"Ama bir şeye alışamıyordu. Bu 'yalnız' denilen yansızlık durumunun ta kendisiydi. Yalnızlığa alışamıyordu insan. Yalnız insanlar bazen 'ben böyle iyiyim' veya 'bunu ben seçtim' gibi şeyler söylüyorlardı. Külliyen yalandı bu. Kimse bu kalabalık içinde yalnız kalmayı yakıştırmazdı kendine. Bir insan bile olsa isterdi. Biri beni düşünsün, gece yatarken üstümü örtsün, eve gittim mi diye merak etsin isterdi. Ve insan neye sahip değilse onu taşlamaya meyilliydi. Sahip olamıyorsak ihtiyacımız olmadığına inandırırdık kendimizi. Elde edemeyince çamur atmak insanlığın şanından değil mi?"
İlber Ortaylı hem üslup olarak hem de konuşma jargonu olarak kendi tarzını yaratmış bir insan. Birçok tenkitine rağmen, özellikle gençler onun sözlerine önem veriyor. Yoksa cahil dediğiniz insan size kızar ya da bir tepki verir, hoca deyince tepkiden ziyade memnuniyet doğuyor. Çünkü insanlar onun söylediğinde bir mana arıyor, yaptıkları bir hatanın sonucu olarak hak ettiklerini düşünüyorlar. Tabi ki bunun dışında, hocaya karşı eleştirilerde yok değil. Ben o kısımla ilgilenmiyorum, bizim işimiz şu halimizle bilgi bakımından yanına yaklaşamayacağımız bir insana çamur atmak olamaz. O başkalarının işi olsun, olsa olsa temenni eder, fikir beyan ederiz o kadar. Bilmeden konuşmanın alemi yok çünkü. Bu arada özellikle Türk Tarih Tezi konusunda farklı düşündüğümü de hep söylerim, her konu da hem fikir olmak zorunluluğumuz yok sonuçta…
Serinin incelemesine 3. kitapla devam ediyorum. Önceki iki incelemeden sonra nihayet güncele gelmiş durumdayız. 4. kitap çıkmadan önce serinin 3. ve bana göre en fazla hayal kırıklığı içeren kitabının yorumunu yapacağım. Yorumumda spoiler bulunacaktır.
1) Sizi Mütemadiyen Kandırmaları
Önceki kitapların yorumunda asla okuyucu gaza getirilen
Tamamen 13, 16 yaş arası kız çocuklarına hitap edecek bir kitap, yazar dil anlatımı ve olayları bağlamada çok acemi, selin kızımız sayesinde wattpad üzerinden basılmış kitapları almamaya özen gösteriyorum diyebilirim. Yarım bıraktım, sonra kütüphaneye bağışladım. Amacım asla çamur atmak değil çok fırın ekmek yemesi gerekiyor. Sanırım bu ara ikinci kitabı çıkarmış ama gerçek bir fantastik tutkunu iseniz daha iyi kitaplara yönelin. 16, yaş altına uygun severek okuyacaklardır, kemik kitlesine mutluluklar iyi okumalar diliyorum.