Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
çin kaynaklarında adı hsiung-nu'nun aslının hun olduğunu ve bu adla tanındığını ve ülkemizde kabul böyle gördüğünü biliyoruz. m.s. 311 yılında çin'in başkentlerinden lo-yang'a giden soğd ticaret heyetinden bahsedilmesi dolayısıyla söz konusu bir soğdça mektupta hun ismi hsiung-nu'ların karşılığı olarak geçmektedir. bu da hun isminin orjinalini açığa çıkaran bir bilgi olmuştur. aslına bakılırsa çin kaynakları hunların atalarını çok eski devirlere götürürler. zaman içerisinde onları sadece Hsiung-nu değil, "hu-chu, hsien- yün, yen- yün, jung-ti" gibi çeşitli isimlerle kaydetmişlerdir. belki de tam açık olmamakla birlikte yazıldığı devrin çincesine göre farklı okunuşlar da söz konusu olabilir. hatta shang devrinde Kuei-fang adı da bunlara ilave edilmiştir.
Sayfa 27 - kronik kitap, 2. basımKitabı okuyor
biz avrupa tarihçisi gibi değiliz; sadece julius caesar'ı, tacitus'u okuyarak ve germanya'nın milat sıralarındaki durumunu kavrayarak tarihimizi kısa sürede öğrenemeyiz. bugün bir alman'ın, bir fransız'ın, bir britanyalı'nın kaynakları romalılardır; onları okurlar, öbür diller zaten yazısız dillerdir. ama eldeki kaynaklar işlenmiştir, kolaydır. tarihte her zaman boşluklar vardır ama söz konusu kaynaklarla kolay duvar örülüyor. türkçe öyle değil, ilgili tarih içinde henüz üzerinde tartışılmamış çin, hind ve iran epigrafik ve paleografik malzemesi çoktur. bunun yanında sanskritçe, eski pahlavi dili gibi dillerde okumalar yapmak lazım. kurgandan (mezar) halı çıkıyor mesela; gel de o halının yerini tespit et. oradaki kavim söz konusu halıyı kullanmış ama kavmin tavsifi kolay iş değil. tarihçiliğimizin bu bakımlardan çok büyük problemleri var
Sayfa 37 - timaş yayınları, 3. basımKitabı okuyor
Reklam
Hun kanunlarında bir kişi eğer adam öldürmek maksadıyla bıçağını sı­yırırsa idam edilir. Hırsızlık yapanın mailarına el konulur. Bir suçluya hafif bir ceza verilecekse bir uzvu ezilir. Ağır ceza verilecekse idam edilirdi. Hapis müddeti on günü geçmezdi. Mahkumların sayısı ancak, birkaç kişidir. Hun sosyal hayatını düzenleyen kanunlar, Çin'deki gibi karışık ve zor uygulanır değil, kısa ve kesin hükümlerdi. Cezaların ağır olması caydırıcı gücü ve milletin erdem sahibi olmasını, suçluların sayısının çok az olması sonucunu doğuruyordu. Bu konuyu Çin kaynakları "mahkumların sayısı ancak birkaç kişidir" ifadesiyle açıklarlar.
İlk Çin galibiyeti MÖ 127 yılında gerçekleşmiştir. Bu yılda General Wei Ching ordusuyla Yün-chung'dan Lung-hsi'ye doğru sınırdan geçti. Ordos'taki toprakları aldıktan sonra Wu-yüan ve Shou-fang garnizonlarını kurup, bölgeyi iskan etmek için yüz bin Çiniiyi yolladı. Bu tarihten sonra Ordos tamamen Çin' e bağlandı. Böylece Hunların ekonomik rezerv kaynakları ellerinden çıkıyordu.
… Buna ilaveten Çin kaynakları, Hun adetlerine göre (barış zamanlarında) kılıcı kınından bir ch’ih (23 cm) kadar çekenin cezasının ölüm olduğunu kaydetmişlerdir ki, bu kayıt, Türklerdeki savaşçılığın koşulsuz, sınırsız ve ilkel bir öldürme eğilimi veya savaş/ölüm severlikle izah edilemeyeceğinin bir göstergesidir.
