Mustafa Kemal artık zar atmıyordu. Satranç oynuyordu. Bu oyunun da, bilmeyenlere seyri bile, yorgunluk verir.
Türlü durumları, fırsatları ve şartları pek iyi kollamasını ve kullanmasını bildiğinden, harp ve politika işlerini de kıskıvrak iradesine bağlamıştır. Önde, gidip daima yerinde bulacağı bir ordusu, arkada, gelip daima kavuşacağı bir insanlar takımı vardır. Fakat her günkü kürsü kavgalarından sonra:
Canım efendim bu Meclis de nedir? İzin veriniz, dağıtalım. Gibi tekliflerde bulunan dar kafalı gayretkeşlerden de, ürpererek uzak durur. Mustafa Kemal, meclissiz yaşamayı aklı almayan bir yirminci asır lideridir. Söyler, inandırır, zora getirir, susturur, fakat meclissiz yapamaz.