SAVAŞ — DEVRİM — AŞK
20.Yüzyıl'ın henüz başları, çarlık emperyalizmi savaşta, halk isyanda. Çarlığın gözü uzakdoğuda, kulağı Petrograd'ta. Kazan fokurdamaya başladı. İşçiler başkaldırdı. Yitik bir devrim, bitik bir çarlık, ortalık karışık, bir de dünya savaşı. Şu gelen örgütlü bir hareketin ayak sesleri, senelerden bin dokuz yüz on yedi*, kızıla
Cehalet mutluluktur demişti ya Sokrates.Yeni anladım ne demek istediğini. Bazen bilmek,haber almak kaygıyı arttırmaktan başka bir işte yaramıyor.Bazen bilmek, hayal kurmaya bile engel...
Hem okuyup da ne olacak? Gözleri açılıp, hisleri incelip, etrafın çirkinlikleri karşısında adım başı üzülmektense, neme lazımcı birer küçük meslek sahibi olup çoluk çocuklarının ekmeğinden başkasını düşünmeyi bilmesinler daha iyi!
Cehalet mutluluktur!
Kitabın asıl çeviri ismi "Ahmaklığa Övgü" ancak Türkiye'de ilk olarak "Deliliğe Methiye" olarak çevrildiğinden isim öyle kalmış. Aslında orijinal isim ile çeviri gerçekleştirilseydi kitabın daha anlaşılabilir olacağı kanısındayım.
Ve yazar şöyle başlıyor aslında kitaba "Budalalığa övgüler yağdırdım, ama tamamen budalaca değil." Aslında dünya da ki tüm olguları budalalığa bağlıyor ve bunu çok zekice bir çizgiden götürüyor. Ben çok severek ve sindirerek okudum. Din, siyaset, sanat, bilim kısacası ne ararsanız hepsini tek tek ele almış 68 maddede. Hepsi ile ilgili çıkarımlarda bulunmuş. Ve yazıldığı dönemle şimdi ki arasında pek bir şeyin değişmediğini görüyorsunuz aslında bir abimin de dediği gibi değişmiyoruz dönüşüyoruz :) Bunlara ek olarak eğer benim gibi Yunan mitolojisi ve Roma tarihi konularında eksiklikleriniz varsa okumanız biraz fazla zaman alıyor.
Deliliğe ÖvgüDesiderius Erasmus · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202111,5bin okunma
Bilmek istediğin şeyi bilmeye hazır olup olmadığından Emin misin?
Öğreneceğin şeyle ne yapacağından emin değilsen, bu yük taşımaya neden talip oluyorsun?
Cehalet mutluluk getirmez...
Ama bazı şeyleri bilmemeyi tercih etmek mutluluktur.
“Cehalet mutluluktur demişti ya Sokrates. Yeni anladım ne demek istediğini. Bazen bilmek, haber almak kaygıyı arttırmaktan başka bir işe yaramıyor. Bazen bilmek, hayal kurmaya bile engel…”
Kitap bir İtfaiyeciden bahsetmekte ama bilindiği gibi değil. İtfaiyecilerin görevi herhangi bir yangını söndürmek değil. Onlara bir ihbar geliyor. Bu evde bir kitap olduğunu düşünüyoruz gidip bakın diye. Evde kitabı arıyorlar kitabı bulup yakıyorlar. İtfaiyecinin Hayatına bir kız eski hocalardan biri giriyor uyanmaya başlıyor zamanla. Kitap yakmaya gittikçe yakmaya çalıştığı kitapların bazılarını gizlice alıp okuyor ve itfaiyeci değişmeye başlıyor. Başlarındaki lider bunu fark ediyor. Kendisi çok kitap okuyan bir adam. Belli toplumsal kademelerdeki üstte bulunan insanlar yasakladıkları şeylerin tehlikesini düşünmüyorlar aşağıdaki insanlar nasıl aynı seviyede olabilir diye düşünüyorlar bence. Bu yüzden aynı seviyeye gelinmesini istemiyorlar. Kitapları korumaya çalışan insanlarla karşılaşınca halk olarak tvye daldıklarını başka şeylerle meşgul olduklarını kitapları unuttuklarını söylüyor. Tepedekilerin,aşağıdakilerin bakış açılarını bize yansıtmış. Bu şekilde devam ediyor kitap.
Kitap bir distopya. 1953 te çıkıyor Amerika Sovyetler arasındaki soğuk savaşın en yüksek olduğu dönemlerden birtanesi. Medya gelişim,tv nin geldiği yıllar. Yazar insanların tvye olan ilgisinden etkileniyor ve insanlar böyle devam ederlerse birgün hiç kitap okumamaya başlayacaklar diye düşünüyor.
Dayandığı düşünce ‘Cehalet Mutluluktur’. Kitabın temelinde insanı ne mutlu edebilir? İnsanların mutluluğu için ne yapılabilir? Hükümet eleştirisi,Kapitalizm,Romantik bakış açısı, Nerde eski bayramlar hissiyatı var.