Sayfa 83 - Kronik Yayıncılık 6.BaskıKitabı okudu
Gök Türkleri anlatan Çin kaynakları açıkça onların Hunların devamı olduğunu bildirirler. Devletlerinin yapı özellikleri, hükümdarlarının hatta eşinin konumu, sosyal hayatları, inançları ve dünyayı algılamalarının benzer olduğu vurgulanmıştır. Gök Türk Devleti adıyla 542'de Orta Asya tarih sahnesinde yer alan ve her yönüyle somut bir şekilde varlığını öğrenebildiğimiz Türk devlet modelinin temelleri bahsettiğimiz devirde görülmektedir. Sonraki devirlerde Hunlardan çok sayıda farklı adlar altında devlet ve boy çıksa da kaynaklar, Gök Türkleri Hunların esas mirasçısı gösterirler. O halde tarihte bilinen ilk Türk Devleti'nin tarihi temellerinin MÖ 2255'lerde atıldığını söylemek mümkündür.
Reklam
Orhun yazıtları ve Çin kaynaklarında vatan kavramı üzerine:
Vatan sevgisi Orhun Yazıtları'nda çok açık bir şekilde anlatılmıştır. Ayrıca, merkez Ötüken bölgesi kutsal sayılmıştır (Iduk Ötüken). Aslında oyma yazılı Eski Türkçe yazılı anıtlar (Türk milletinin acı tatlı hatıralarının gelecek nesillerce unutulmaması için taşa yazdırılıp dikilmesi) ancak, o toprakların ilelebet Türk vatanı olarak kalacağı düşüncesinin sonucu meydana getirilmişti. Çin kaynakları Türk vatanını tarif ederken Gök Türk sınırlarının doğudan batıya 10 bin li (beş bin km'den fazla), güneyden kuzeye 5 bin li (iki bin beş yüz km'den fazla) olduğunu bildirmektedir. Tarihleri boyunca gelişen olaylardan anlaşıldığına göre ülke yani vatan toprakları hükümdarın şahsi malı gibi bir dominium değil, benzeri sadece eski çağlarda Roma'da görülen imperium düşüncesi ile yönetiliyordu.
Her türlü ahlaki kaygıdan arınmış olarak, gizli işleri için gereken kaynakları dünyadaki yasadışı silah ticaretinden, uyuşturucu trafiğinden ve fuhuştan elde ederler. Eylemleri; CIA, Mossad ve MI6 gibi dünyanın önde gelen istihbarat örgütleriyle de, Mafya, Asya Üçlüleri (E.n: Triad: Çin Mafyası) ve Japon Yakuzası gibi uluslararası suç örgütleriyle de iç içedir. Ortak amaçlarına uygun olabilecek her türlü kılığa girerler ve Masonlar gibi gizli örgüt- lerle iş birliği yaparlar. Hara Krisna'dan, Hristiyan ve Müslüman köktendincilere kadar her çeşit aşırı hareketten ve hepsinden önemlisi de, terörizmden onlar sorumludurlar.
