Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
AY ANAM İçimi sardığında her dikenli kördüğüm Kimdi, ilk baktığımda aynalarda gördüğüm Kimdi bahçemde mahrem çiçeklerle büyüyen Gecelerimde durup gündüzümde yürüyen Gözleri toprağımda gül kokulu bir nehir Bakışları güneşi arayan pervanedir Ey ışığı ruhumda filizlenen ay Anam Kendi karanlığımda kaybolmuşum vay anam
Sen kendini cehennem gibi görürsen kendi içine girmek ister misin? Herşeyi güzel çiçeklerle örtmeye çalışırsın ve kendinden kaçıp durursun. O yüzden insanlar devamlı etraflarında başkalarını istiyorlar. Kendi kendi￾leriyle kalamıyorlar; başkalarıyla olmak istiyorlar. İnsanlar ne tür olursa ol￾sun eş-dost peşindeler; kendilerinden kaçabildikleri sürece herşey olabilir.
Reklam
14
Plastik çiçeklerle ziyaretime geldi hayat Semt pazarından alınma hırkasıyla Her bastığında gıcırdayan tahtalarıyla Öyle çok sevdim Binlerce kapıcı karsından birinin ismiydi sanki kader..
Sayfa 61 - Metis YayınlarıKitabı okudu
Arsız sarmaşıklar gibi her sabah Bıkmadan tırmanıyorum güneşin tahta perdesine Mor çiçeklerle açılmak için dünyaya.
"Bitkilerimi doğru sevmemin karşılığında. Bitkiler, seni onlara gösterdiğin sevgi oranında ödüllendirirler. Eğer onlara kötü davranırsan ya da onları ihmal edersen, sana hiçbir şey vermezler. Ama eğer onlarla doğru şekilde ilgilenirsen ve onları seversen seni; sebze, meyve ya da çiçeklerle ödüllendirirler."
Paris Gecenin çarmıhlarına gerilmiş uyumaktalar, her şeylerini yitirenler, gürültülerle sarsılan dehlizlerde, ama biz neredeysek, orada ışık var. Çiçeklerle dolu kollarımız, nice yıllardan kalma mimozalar; her köprüden bir altın yağmuru, soluğu kesilmiş, nehre dökülmekte.
Reklam
Çiçeklerle örtülü bir tepenin ardına saklanmakta olan güneşi seyretmek. Dev bir ormanda bir yere varmadan,tek bir an bile dönüşü düşünmeden yürümek. Deniz kıyısında dikilip uzaktaki adaların ardında kaybolmakta olan bir gemiyi izlemek. Bulutların arasında kaybolana dek kazların uçuşunu seyretmek. Ve bambunun bambuya düşen ince gölgelerini. Zeami Motokiyo
Sayfa 107 - IV. Shirin-yoku felsefesi. Waka sanatı.Kitabı okudu
"Kasvetli Pazar... kollarım çiçeklerle dolu Odamıza girdim yorgun düşmüş kalbimle Gelmeyeceğini biliyordum çünkü Sevgi ve acıyla dolu şarkılar mırıldandım. Tek başımaydım ve ağladım sessizce. Fırtınanın uğultuları kulaklarımda çınlarken... Kasvetli Pazar Biliyorum çok acı çektiğim bir pazar günü öleceğim İşte sen o zaman geleceksin, bense çoktan gitmiş olacağım..."
Hasretin alev alev içime bir ân düştü Değişti hayâl köşküm, gözümde viran düştü Sonsuzluk çiçeklerle donandı yüreğimde Yağmalanmış rûhuma yeni bir devran düştü...
Neydi Evlilik?
Peki ama neydi evlilik? Giyim, takı, eşya, kıyafet, şaşaa, gösteriş miydi? Birkaç süslü söz, gezme-tozma, gülme- eğlenme miydi sadece? Ebedî bir arkadaşlıkta tutunacağın sımsıkı bir el değil miydi? Hayatın fırtınalı denizinde evlilik sandalında birlikte kürek çekmekti evlilik. Sahili selamete çıkınca sonsuz mavilik, huzur, sükûnete ermek değil miydi? Gece olmadan şafak söker miydi? Kışı, ayazı, buzu görmeden bahar gelir, renk renk çiçeklerle bize tebessüm eder miydi? Ekilip çapalamadıkça hoş kokulu lezzetli ürünler derilir miydi? Evlilik böyle bir şeydi tam da! Birbirinin kahrına katlanmak, yekdiğerinin nazını çekmek, derdini anlamak, gamını gidermek, asla eziklik değildi. Büyüklerimizin elli altmış yıl süren evliliklerine özenen gençler, kendi dayanıksızlıklarını ve tahammülsüzlüklerini gözden geçirmeliydi ilk önce.
Sayfa 54 - Hayat yayınları, Kalbim Sana Emanet, Nurdan DamlaKitabı okuyor
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.