’nun eserini tanımanın başka bir yolu olduğunu görebilmiş değilim.
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.