Buradan bütün anne babalara sesleniyorum. Çocuklarınızı kusurları yüzünden dışlamayın, onları yalnız bırakmayın...Bu mitolojik bir kitap...Tanrılar dünyasında küçük bir kız... Ailesi tarafından dışlanan, yalnızlığına çekilen Kirke...Hassas, kırılgan ve yüreği sevgi dolu bu küçük kızı çok seveceksiniz... Anne babası Kirke'yi beceriksiz ve
"Üniversitede, en çok sevdiğim hocanın odasındaydım.
Bana, “Ne olmak istiyorsun?"dedi.
“Entelektüel olmak istiyorum.” dedim.
“Senden entelektüel olmaz” dedi.
Şaşırmıştım, sonra, kırılgan bir ses tonuyla;
“Dersinizi geçmeme rağmen, sürekli dersinizdeyim. Okulda en çok okuyan, araştıran ve tartışmalara giren, hep benim?" dedim.
“Senden Entelektüel olmaz”dedi.
Çok kızmıştım!
"Doçent tezlerin konularını bile ben öneriyorum" dedim.
Prof. gülümseyerek geriye yaslandı.
"Senden çok iyi bir araştırmacı olur. Ama entelektüel olmaz. Nedenine gelince, sana entelektüel olamazsın dediğimde, bana bir Entelektüel gibi 'Niçin olmaz?' diye sormadın, aksine alındın ve hiddetlendin. Yazarlık bilgi işidir. Entelektüellik bilgi değil,davranış biçimidir. Bir insanın entelektüel olması için en az 3 kuşak ailesinin okuması gerekir. Okulun önüne bak. Hepsi son model araç dolu ve hocalara ait. Her sene model yenilerler. Gerçekten böyle bir yenilenmeye ihtiyaçları var mı?Niçin bu şekilde yaşıyorlar. Çünkü o ünvanlarla gördüğün hocalarının kariyerleri ne kadar yüksek olursa olsun, ruhları feodal bir köylü. Güçlerini topluma kabul ettirmek için böyle hava atmak zorundalar. Gerçek bir entelektüel asla bu güdüyle hareket etmez.
Entel feodal köylülere, artık diploma ve ünvan da yetmez.
Tıpkı paranın yetmediği gibi."
Prof. Dr.İlber Ortayli
"Kırılgan yaşamlarımızın her ânında başımıza gelebilecek beklenmedik olayları düşünecek olursak, her yeni gün bir mucizedir."
Etkilendim... Oldukça derin, anlamlı, dolu mesajlı bir kitap olduğunu düşünüyorum. Kitabı analiz edince hakkında konuşabilecegim çok şey var felsefe, psikoloji hatta birçok alanda başarılı buldum. Harika bir eser, anlatım gücü, akıcılık, karakterlerlerin işlenişi ve ustaca yansıtılan bir kalem.
Teşekkürler.
Herkese Merhaba,
Bu platformda aktif olarak başladığımdan itibaren bu ilk 10 puanımdır. Acotor serisinden sonra beni böyle etkileyecek kitap olacağını sanmıyordum ama oldu. Yıldızlı 10 puan olsa onuda verirdim. Kitabı ilk yurtdışındaki bookstagram görmüştüm. Öve öve bitiremiyorlardı,bilirsiniz çok popüler kitaplar benim tarafımdan beğenilmez.
“Yeni biriyle tanışmaktan, o kişiye güvenmekten, o insana hayatımı özetlemekten, o insanın özetin içindeki kırılgan noktalardan beni vurmasından, güven duygumun körelmesinden ve bu kısır döngüden o kadar çok yoruldum ki artık yeni bir insanla tanışmaya tenezzül bile etmiyorum.”
Bana kendi alevlerimde yanmayı, kül olmadan kendimi yenileyemeyeceğimi öğrettiğin için teşekkür ederim Nietzsche. Acılarımı, ümitlerimi, kırılganlığımı ve gözyaşlarımı kontrol altına alabilmemde bana güç verdin. Hâlâ kırılgan ve hassas olduğumu biliyorum çünkü bu benim karakterimde var ve bunun değişmesi çok zor gözüküyor. Fakat yine de eskisine
Evet, bir kadının kalbi kırılgandır. Parçalanırsa herkes zarar görür.