600 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
30 günde okudu
Karanlık Orman, Üç Cisim Problemi serisinin ikinci kitabı. Genel bir kabul var, üç serilik kitaplarda ikinci kitaplar genelde zayıf olur ve sadece bir geçiş hikâyesi içerirler. Başlangıç ve sonun heyecanı arasında bir merdiven vazifesi görürler. Ancak Karanlık Orman böyle değil. Temeli atılmış bir başlangıcın devamından ziyade, bambaşka fikirler
Karanlık Orman
Karanlık OrmanCixin Liu · İthaki Yayınları · 2019309 okunma
Bağımsız olan her devletin, varlığını sürdürdüğü bir coğrafi mekana sahip olması gerektiği herkesçe malumdur. Ancak eski Türk ilinde bu coğrafi mekan, yani ülke toprağı diğer çağdaşı devletlerde olduğu gibi hükümdarın serbestçe kullanabildiği bir arazi parçası değil, korumakla vazifeli olduğu ata yadigarı idi. Bu durum ve vatan sevgisi, Orhun Abidelerinde gayet açık bir şekilde anlatılmıştır. Ayrıca merkez Ötüken kutsal sayılmış­tır (lduk Ötüken) . Aslında Orhun Kitabeleri (Türk milletinin acı tatlı hatıralarının gelecek nesillerce unutulmaması için taşa yazdırılıp dikilmesi) o toprakların ilelebet Türk vatanı olarak kalacağı düşüncesinin neticesi idi. Çin kaynakları Gök Türk sı­nırlarının doğudan batıya 10 bin li (beş bin km'den fazla), gü­neyden kuzeye 5 bin li (iki bin beş yüzkm'den fazla) olduğunu bildirmektedir. Ülke hükümdarın şahsi malı gibi bir dominium değil, benzeri sadece, eski çağlarda Roma'da görülen imperium düşüncesi ile yönetiliyordu.
Reklam
Kutlug'un başarılarla dolu saltanatı hastalanıp ölmesi üzerine sona erince yerine kardeşi Kapgan tahta çıktı (692). O Kutlug'un oğulları Bilge ve Kül Tegin'in yaşlarının küçük olması sebebiyle kağanlık makamına oturmuştu. Bilge Kağan'ın, yazıtlarda, töre gereğince amcam tahta oturdu demesi durumu açıklar. Kapgan'ın tahta çıkışı 10 yıldan beri hızla yükselen devlete hiçbir ters etki yapmamış; aksine daha hızlı bir şekilde büyümeyi sürdürmüştür. Yaklaşık 24 yıl süren Kapgan'ın kağanlığı ikiyüzyılvar olabilen Gök Türk hanedanının saltanatı içinde uzun bir süre sayılır. Onun faaliyetleri ölümünden 18-20 sene sonra dikilen Bilge ve Kül Tegin Yazıtlarında teferruatıyla anlatılmıştır. Döneminin Çin kaynakları da ondan korku ile bahseder. Neticede Kapgan ile ilgili şu gerçek ortaya çıkar: Kapgan en çok zafer kazanan, Çin'i en fazla korkutan, o devirde yaşayan bütün Türk topluluklarını hemen hemen idaresi altına alan, devletini çağının en kuvvetlisi yapan kağandır. Yaptığımız bu değerlendirme Kapgan Kağan dö­neminin genel Gök Türk tarihi içinde önemine işaret etmektedir.
Çin kaynakları, H'yunğ-nu'ların (Hun Türklerinin), et yiyip, kımız içtiklerini ve kımız şölenleri tertiplediklerini yazmaktadır. Aynı kaynaklar, Tu-Kiu'ların (Gök Türklerin) örf âdetlerini Hun'larınkine benzeterek, şu bilgiyi verirler: "Onlar kısrak sütünden yapılmış kımız kullanırlar ve bunu sarhoş oluncaya kadar içerler. Ruhlara tapar ve şamanlara inanırlar. Savaşta ölmeyi şeref, fakat hastalıktan ölmeyi bir zillet sayarlar."
Sayfa 51 - Türk Dünyası Araştırmaları VakfıKitabı okudu
Hun kanunlarında bir kişi eğer adam öldürmek maksadıyla bıçağını sıyırırsa idam edilir. Hırsızlık yapanın mallarına el konulur. Bir suçluya hafif bir ceza verilecekse bir uzvu ezilir. Ağır ceza verilecekse idam edilir. ... Cezaların ağır olması caydırıcı gücü ve milletin erdem sahibi olmasını, suçluların sayısının çok az olması sonucunu doğuruyordu. Bu konuyu Çin kaynakları "Mahkumların sayısı ancak birkaç kişidir." İfadesiyle açıklarlar. Kanunlar karşısında hiç kimse ayrıcalıklı değildi. Devlet memurlarının kanunları ve devlet işlerini iyi bilip uygulaması gerekiyordu.
Sayfa 84
641 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.