Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
"Bildiğin her şeyi söylemek zorunda değilsin. İnsanlar kendilerinden daha çok şeyi bilen birini çevrelerinde görmekten hoşlanmazlar. Sinirlenirler. Doğru konuşarak onları değiştiremezsin, kendileri öğrenmek istemelidir, onlar Öğrenmek istemiyorlarsa bir şey yapamazsın, ya çenini kapar ya da onlar gibi konuşuyorsun. "
Sayfa 159Kitabı okudu
112 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
-"Büyükler gibi konuşuyorsun!" -"Her şeyi karmakarışık ediyorsun..." Aslında doğru değil mi? Gerçekten de her şeyi karmakarışık etmiyor muyuz? Oysa küçük bir çocuk gibi geniş hayal dünyasına dalsak, sadece bir gün ya çok değil bir adımımızı bir kerecik düşünmeden atsak... Kendimizi baskılamadan, kendimizi severek... Belki de daha mutlu olacağız. Çünkü mutluluk dışarıda değil kendi içimizdedir. Bu kitabı okurken keşke dedim orada olsam, küçük prensin yaşadığı maceraları onunla birlikte yaşasam. Hayatımda kendimi kötü hissettiğim dönemlerde açıp okumayı planladığım kitaplardan birisi bu kitap. Çünkü hayal macerasına dalınca yaşadığın zorlukları, mutsuzlukları bile unutursun bu kitapta. Ayrıca her yaşta da okunabilir. Keyifli okumalar...
Küçük Prens
Küçük PrensAntoine de Saint-Exupéry · Can Çocuk Yayınları · 2015234,4bin okunma
Reklam
SAĞIR, KÖR, DİLSİZ VE TOPAL HANIM! İmâm-ı A'zam "rahmetullahi aleyh" hazretlerinin babası Sâbit, daha bekar iken temiz ahlâklı, takvâ ve verâ sâhibiydi. Zühdü, salahı ve ilmi pekçoktu. Yüzünde bir nur vardı. Bir gün bir dere kenarında abdest alıyordu. Suda bir elma gördü. Elmayı alıp, abdestten sonra elinde olmayarak dişledi. Fakat
kitabı 5000. okuyuşum hala Vimini neden filmde yok diye küfrediyorum.
Ya da Vimini vardı. O kızın bizim sabahlarımıza ilk girişi tam da, ben Brahms'ın, Handel'in son varyasyonları üzerine yaptığı bir adaptasyonu çalarken oldu. Kızın sesi boğucu öğlen sıcağını dağıttı. "Ne yapıyorsun?" "Çalışıyorum," diye yanıtladım. Havuzun kenarında karın üstü yatan Oliver, kürekkemiklerinin
Fevrisin, yersiz konuşuyorsun ve anlaştığımızın tersini yapıyorsun, sanki sonuçlarından korkmuyormuş gibi bana düşman oluyorsun. Yalan söylemeye ve beni kandırmaya devam ediyorsun.Ölümlülerin içinde bulunduğu kötü durum için çok fazla üzülüyorsun ve aynı șekilde Üzülmeyen herkese meydan okumaya istekli görünüyorsun.Her şeyi yanlış yapıyorsun ama yine de her yaptığın doğru."
608 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Fevrisin, yersiz konuşuyorsun ve anlaştığımızın tersini yapıyorsun, sanki sonuçlarından korkmuyormuş gibi bana düşman oluyorsun. Yalan söylemeye ve beni kandırmaya devam ediyorsun.Ölümlülerin içinde bulunduğu kötü durum için çok fazla üzülüyorsun ve aynı şekilde üzülmeyen herkese meydan okumaya istekli görünüyorsun.Her şeyi yanlış yapıyorsun ama
Gazap Ve Alevin Kaderi
Gazap Ve Alevin KaderiK. A. Tucker · Artemis Yayınları · 2023152 okunma
Reklam
"Fevrisin, yersiz konuşuyorsun ve anlaştığımızın tersini yapıyorsun, sanki sonuçlarından korkmuyormuş gibi bana düşman oluyorsun. Yalan söylemeye ve beni kandırmaya devam ediyorsun.Ölümlülerin içinde bulunduğu kötü durum için çok fazla üzülüyorsun ve aynı şekilde üzülmeyen herkese meydan okumaya istekli görünüyorsun.Her şeyi yanlış yapıyorsun ama yine de her yaptığın doğru."
