"Aşk, bir bedende iki kişi."
“Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi
Şapkandan bir kumru havalansın
Bana öyle büyük ki bu kalp,
Gelsin yüreğime yuvalansın”
Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri
Dili çok güzel, sade ve akıcı. Altı çizilecek ve alıntı yapılabilecek yığınla satır dolu bir kitap. Şahsen ben okumaktan büyük keyif aldım, yaşamın her alanından izler buldum. Hiç bitmesin istediğim “Bir Delinin Senfonik Dokundurmaları” isimli şiirini aşağıya alıyorum.
-Sevgi,
Kilidi olmayan tek hazinedir.-
-Sevgisiz kalp ışık girmeyen mabet
Öncelikle arkadaşlar bu incelemeyi bir pedagog bir öğretmen veya bir eğitimci edasıyla yazmadığımı belirtmek isterim. Kaleme alırken bir sosyolog ve 20 yıl bu eğitim sisteminin içinde olan bir fert olarak kaleme aldım. Elimden geldiğince bilimselliğe girmemeye sadece kendi alanımın noktalarına değinmeye çalışacağım. Önce kitap hakkında sonrada
Suavi Kemal Yazgıç , şair, yazar, gazeteci, editörtür. Arşiv görevlisi, muhabirlik, yazı işleri müdürlüğü, redaksiyon editörlüğü yapan Yazgıç, günümüzde TRT de editörlüğe devam etmektedir. 200 civarında dergide yazı, şiir ve röportajlarıyla yer almıştır.
Büyük hikaye, deneme yazarlarından
Rasim Özdenören , onunla ilgili şu ifadeyi kullanmıştır: "Bu
Böyle bir kitaba nasıl yorum yapılır, nereden başlanır ki? Günlerdir okuduklarımı sindirmeye, kafamda bir yerlere oturtmaya çalışıyorum olmuyor. Aklımın almadığı şeyler var. Çok küçükken babasının tacizine uğrayan bir kız çocuğunun psikolojisini anlamaya çalışmak mesela. Hiç kolay değil. Ya da 5 yaşındayken kendi düğününde uyuyakaldığı için
"Zordur insanlarla yaşamak, çünkü öyle zordur ki susmasını bilmek."(#52880794)
_________
Öncelikle bu inceleme yazısı doğrusuyla yanlışıyla BENİM düşüncelerim ve hissettiklerimdir. Yani herhangi bir makale veya yardımcı okuma yaparak yazılmış bir şey değildir. Tabiki bu tarz yardimci okumalar da
1. Soğuk ve sevgi vermeyen bir anne. Çocuğa yeteri kadar sarılmaz ve onu kucağında sallamaz.
2. Çocuğun sevildiğine ve değer verildiğine dair bir hissi - özel ve değerli biri olduğuna dair bir hissi yoktur.
3. Anne çocuğa yeterli zaman ve ilgiyi vermez.
4. Anne çocuğun ihtiyaçlarını gerçekten dinlemez. Çocuğun dünyası ile empati kurma zorluğu vardır. Çocuk ile gerçek bir bağ kuramaz.
5. Anne çocuğu gerekli şekilde yatıştırmaz. O zaman çocuk kendi kendini yatıştırmayı·veya başkalarının onu yatıştırmasını kabul etmeyi öğrenmez.
6. Ebeveyn, çocuğu yeteri kadar yönlendirmez veya bir yön algısı sağlamaz.
Çocuğun güvenebileceği somut bir şey yoktur.
.
Duygularımızı kolayca erişemeyeceğimiz bir yere kilitlemişiz. Kendimizi duygularımıza kaptırmak istemiyoruz. Bastırdığımız duygular ortaya çıksın istemiyoruz.
.
Fazla SPOİLER İÇERİR
ben uyarımı yapayımmm !
Dibs isimli bir çocuğun zihinsel engelli olduğu düşüncesi ile oyun terapisine yönlendirilmesi ve bu süreçte çocuğun ailesi ve benliğine dair tüm soruların yanıt bulduğu gerçek bir hikayedir.
İlk önce genel bir yorumda bulunulacak olursa okuyucuyu sıkmayan, dili gayet sade ve akıcı olan bir