Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Çocuk Masumiyeti :)
Bir çocuğun diğer çocuktan yardım beklemesi , ötekinin insanlık sevgisine açık olan sevgiyle beslenmiş küçücük kalbinden doğan dostluk duygusuyla tek kurtuluş çaresi olarak " Ben seni dolaba saklarım " şeklinde korucu masum vaadini işitmek ne kadar etkili bir şeydir!
Sayfa 22 - Kapra Yayınları, Kasım 2020, 1. BaskıKitabı okudu
Reklam
Çocukla aramızda totaliter bir bağ oluşur, çünkü çocuktan da bizi sevmesini bekleriz, ona bizi sevmesi gerektiğini öğretiriz. Çocuk, bizim YALAN'ımızı bilmemenin masumiyeti içinde, gerçekten de bizi sever tabii. Ama çocuğun gerçeği ilk keşfedişi belki de sevgi yalanını keşfedişidir. Aynı zamanda masumiyetin sonudur bu.
Sayfa 245 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Maria sayesinde, ölmeden önce bir kez daha kendimi bir çocuk gibi yüzeyselliklerin oyununa bırakıp geçici zevkler peşinde koşmayı , cinselliğin masumiyeti içinde çocuk ve hayvan olmayı öğrenmiştim.
Çocuk sahibi olmak, geri dönüşü olmayan bir eylemdir
Çocuk sahibi olmak, geri dönüşü olmayan bir eylemdir. Servetimiz yok olup gider, eşimiz hayatımızdan çıkar, herkes kısır olmadığımızı görür, kıskançlığımız diner, ama çocuk hâlâ oradadır. Artık var olmayan gereksinimlerin bir kalıntısı olarak çocuk bizim yanımızdadır. İşte o zaman, tüm totaliter ilişkilerde olduğu gibi, büyük yalan başlar. Büyük yalan SEVGİ'dir elbette. Bu yalan bilinçli ya da bilinçsiz olabilir. Ama çoğu zaman bilinçsiz olur. Gerçekten çocuğu sevdiğimizi düşünür, öyle davranır, öyle hareket ederiz. Başkaları görsün diye, yüzümüzden hemen hemen hiç çıkarmadığımız bir sevgi maskesi taşırız. Bu sevgiyi de, o çocukla hiç bağlantısı olmayan, ama ona müstakbel bir mürit olarak bakan, toplumun tüm tutucu kurumları her fırsatta destekler. Çünkü herkes, ama herkes, çocukların sevilmesi gerektiğini düşünür. Belki en büyük ikiyüzlülüğümüzün sonucu olarak, utançla, büyük yalana katılırız. Çocukla aramızda totaliter bir bağ oluşur, çünkü çocuktan da bizi sevmesini bekleriz, ona bizi sevmesi gerektiğini öğretiriz. Çocuk, bizim YALAN'ımızı bilmemenin masumiyeti içinde, gerçekten de bizi sever tabiî. Ama çocuğun gerçeği ilk keşfedişi belki de sevgi yalanını keşfedişidir. Aynı zamanda masumiyetin sonudur bu.
Reklam
Gerçekten çocuğu sevdiğimizi düşünür, öyle davranır, öyle hareket ederiz. Başkaları görsün diye, yüzümüzden hemen hemen hiç çıkarmadığımız bir sevgi maskesi taşırız. Bu sevgiyi de, o çocukla hiç bağlantısı olmayan, ama ona müstakbel bir mürit olarak bakan, toplumun tüm tutucu kurumları her fırsatta destekler. Çünkü herkes, ama herkes, çocukların sevilmesi gerektiğini düşünür. Belki en büyük ikiyüzlülüğümüzün sonucu olarak, utançla, büyük yalana katılırız. Çocukla aramızda totaliter bir bağ oluşur, çünkü çocuktan da bizi sevmesini bekleriz, ona bizi sevmesi gerektiğini öğretiriz. Çocuk, bizim YALAN'ımızı bilmemenin masumiyeti içinde, gerçekten de bizi sever tabiî. Ama çocuğun gerçeği ilk keşfedişi belki de sevgi yalanını keşfedişidir. Aynı zamanda masumiyetin sonudur bu.
