Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Peki bu durumda Talat Bey niçin Fitnat Hanım'a gerçek ismini ve kim olduğunu söylemiyordu? Niçin o zavallı kızcağızı böyle bir merakta ve böyle bir karanlıkta bırakıyordu? Evet, bu Talat Bey'in aklına gelmemiş değildi. Fakat korkuyordu, utanıyordu, cesaret edemiyordu. Bir de yukarıda denildiği gibi bu sırrın ifşa edilmesinin kıza nasıl tesir edeceğini bilmiyordu. Daha münasip bir vakit, bir fırsat bekliyordu.Bu vakit, ne vakit gelecekti? Heyhat, bir kara günde!
Sayfa 59 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Çeviri : Ömer Aslan, VI. Basım: Şubat 2020Kitabı okuyor
“Dışsal formların güzelliğinin ötesinde, burada daha fazla bir şey vardır: bu isimlendirilemez, sözle anlatılamaz olan, derin, içsel ve kutsal bir özdür. Her ne zaman her nerede bir güzellik varsa, bu içsel öz bir biçimde ışık saçar. Siz ancak orada mevcut olduğunuzda, o kendisini gözlerinizin önüne serer. Bu isimsiz öz ve sizin mevcudiyetiniz bir ve aynı olabilir mi? Sizin mevcudiyetiniz olmadan o orada olabilir mi? Ona derinlemesine girin. Bunu kendiniz bulun.”
Reklam
HİZMETÇİ : Nedir bizi bu kadar kıvrandıran? Bu anlatılanlar; gülümseme çabaları... Bir gün bile kurtarmıyor. Önümüzdeki zamandan bir lokma daha kemireceğiz diye...
Mitos Boyut ~ Pdf ~ Beşinci SahneKitabı okudu
YAŞLI ADAM : Bizi hor gördü. Hala canlı olduğumuz için bizi hor gördü. Çünkü ne yapacağımızı biliyor. Biraz çalışacağımızı; göğsümüzü şişirebilirsek şişireceğimizi, ama her halükarda şişkin duracağımızı, böylece biz daha bir şey yapmadan, zorlanmadan, karşımızdakinin ezilip büzüleceğini; daha da beteri, bundan dolayı bir alçakgönüllülük takınacağımızı; böylece kendimize "hazımsız biri değil" dedirteceğimizi; çevremizdeki her şeyden beslenmeye çalışacağımızı; on yılda bir, minik varoluş krizlerine gireceğimizi; sonunda bize benzeyenlerin yanına gideceğimizi; şansımız yaver giderse bizim için "örnek insan" deneceğini; böylece tarihin tüm doyumuyla işlevini tamamlayacağını biliyor. Hor görüyor bizi; kaçtı bizden.
Sayfa 54 - Mitos Boyut ~ Pdf ~ Dördüncü SahneKitabı okudu
Bireyin yeniden üretilmesi sürecinde gerçekten önemli, kader belirleyici olay döllenme değil mayozdur. Bir kromozomlar dizisi babadan, biri anneden. Buna ne şans ne alın yazısı engel olabilir. Her insan kalıtımının yarısını annesine, yarısını babasına borçlu olur. Birinin ya da ötekinin üstün gelmeye çabalarmış gibi görünüşü, daha sonra geleceğimiz, başka nedenlerden dolayıdır. (Bu türden üstünlüğün en basit örneği, kuşkusuz, cinsiyetin kendisidir.)
Sayfa 43 - Kalıtsallığın mekanizmasıKitabı okuyor
"Bu kapıların ardına bir kez daha dönmeyeceğimi biliyorum. Böylesi bir sefaleti hiçbir zaman yaşamayacağım. Direnmeliyim. Beni iyileştiren ne şok. Ne de ilaçlar. Beni iyileştiren, bu kliniklere bir kez daha kilitlenme olasılığının verdiği büyük ve derin korku..."
Sayfa 56 - Yky
Reklam
Clay ellerini ondan uzak tutamaz, sırtını, belini bacaklarını okşardı. Eve dönerlerken ise dayanamaya- rak asansörde başlattıkları sevişmelerini, evde tamam- larlardı. Ateşli ve tutkulu bir şekilde Clay, son bir kez daha onu kendisinin yapardı. Bu çaresizlik ve acele kokan sevişmeleri, birbirlerini ne kadar özleyeceklerini onlara bir kez daha hatırlatacak türden bir sevişme olurdu.
Sayfa 203
.... ne konuşabilir ne de susabilirdim, daha doğrusu sussaydım bile konuşmuş olurdum, çünkü şimdi tek bir sözcükten başka bir şey değilim.
Ne yapmak istediğini bilmemek kadar acı verici bir şey daha yoktur. Ne istediğini bilememek insana verilmiş en yırtıcı işkence türlerindendir...
Kendimi inandırma gücünü yitirdim ben. İyi şeylerin bu kadar yakınımda durabileceğine ve olabildiğince uzun süreceğine inanmıyorum. O ağır kayayı ne yapıp edip güç bela tepenin ucuna kadar çıkarmayı başarsam da, kayanın orada kalmayacağını, geri yuvarlanacağını biliyorum. Hafızamı yurt edinen gölgeler ha bire aklımı karıştırıyor. İflah olmaz bir kopuşla hayata tutunmayı başarabildim. Ne kadar büyük bir çelişki? Bir kopuş karşılığı hayata bağlanmak. Zaman zaman amaçsız, gelişigüzel rastlantılarla güçlenen bir tutunma. Kopuşu unuttuğun anda daha büyük bir lanete sürükleneceğini bilmek.
Reklam
Her durumda, "başarının" sizin için ne anlam ifade ettiğini tarif etmeye başladığınızda, ideal yaşamınızı yaratmak için daha çok veya az yapmanız gereken şeyler olduğunu görmeye başlarsınız.
Zaten insanın kaderini bilmesinden daha korkunç ne olabilir? Herkes öleceği günü bilseydi, geriye sayım ne kadar zor olurdu, düşünsenize. Geçen her dakikayı tabut çivisi gibi algılamaz mıydık?
"Kış bitti, bahar geldi. Geceler hâlâ iyi örtünmemiş bir bedeni titretecek kadar soğuk ama artık öldürecek kadar soğuk değil. Ne güzel, değil mi? Bir bahar daha görecek kadar yaşamış olmak..." -John Berger
Daha da kötüsü, onlardan birine dönüştüm: Hani hayatlarından ne kadar bezdiklerini sıkılmadan anlatan depresif insanlar vardır ya?
Sayfa 36 - Koridor YayıncılıkKitabı okuyor
"Hep aynı şey... Günler, geceler hep aynı... Ah bir an önce bitse! Ne bir an önce bitse? Ölüm, karanlık. Yok, yok. Her şey ölümden daha iyidir."
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.