Feriğim fidanım feryadım
Şu yolun karşısında ki güzel ağacı görüyor musun? Onu seyrederken aklıma bir anı geldi. Ben çocukken onun da bahçesinde çok güzel bir erik ağacı olan Selahattin dede vardı. Ara sıra konuşurdu ağacı ile sarılırdı ağlardı. Ağaç susardı. Hiç ağaçlar konuşur mu? Dedim ona bir gün. - Ama ben duymuyorum. -Büyüyünce anlarsın. Bak bu erik ağacı senin olsun. Kimseye verme. Ona iyi bak. Bir zaman sonra hayata gözlerini kapatınca Selahattin dede"nin çocukları müteahhit ile anlaşıp apartman yaptılar orada. Erik ağacım kesilirken ağladım öfke ile. Annem beni alıp götürdü. Giderken müteahit'in oğlu Necmi gülerek yakacağız bu ağacı, babam onla kestane pişirecek deyince ben annemin elinden kurtulup Necmi'ye doğru uçtum. Ben ona vurdum o bana.. -Sende deli Selahattin gibi ağaçlar ile mi konuşuyorsun geri zekalı deyip gitti. Yıllar geçti lise zamanı biz bu Necmi ile aynı sınıftayız ne yazık ki. Öğretmen bir gün sınıfta herkes birbirine hediye alsın diye çekiliş yaptı. Körün taşı gibi bana da Necmi çıktı. Necmi bana kalem almış, ben de ona erik fidanı aldım. - Ulan hala salaksın dedi. Yine birbirimizi hırpaladık. Üniversiteydi, iş hayatı derken zaman öyle geçti. Bir gün yine karşılaştık Emekte. Görmezden gelip geçeyim derken - Napıyon lan ne ediyon dedi. Necmi senin bu türkçe benimkinden beter dedim. Bir yere gittik oturduk sanırım Bahçelievlerdi. Fidanı diktin mi dedim. -Annem dikti dedi. Büyüdü görsen ne güzel oldu. İşte çocukluk bilemedik. - Ya keserlerse ağacını üzülür müsün? dedim Hiç ağaç kesilir mi dedi. - Keserler Necmi keserler dedim.. (Yeşil Eriğim Benim) youtu.be/1GoOAdLdxho?si=...
Özdeyişler - Filozoflar
_Büyücü elini şıklattı, fakirlik yok oldu; büyücü bir kez daha elini şıklattı, savaşlar yok oldu. Politikacı elini şıklattı; büyücü yok oldu. _Halinize şükredin, zira Allah sizi Amerika, İsviçre ya da Fransa gibi bir ülkede yaşayan, her türlü sosyal hakka sahip, mutlu ve huzurlu zengin bir kâfir olarak da yaratabilirdi. _Yücelmek için özür
Diyalektik *
_Spinoza: Anlamak, sevmenin başlangıcıdır. _Leonardo da Vinci: Anlamadığın bir şeyi, ne sever ne de nefret edersin. _Marki de Sade: İnsanın anlamadığı ve bilmediği bir şeyden hoşlanmaması kadar doğal bir şey olamaz. _Gazali: Bir şeyi sevecek ya da düşman olacaksan, onu bilmen gerekir. _Freud: Sevmek için anlamaya gerek yok çünkü insan duygusal
Reklam
• Aydını hicrete zorluyan, Batı'dan "deha-yı nârı çalmak" ihtirası mı? Hayır. Fikret'in oğlu, köy papazlığını babasının mürşit tahtına tercih ediyor. Her aydın bir Haluk. Haluk, bir cins isim oldu. Yani bu adamlar ne bir korsan, ne bir konkistador, sadece hakları olmayan bir mirasa konmak isteyen açıkgözler. Evet, memleket bir zelzele arifesinde. Evet! İnsanın değeri bir araba beygirininkinden çok daha aşağı, boğuluyoruz, doğru. Asırlardan beri cehaletin saltanat sürdüğü bir ülke burası. Dünya insanoğlunun has bahçesi. Fransız da benim, Japon da ben'im, Senegalli de ben. Coğrafyanın fermanlarına ağaç boyun eğer. Kendileriyle beraber yaşayacağı insanları seçmek insanların en tabii hakkı. Nankör bir vatandan ayrılmak. Neden Türk aydını kutsal kitabın ulularından daha feragatkâr olsun? Sen ne yapabiliyorsun? Çocukların bile ayrı dünyanın insanları. Senden daha çok sokaktaki adama yakınlar. Oğlun felsefe okuyacağına basket oynuyor. Anlamadığı bir dil konuşuyorsun. Ve hep beraber yokluğa sürüklenmektesiniz. Kaç şakirdin var? Kervana katılamadığın için gidenlere küfrediyorsun. Gitmek kaderin hatalarını tashih etmektir. Kaçmak: cangıldan şehre, kasırgadan limana
266 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.