"Kalabalık beni sahiden sıktı. Ben ikide birde böyle oluyorum, bazen bütün insanları boyunlarına sarılıp öpecek kadar seviyorum, bazen da hiçbirinin yüzünü görmek istemiyorum. Bu nefret filan değil… İnsanlardan nefret etmeyi düşünmedim bile… Sadece bir yalnızlık ihtiyacı. Öyle günlerim oluyor ki, etrafımdan küçük bir hareket, en hafif bir ses bile istemiyorum. Fakat sonra birdenbire etrafımda bana yakın birilerini arıyorum. Bütün bu beynimde geçenleri teker teker, uzun uzun anlatacak birini. O zaman nasıl hazin bir hal aldığımı tasvir edemezsiniz."
Sonra içime hatta dışıma kapandım Küsmek gibi bir şey.Bir çeşit gölge fesleğeni.Bir çeşit olmayan hayat.Zaten hiçbir şeyi kararında bırakamamak ve ortasını bulamamak gibi bir sorunum var benim.Epeyce göçebe yaşadım,sadece iki valizim oldu.Bir yığın insan tanıdım Ama hep yalnızdım.
"Yürürken bir yandan da şarkı mırıldanıyordum, çünkü mutlu olduğum zamanlar kendi kendime birşeyler mırıldanırdım. Hiçbir dostu, arkadaşı olmayan, sevinçli anlarında sevincini kimselerle bölüşmeyen herkes de aynı şeyi yapmaz mı?"
"Kimsenin aleyhinde olmayan kendi aleyhindedir. Herkesle,her türlü insanla barışık yaşayan kişi,kendisiyle savaşmak zorundadır bitanem. Bense kendimle barış içindeydim ve düşman kazanmam kaçınılmazdı... Yinede bunu kendi isteğimle seçmiş sayılmam...Dava adamı derttir ruhcağızım; yaradılıştır... ama buna rağmen sorumluyum... Şimdi bütün varlığımla bu sorumluluğu anlamlandırmaya çalışıyorum."
"Bir binanın camlarının çoğu kırıksa insanlar diğer camları kırmaktan çekinmez ve bunu suç olarak görmezler. Eğer insanlara kırıklarınızı gösterirseniz, acılarınıza taş atmaktan ve sizi daha fazla kırmaktan asla çekinmezler.."
Aklı başka bir kadında olan erkek yaradılıştan hisli ve yüreklide olsa, ilgisiz ve haşin hale gelir. Mutsuz olduğu için istemediği halde sunulan bir sevgiye kapıldığı olur. Ondan usanır ve usandığını belli eder.