Çocuk bakımından rahatsız edici olan, reklamlarda tasvir edi­lenler değil, bunların sergilenmesinde güdülen amaç ve çocuğun istismar edilmiş masumiyeti üzerinde gösterdikleri yıkıcı etkidir. Zira bunlar çocuğu, tüketilebilir mutluluğun süprüntüleriyle ayak uydurulması gereken modanın, sahip olunması gereken ürünlerin, uyulması gereken görünüş kalıplarının, albenisiz bir varoluşun suni zevklerini satın alabilmek için utanmazca kazanılacak paranın kölesi haline getirmek için kullanılan yemlerdir.
Masumiyeti tekrar kazanabiliri miyiz?
Önce masumiyet, sonra bedeli acıyla ödenmiş deneyim. Gerçekten öyle midir? Yani gerçekten masumiyet bizim çocuk- luk gibi bir kez yitirdiğimizde sonsuza dek yitirdiğimiz bir şey mi- dir? Tecrübeyi de yitirebildiğimiz olmaz mı? Tecrübe bir bilgi türü- dür ve hiçbir şey de bilgi kadar kolayca dağılıp gitmez. Bu dediğim ahlaki bilgi (ya da bilgelik) için de geçerli. Bir toplama kampından sağ çıkmış, üstelik de onurundan, ahlakından ödün vermeden çık- mış biri, bir egoiste, övüngene dönüşebilir, tutup bir çocuğu incitebi- lir. Ama bu yaptığı işin kötülüğünün farkına varıp pişman olursa, masumiyete geri dönecektir. O yüzden, tecrübenin yerinin sonda olduğu hiç de kesin bir şey değil. Masumiyet tecrübenin ardından gelir, tersi olmaz. Bir tecrübe daha zenginleşmiş ama özgüveninden yana daha fakirleşmiş bir ma- sumiyet. O kadar az şey biliyoruz ki. Bir şeyi bir an anlıyoruz ve son- ra unutuyoruz ya da o şeyi anladığımız o âna ihanet ediyoruz. Masu- miyet sondadır; bilmemenin, soruların, umutsuzluğun, merakın masumiyeti.
Sayfa 296Kitabı okudu
8 yaş çocuk masumiyeti :)
Küçük kardeşi geldi, “Sonradan görme ne demek?” diye sordu. “Birini görürsün, ertesi gün bir daha görürsen o olaya sonradan görme denir.” dedim “Şimdi annenlerin yanına git.” Sedef, “Hayır.” dedi. “Bir olay olur, herkes görür, sen seç gelip sonunu görürsen, buna sonradan görme denir. Şimdi annemlerin yanına git!”
Reklam
Türdaş(lar)ım için bir öykü
"Başkalarına muhtaç olmak, ayıp bir şeydir!" Bu sözünü hiç unutamadım onun. Unutmam da... Kim tarafından ve ne zaman yaralandığını hiç bilmiyorum ama güzel ve çekici bir kadındı. Güzelliği, en çok kendisini umutsuzca özlemesinden kaynaklanıyordu. Güzelliği, yüzündeki yitik seslerden, can çekişen anılardan, yüreğindeki umutsuz kanayıştan
Sayfa 5
En katılaşmış, yaşayan en zalim ve acımasız kişilere bile, uyurken ve kalktığı sırada bakışlarınızı yöneltirseniz, onlarda bir an için bozulmamış çocuk tinini, saf masumiyeti görürsünüz.
Sayfa 171 - Ayrıntı & 33. BaskıKitabı okudu
Çocuk hem masumiyeti, bozulmamışlığı ve saflığıyla bir özlem nesnesidir; hem de doğumundan başlayarak terbiye edilmesi, bir bilgi ağıyla kuşatılması gerektiğine göre aslında yırtıcı, vahşi ve tehlikeli bir doğaya sahiptir.
247 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.