Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

FIRAT AYDEMİR

FIRAT AYDEMİR
@captainfuser
Gelecek günlerin acıları…
Davul, zurna, ey gaziler, sokaklarda kalabalık… Hem oynayan, hem bağıran, hem de yürüyen coşkun ve genç askerler… Kendilerini nasıl bir akıbetin beklediğini bilmeyen ve “ya gazi, ya şehit!” diye bağırdıkları halde ölümü akıllarına bile getirmeyen zavallılar… Hayatın yeknesaklığı içinde birdenbire beliriveren bu korkunç değişikliği gülerek kabul eden, ona koşan ve ne için, kimin için ölmeye gideceklerini, nerede ve nasıl öldüreceklerini sormayı asla akıllarına getirmeyen kahramanlar… Yalnız kadınlar işin fecaatini daha iyi görüyorlardı. Muhayyilelerinin kısırlığı bu korkunç şeyi yalancı cazibelerle süslemelerine mani oluyor ve onlara, gelecek günlerin acılarını şimdiden düşündürüyordu.
Sayfa 154 - YKYKitabı okudu
Reklam
Okumak...
Şimdi lambanın ışığında, gecenin o saatinde, bu ücra yerde gerçek bilginin ne demek olduğunu anlıyorum. “Köyde büyük tecrübeler kazanılabilir” diye düşünüyordum uykuya dalarken, “fakat okumak ve daha çok okumak gerek…”
Sayfa 68 - Doktor BomgardKitabı okudu
İnsana ne kadar toprak gerekir?
Uşağı belli yerden alıp Pahom’a ayaklarından başına kadar bir mezar kazdı-üç arşın-ve onu oracığa gömdü. Üç arşınlık toprak yetmişti Pahom’a.
Sayfa 55 - PahomKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
En karanlık an…
Çölün dilinde biz bu durumu söyle tanımlarız: vahanın palmiyeleri ufukta görünmüşken susuzluktan ölmek. Araştırma her zaman acemi talihiyle başlar. Ve her zaman fatihin sınavıyla sona erer. Delikanlı ülkesinde söylenen eski bir atasözünü anımsadı: En karanlık an, şafak sökmeden önceki andır.
Sayfa 155 - Can yayınları, delikanlıKitabı okudu
Gregor
Başını yana eğmiş hüzünlü bakışlarla notları takip ediyordu. Gregor biraz daha öne çıktı ve kız kardeşiyle göz göze gelebilmek için başını iyice yere yanaştırdı. Kız kardeşinin yanına kadar sokulup onu eteğinden çekerek kemanıyla odasına gelmesini ima etmeye kararlıydı, çünkü burada hiç kimse onun çaldığı müziği kendisi kadar takdir etmiyordu.
Sayfa 62 - Türkiye İş Bankası Kültür yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Ludovico Yöntemi
Ludovico belasını damarıma boca etmek o denli hoşlarına gidiyordu ki ondan vazgeçeceklerini aklıma bile getirmiyordum.
Sayfa 106 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Yasak Kitap
Amat’ta Kaptan Diyavol’un, Süleyman’a okumamasını tembih ettiği o yasak kitap ne idi?
Sayfa 238 - İletişim YayıneviKitabı okudu
Son Yaprak
Bay Behrman bugün zatüreeden öldü. Hastalığı yalnızca 2 gün sürdü. Kapıcı ilk günü sabahı onu sancıdan kıvranırken bulmuş. Üstübaşı ve ayakkabıları sırılsıklammış. Öylesine korkunç bir fırtınada nereye çıkmış olacağına akıl erdirememişler. Sonra hala yanmakta olan bir fener, birkaç fırça ve üstünde yeşil ve mavi boyalar olan bir palet bulmuşlar. Pencereden bak, şekerim, son sarmaşık yaprağını görüyor musun? Rüzgar estiği zaman neden sallanmadığını merak etmedin mi hiç? Bu Behrman’ın son şaheseri işte! Son yaprağın düştüğü gece yapmış.
Sayfa 109 - EpsilonKitabı okudu
Kaptana Saygı.
Gelişmiş denizci devletlerin denizcilik kültürlerinde gemi komutanı veya ticaret gemisi kaptanı Tanrı’dan sonraki kişi olarak tanımlanır. Zira verdiği veya vereceği kararlar, sonuçları itibariyle yaşamla ölüm arasında seçenek sunar.
Sayfa 144 - YKY YayınlarıKitabı okudu
AH BE MARTIN EDEN
Bir sürü kitap okudu ama içindeki huzursuzluk azalmak yerine daha da büyüdü.
Can Yayınları - Martin EdenKitabı okudu
Reklam
Neden o zaman bana yemek vermediniz?
“Geçmişte yapılıp bitirilmiş işlerdi onlar! Ve şimdi siz bana yemek veriyorsunuz; oysa o zaman beni açlığa terk edip evinize gelmemi yasakladınız, bir iş bulamadığım için beni lanetlediniz. Oysa o işlerin hepsi yapılmış, o şiirler, hikayeler, hepsi yazılmıştı. Ve şimdi, konuştuğumda, dudaklarınızın ucuna gelen ifade edilmemiş düşüncelerinizi dizginleyip ağzımın içine bakıyorsunuz ve ne söylersem söyleyeyim can kulağıyla, saygıyla dinliyorsunuz. Ait olduğunuz zümrenin yozlaşmış rüşvetçilerle dolu olduğunu söylüyorum ve küplere binmek yerine ağzınızda lafı geveleyip söylediklerimde büyük haklılık payı olduğundan bahsediyorsunuz. Neden? Çünkü ben ünlüyüm ve çok param var.
Sayfa 453 - Can Yayınları - Martin EdenKitabı okudu
Müsvettelerde yazanlar…
O yüzden de şimdi Martin Eden olduğu ya da yazdıklarından dolayı değil, şöhret sahibi olduğu, bir yerlere geldiği ve yüz bin dolar civarında bir parası olduğu için davet ediyorlardı. Burjuva toplumunun insana değer verme biçimi buydu işte; o kimdi ki bunun farklı olmasını bekleyecekti?
Sayfa 452 - Can Yayınları - Martin EdenKitabı okudu
İçimizdeki Şeytan
İyilik demek kimseye kötülüğü dokunmamak değil, kötülük yapacak cevheri içinde taşımamak demektir.
Sayfa 249 - ÖmerKitabı okudu