çağla
@caglaanrr
selam!
Üniversite
İstanbul
Istanbul, 2004
60 okur puanı
Mart 2020 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
yalnız kalmak, kendini tamamıyla akışına bırakarak, hiçbir çıkar yol aramadan bu azap verici gerginliğin etkisiyle sürüklenmek istiyordu. kalbine, ruhuna saldıran soruları çözümlemek istemiyor bunlardan tiksiniyordu.
Bu ahenk neydi? Küçüklüğünden beri onu çeken fakat bir türlü içine karışmadığı bu şenlik neydi?Her sabah ışıklarını açarak aynı güneş doğuyor; her sabah aynı gökkuşağı şelalenin üzerinden yükseliyor, her akşam uzakta ufkun ucunda şu karlı dağın tepesi aynı kızıl renge bürünüyordu. Güneşin ışığı altında etrafında dolaşan küçük sineğin bile kainatın bu ahengin de yeri var ve bunu biliyor üstelikte mutlu. Her küçük ot parçası büyüyor ve mutlu. Her varlığın bir yolu var. O da onu biliyor ve o yolda gelip giderken mutlu! Yalnız o bir şey bilmiyor ve bir şey anlamıyor. O her şeye yabancı, dünyadan elini eteğini çekmiş.
Yeter şu Avrupa’ya ağzımız açık, hayran hayran bakışımız… Bütün bunlar, bütün yabancı memleketleriniz, bütün şu meşhur Avrupanız fanteziden ibaret. Avrupa’dakiler de bizler de sadece fanteziyiz.
Okur Takip Önerileri
Öylesine hatırı sayılır bir terakki kaydettiler ki belki de bizim koskoca dünyamız onlardan birinin çocuğuna hediye ettiği bir akvaryumdan, bir kafesten ibarettir sadece.
Olanları unutmak istediğimi düşünüyorum ve bu seneki sonbaharın gelişinin bu konuda bana yardımcı olduğunu söylemeliyim. Çünkü bu sonbahar ruhumuza bile işledi, içimizde aktı. Henüz sessizlik görmemiş yerlerimizi sessizliğe mahkûm etti.
Her şeyin bu denli anlamsız olması imkansızdı; yıldızlar, rüzgar, insanlar.
bu sürü bana hiç yabancı gelmiyor
Güncel düşüncelere hemen ve kaçınılmaz olarak dalan, kimi zaman içtenlikle hizmet ettikleri her şeyi gülünç bir duruma sokan ve onu bayağılaştıran, çok sayıdaki zamansız doğmuş, zayıf, hiçbir konuda yeterince bilgiye sahip olmayan aptal ve kendini beğenmişler sürüsünden biriydi.
(semyonoviç için söylüyor büyük yazar)
ve kişinin fikrini değiştirmesindense kendine belletilenlere inanması hep daha kolaydır.
İnsanın dilediği gibi yaşayabilmesi için önünde iki engel vardı: Tanrı ve insanlar.
Yekpare zaman nedir?
Eminim bunu Tanpınar da bilmiyordu.
Fani ile bakinin farkını fark eden için eşya kaç para eder?
Pencere bana dar geliyor, dışarının gürültüsüne ise bir türlü anlam veremiyorum.
Eğer başka çocuklar da anlaşılmamaktan, yanlış anlaşılmaktan, benim çocukken korktuğum kadar korkuyorlarsa bu korku birçok suskunluk ve yalanların anahtarıdır.
Papalagi
Zaten Yüce Ruh da insanların bu aşırı merakından pek hoşlanmaz. Bu yüzden her şey başı sonu olmayan sarmaşıklarla sarılmıştır. Bütün düşünceleri tadanlar eninde sonunda şaşalayıp kaldıklarını, yanıtını veremedikleri soruları Yüce Ruha bırakmak zorunda olduklarını bilirler.
Deli eder insanı bu dünya;
Bu gece, bu yıldızlar, bu koku,
Bu tepeden tırnağa çiçek açmış ağaç
Biriktirdiğim hislerim, gözyaşlarımla dışarı atılmak istiyorlardı sanki.
