En katılaşmış, yaşayan en zalim ve acımasız kişilere bile, uyurken ve kalktığı sırada bakışlarınızı yöneltirseniz, onlarda bir an için bozulmamış çocuk tinini, saf masumiyeti görürsünüz. Uykuda yeniden bir şirinlik haline gireriz. Uykuda yeniden yaratılırız. İçeriden dışarıya doğru, masumlar kadar taze ve yeni olarak yeniden bütünleniriz.
Ayrıntı YayınlarıKitabı okuyor
İşte bu! “Yaşamın özü, amaçsızca ve belirsizce süregitmesidir.”
Spinoza’yı bir gün örümcek ağlarına sinekler atıp, nasıl hayatları için ölümüne mücadele ettiklerini seyrederek çocuk gibi kahkahalarla gülerken yakaladım... Bu anekdot, Spinoza adlı, 17. yüzyılın “dönek Yahudi”, “lanetli” filozofunun portresinin ana çizgilerini gözlerimiz önünde kurmaktadır: Hayat, her şeyin varlığını sürdürmek için belirsizce ve sonsuzca harcanan bir çabanın (conatus adını verir bu çabaya) süregidişidir... Yani sonsuzca bir akış... Tschirnhaus’un bahsettiği çocukluğu bu düşünürün inanılmaz güçteki düşüncesinin temel unsuru haline getiren işte bu özelliği, yani doğada mutlak bir masumiyeti varsaymasıydı. Bize belki bir “zalimlik” belirtisi olarak görünebilecek bu anekdot, Ethica yazarının asırlar öncesinden bize gönderdiği bir mesajdır aslında: Yaşam hiçbir surette “iyilik” ve “kötülük” terimleriyle sorgulanamaz. Hayat sürer... Yaşamın özü, amaçsızca ve belirsizce süregitmesidir.
Reklam
Madam Pera
Hedefindeki erkeklere en saf arzularını gerçekleştirmeyi vaat ediyordu. İkna olmaya hazır kurbanlarına en kırmızı, en parlak, en leziz elmaları sunuyordu. Hakkındaki söylentilerin dilden dile dolaşmasıyla şöhreti Paris’te çabucak yayıldı. Ona, aşkın ve güzelliğin koruyucu tanrıçası “Venüs” diyorlardı. Gazabından cüzdanları ve kalpleri yara alan
Sayfa 175 - Armoni YayıneviKitabı okudu
Çocuklar bu dünyaya tüm masumiyeti ile gelirler...
Tabiat çocuk ruhu kadar temiz ve lekesizdir.
Çocukla aramızda totaliter bir bağ oluşur, çünkü çocuktan da bizi sevmesini bekleriz, ona bizi sevmesi gerektiğini öğretiriz. Çocuk, bizim YALAN'ımızı bilmemenin masumiyeti içinde, gerçekten de bizi sever tabii. Ama çocuğun gerçeği ilk keşfedişi belki de sevgi yalanını keşfedişidir. Aynı zamanda masumiyetin sonudur bu.
Sayfa 245 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
İnsan rüyasında çocukluğunu görüyorsa, büyürken bir şeyleri yanlış yapmış demektir bence. “Yetişkin bir insan ölü bir çocuk değil, yaşamayı başarmış bir çocuktur” diyor ya Ursula K. Le. Guin. Ölmeyeceksek bari efendi gibi büyüyelim. Ama nerede? Başımızı kuma göme göme… Biz büyüdük ve bütün kahramanlar öldü işte! Temiz defterler karalandı, saatler hep ileri ayarlandı. Bu yüzden insan geçmişin sırlı perdesine baktıkça, çocukluğunu değil, kaybolan masumiyeti özlüyor belki de.
Reklam
197 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.