Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
:D Çok bilmişler:
Bir pilav yapan dünyanın kalan bütün bulgur ve pirinçlerine karışır, bir şeyi yeri ne oturtan dünyanın çivisini bulmuş olarak bu çiviyi her yere kabalıkla çakar, tez üstüne tez üretir, Homeros'u bile kendine şahit yazarmış.
Şerefsizler!
Bilindiği gibi I. Dünya Savaşı sonunda OsmanlI Devleti'ni parça parça etmek iste­yen ülkelerin başında gelen İngiltere, savaştan hemen sonra çok şiddetli bir şekilde, tutukladığı ve esir aldığı OsmanlI Devletinin ileri gelenlerini "Ermeni katliamından suçu" olarak yargılamak istemekteydi. Bunda da o derece kararlıydı ki, İstanbul'da İngiltere Temsilcisi olarak bulunan Amiral Webb Ingiltere'ye gönderdiği bir telgrafta: "...Ermenilere zulmeden herkesi cezalandırmak için Türkleri toptan idam et­meli... Yüksek görevlileri ibret verici bir şekilde yargılayarak cezalandırmalı..." diyor.(32) İngilizler bu kinle Batum'da askerî mahkeme kurmuşlar ve yargılama­ ya başlamışlardır. Ama bir türlü sonuçlandıramamışlardır. Zira "soy kırım"ı ispat edecek hiçbir kanıt yoktur. Yani Osmanlı Devleti yöneticilerinin: "Bütün Ermenileri yok edin" şeklinde ne yazılı ne de sözlü bir emri bulunabilmiştir. Mahkemelerde görmüşlerdir ki bulunan bütün belgeler Ermenilere zarar verilmesinin önlenmesini istemektedir. Ama Türkleri "cezalandırmada" kararlı olan Ingîlizler resmi olarak Amerika Birleşik Devletle­rine başvururlar ve 'Türkler aleyhine delil" bulunmasını isterler. Amerika'daki İngiliz büyük elçisinin girişimleri de bir sonuç vermez ve Büyük elçi Craîge 23.7.1921 'de İngiltere'ye A B.D 'nin resmî cevabını bildirir: "...Amerikan arşivlerinde Türkler aleyhine hiçbir delil bulunamamıştır..."(33)
Sayfa 14
Reklam
Fransız araştırmacı Georges de Maleville 1988 yılında Paris'te yayınladığı "1915 Ermeni Trajedisi" adlı kitapta Enver Paşanın bu telgrafını şöyle yorumluyor: " ...Bu mektup son derece önemlidir. Biz, Türklerin bunu şimdiye kadar gündeme getirmediğine şaşıyoruz. Gerçekten de bu belgenin otantikiiği ne tartışılabilir ne de
Daha derinlere inip motivasyonlarınızın kaynağını bulun! Hiç kimsenin bir şeyi sırf başka birisi için yapmadığını göreceksiniz. İnsanın bütün eylemleri kendisine yönelikti, bütün hizmetleri kendine hizmettir, bütün sevgisi kendini sevmesindendir.
Sayfa 156
Kadınların cinsel bozuklukları nadiren yalnızca fiziksel veya yalnızca psikolojik nedenlere bağlıdır. Çoğunlukla iki neden birbiri ile örtüşür.
Ölüm varken ben yokum. Ben varken, ölüm yok. O halde üzülecek ne var?
Reklam
They moved out into the night, leaving the house dark behind them, as lonely and silent as a tomb.
Frowning, hand on the doorknob, she hesitated for a moment and tried to make sense of the bizarre thought. If they survived the recon, if they were successful in their fight against Umbrella, why wouldn't they come back to their homes? She didn't know, but the feeling was uncomfortably strong. Something bad was going to happen, something...
As Jill closed the door behind them, she was suddenly struck by a strange and ominous certainty that she would never set foot in the house again, that the three of themwouldn't be coming back to Raccoon City at all... ... but not because anything happens to us. Some-thing will happen, but not to us.
Jill knew that he was trying to ease the tension but couldn't find it in herself to smile back.
Reklam
... rotting as they walked, reaching out with wet and withered fingers, faces melting with pus and decay -
"Ben hatayı fazla güvenmekle yaptım. Tekrar güvenmeye hazır değilim; buna gücüm de yok. "
What would you think, I wonder? Assuming you'd even believe such a fantastic tale, what would you think?
Korkuların karanlıktan doğmadığını anladım; korkular da yıldızlar gibi hep oradadırlar, ama gün ışığı onları gizler.
عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مَسْعُودٍ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ أَنْ رَجُلاً قَالَ لَهُ: إِنِّي أَقْرَأُ الْمُفَصْلَ فِي رَكْعَةٍ وَاحِدَةٍ. فَقَالَ عَبْدُ اللَّهِ: هَذَا كَهَذِ الشَّعْرِ ۚ إِنَّ أَقْوَامًا يَقْرَقُونَ الْقُرْآنَ لَا يُجَاوِزُ تَرَاقِيَهُمْ، وَلَكِن إِذَا وَقَعَ فِي الْقَلْبِ، فَرَسَخَ فِيهِ، نَفَعَ. Abdullah ibni Mes'ûd radıyallahu anhdan rivâyet edildiğine göre, bir adam ona: "Ben Kur'ân-ı Kerîm'deki Mufassal süreleri bir rekâtta okuyorum" dedi. Abdullah ibni Mes'ûd da ona şunu söyledi: Şiiri süratli bir şekilde okur gibi mi okuyorsun? Bazı insanlar Kur'an'ı okurlar fakat Kur'an onların gırtlaklarından öteye geçmez. Böyle değil de Kur'an kalbe ulaşır ve oraya yerleşirse, işte o okuyuş faydalı olur.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.