Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Uzaktan bir kuş ölüm-kalım, ölüm-kalım diye ötüyordu ve cırcır böcekleri sustuğunda daha da yüksek sesle ötmeye başladı.
Çocukluğumda tuhaf, çılgın bir neşemde vardı. Hayattan, başlayan ve biten günden tekrar başlayacak olmasından duydum derin bir memnuniyet vardı. Bir günün içinde rahat hareket ederdim. Bir gün benim içimde kendiliğinden kıpır derdi. Dün ve ben beraber yol alır ya da öylece dururduk. Ben günümden ayrı bir varlık değildim, sabahı da, öğle sıcağında, uzun öğleden sonraları da duyar günün bazen uzunluktan sıkılıp geliştiğini ve akşama kavuşmayı arzuladığını söz verdim. Akşam nihayet yaklaşıp gün kararınca fıskiyeler, hortumlar, akşam sefaları ve cırcır böcekleri oh deyince, incir ağaçlarından gelen incir sütü kokusu ve yaprakların arkasından ele yapışan zamk, yerlerde ezilmiş incirlerden yükselen şekerli bir eyvah kokusu ve duvardaki yemyeşil yosunun kendini halı sanmasına kadar uzanırdı. Günün daha sabahtan, hatta uyanmaya yakın bir ağrı olmasına daha vardı. O vakit ağrı ile yeri belirsiz ya da tüm vücuda yayılmış bir ağrı ile uyanılır, gün öyle biterdi. Belki de bitmez de öndeki zamana uzanır, önüne gelen her şeye sarılırdı. Ama çocukken şimdi bana tuhaf gelen bir dostluğu vardı, diyebilirim ki her şeyin. Her şeyle birden nasıl böyle bozuşuldu, ne tuhaf.
Sayfa 54
Reklam
beynimde yaralı bir cırcır böceği tek dileği, bir türkü daha söyleyip ölmek.
Sayfa 77 - uzun bir şiirin son dizeleriKitabı okudu
İhtiyarların belki kusur olarak gösterilebilecek bir halleri vardır. O da fazla, biraz fazla konuşmalarıdır. Bunun sebebini de belki bilirsiniz. Mitolojiye göre Titanos hayat veren Tanrıça Eos'a aşık olmuş, Eos onun sonsuz bir ömür yaşamasını temin etmişti. Eos böylelikle sevgilisinin ölmesine mani oldu ama ihtiyarlamasının önüne geçemedi. Sonunda ihtiyarlıktan çok halsiz düşen Titonas'a Tanrılar acıdılar, onu cırcır böceği haline soktular. İhtiyarların çok konuşmaları bundandır, derler.
Etrafımda kimseler yoktu. Cırcır böcekleri de sustu. Erik ağacının meyvesi akmış dibine. Her erik, sarı birer gözyaşı gibiydi! Bıraksam kendimi erikle, evle, otlarla, ağaçlarla birlikte başlayacağız ağlama­ ya... Sarıdikenin pembe çiçeği açmış. Göz göze geldik. Kendi halinde bir diken güzelliğindeydi. "Hoş geldin!" dedi. "Hoş geldin" esintisini yüreğimin en derin köşelerinde hissettim.
Tsukuşi'ye cırcır böceklerinin öttüğünü söyle.
Reklam
Yağmur dindi. Sabah oldu. Bitirdi şarkısını cırcır böceği...
Sayfa 41
Her yazdığım şiiri bir kez okuyup, sonra yakmak isterim Ya da son bir şiir yazıp, bırakıp gitmek Beynimde yaralı bir cırcır böceği var Tek dileği, bir türkü daha söyleyip ölmek.
Sayfa 77 - Kırmızıkedi Yayınevi, 7.BasımKitabı okuyor
Zamanı oyan, tüketen bir sessizlik. Cırcır böcekleri bile sustu. Tek bir yaprak bile kımıldamıyor. Şaşkınlığın yitip gittiği böylesi anlarda en küçük bir devinimin bile bir anlamı olmalı. Doğanın da beş duyusu olduğunu düşünmek. Bugün hepsi de suskun, kör, sağır... Her ses kendi yankısı içinde yitip gidiyor, her dokunuş hemen ardından bir uçurum bırakmaya teşne.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.