🎨Görsel ve yazımda ne anlatmak istedim? Hadi gelin birlikte inceleyelim:
Bir kadının kırılgan kalbinin kırıldığı yürek parçalayıcı anı yakalayan çarpıcı bir kavramsal illüstrasyon ile yaratmak istedim. Hüzünlü ve üzgün bir ifadeyle tasvir edilen bu kadın, ilişkilerdeki
Bir kitabın yarısında inceleme yazılır mı ?
Yazılır ..
Sevgili Kafka ben sana Nikola desem sanırım kızmazsın. Çünkü aslolan Kafkalar Milena'lar değil sen'ler ve ben'ler ...
Sana
giriş gelişme sonuçsuz hikayeler yazabilirim .. mesela bu sabah yüzümü yıkarken aynaya baktığımda "hüzün de yakışmış yüzüme" kelimesinin altından bir
YouTube kitap kanalımda kadın hakları ve feminizme basit olarak başlayabileceğiniz kitap önerileri verdim:
ytbe.one/ObfKUmJ9FXM
Siz hem siyahi hem kadın hem de bir Afrikalı olarak dünyaya gelmek nasıl bir zorluktur bilir misiniz? Daha önceden karşılaştığınız bütün zor yaşamları unutun...
Bu incelemeye yorumunu yazan arkadaşlara kadın
İnsan, yaradılışı gereği, musibetler karşısında zayıf ve âcizdir. Basit bir kederle bile baş dönmesi yaşar. Küçük bir gam karşısında sersemleşir. Bir mikroba mağlup olan bedeni gibi ruhu da basit bir mesele karşısında sarsıntılar geçirir. Yaşam gidişatındaki ufak bir aksaklıktan ümitsizliğe düşer. Gerçekleşme işareti taşımayan zayıf olasılıklardan telaşa kapıldığı dahi olur. Önemsiz bir mevzuda hayal kırıklığına uğradığında hayat ona tümden acı görünür. Dünya sık sık ona dar gelir, pek çok defa zindan gibi olur.
İnsan, hissiyatını kontrol edebilme konusunda zayıftır. Nefsinin arzularını gemlemede âcizdir. Kalp dinginliğini sağlamada çoğu zaman yetersizdir. Kendi düşüncelerine karşı bile mağluptur. Aklının bir mutluluğa onlarca acı karıştırmasından yakasını bir türlü kurtaramaz. Yaşamın en kırılgan varlığı olan insanın hâletiruhiyesinin hangi hikmetler için böyle mukavemetsiz yaratıldığı, üzerinde tefekkür etmeye değer bir konudur.
İnsanın zayıflığı ve yaşamındaki acılar konusunda en ilginç tahliller çoğunlukla sûfilerin dünyasından gelmiştir. Birçok insan için yıkım sebebi olan hadiselerin sûfiler tarafından gülüp geçilecek nitelikte algılanması, çocuğun dünyasında büyük bir sorun hâlinde yaşanan bir oyuncak kaybının, bir yetişkinin pek de önemsemeyeceği bir durum olmasına benzetilmiştir.
Doğu’nun ve Batı’nın kadim tesellilerini aktarmaya devam eden Dervişin Teselli Koleksiyonu, üçüncü kitapta Sufilerin Mutluluk Sanatını merkeze alıyor.
Üç saattir incelemelerde eleştirel bir satır, bir fikir hatta bir kelime arıyorum... Arıyorum ki, kitapla ilgili yakın bulduğum bir görüşü repost edip şu satırları şu sıcakta yazma yükünü üzerimden atabileyim...
Yok maalesef, olmadı... Bunun pek çok nedeni olabilir tabii... Ancak Kuyucaklı Yusuf özelinde bu hayranlığa, bu müthiş etkilenmeye