Dünyada hangi fikrî, içtimaî, iktisadî, ahlâkî dava varsa, aradığının, arayıp da bulamadığının, İslâmiyette olduğunu bilseydi mesele mi kalırdı?
Sayfa 453Kitabı okudu
"Elindeki çay bardağını bırakıp ablasına döndü, oynadıkları lades oyununu hatırladı birden biraz etkilenmişti doğrusu, kazanacağindan çok eminken ablası kazanmıştı,her zaman ne olacağını kestiremeyiz diye düşündü lades oynarken Kendi hayatını bağışlamak maddeside olsaydı çoğu insan zamanından önce ölürdü diye düşüdu.Durdu birden nereden
Ne kadar da aciz hale geldik böyle. 2 milyar müslüman nasıl da zelil ve hakir olduk. 6 aydır abluka altındaki Gazze'de müslüman kardeşlerimiz, gencinden yaşlısına, kadınından çocuğuna zulüm görüyor, açlıkla savaşıyor, yetmiyor bir de hava koşulları bastırıyor. Donarak şehadet şerbetini içiyorlar..
Biz peki? Biz bu Dava'nın neresindeyiz. Gevşeyen boykotlarla, bırakılan dualarla, unutulmaya yüz tutmuş filistinle, biz bu davanın neresindeyiz!
Yetmedi mi çocukların çığlıkları, yetmedi mi yeri göğü inleten annelerin feryatları, yetmedi mi çaresiz babaların gözyaşları.
Bizi kim, nasıl bu gaflet uykusundan uyandıracak, bunca zulüm bizi ümmet edemediyse kafire karşı, hangi güç edecek? Ya da daha ne kadar zulüm görücek mazlum insanlar, biz uyuduğumuz ölüm uykusundan uyanalım diye...
Muhammedi bir uyanışla uyanmanın vakti gelmedi mi?
Mîri kelâm
@byn_bulut1
·24 Mart 15:33
Ömer Faruk Korkmaz Hocaefendi:
Ey İslâm âleminin başındaki
yöneticiler!
Ey iktidar sahipleri!
Müslümanlar ölüyor, mukaddesâtımız çiğneniyor, kardeş çiğlıkları çınlıyor kulaklarıimızda.
Ne olması gerekiyor harekete
geçmeniz için?
Fânî iktidarinızin
hesabını hakiki Muktedir'e nasıl
vereceksiniz ?
Dünyada hangi fikrî, içtimaî, iktisadî, ahlâkî dâva varsa, aradığının, arayıp da bulamadığının İslâmiyette olduğunu bilseydi mesele mi kalırdı? Yazık ki, vecd ve aşkın kabuk bağladığı ve ruhların donup kemikleştiği devirlerden beri, bunu asıl müslüman geçinenler bilemedi.
Sayfa 453 - Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
Bilemediler, Bilemedik..!!
Dünyada hangi fikrî, içtimaî, iktisadî, ahlâkî dâva varsa, aradığının, arayıp da bulamadığının İslâmiyette olduğunu bilseydi mesele mi kalırdı? Yazık ki, vecd ve aşkın kabuk bağladığı ve ruhların kemikleştiği devirlerden beri, bunu asıl müslüman geçinenler bilemedi.
Sayfa 453Kitabı okudu
Suda yaşayıp susuz kalmak
“Dünyada hangi fikrî, içtimaî, iktisadî, ahlâkî dâva varsa aradığının, arayıp da bulamadığının İslâmiyette olduğunu bilseydi mesele mi kalırdı? Yazık ki, vecd ve aşkın kabuk bağladığı ve ruhların dönüp kemikleştiği devirlerden beri, bunu asıl Müslüman geçinenler bilemedi.”
Kolonya Gazetesi'nin başyazarı Karl Heinrich Hermes'in sansürcü görüşlerini aktarır Marx:
"Bize göre, devlete, abartılmış sertlikten dolayı değil, daha çok bir hoşgörü fazlasından dolayı kusur bulunabilir."
Marx'ın Hermes'e yanıtı kısa ve özdür:
"Sansürcüleri pek az sansür uygulamakla suçluyor"
Hermes,
Kalkedon YayıncılıkKitabı okuyor
Ölçüsüzlüğünde bir ermişlik olduğu doğrudur ama karşılığı Nietzsche’nin çılgınlığı olursa. Ekinimizin sahnesinde, boy, beden gösteren ruhlar sarhoşluğu, hep ölçüsüzlük baş dönmesi, kendisine bir kez olsun kapılmış olanın bir daha acısından kurtulmayacağı olanaksız çılgınlığı mı? Prometheus bu demirbaş köle ya da dava vekili suratını hiç taşımış mıdır? Hayır, korkak ya da kindar ruhların rahatlığı, yaşlı delikanlıların böbürlenme dileği içinde kendi ölümünden sonra yaşıyor uygarlığımız. Tanrı ile birlikte şeytan da öldü, artık hangi yola saptığını bile görmeyen bir soysuz cin çıktı onun küllerinden.
Dünyada hangi fikrî, içtimaî, iktisadî, ahlâkî dâva varsa, aradığının, arayıp da bulamadığının İslâmiyette olduğunu bilseydi mesele mi kalırdı?
Yazık ki, vecd ve aşkın kabul bağladığı ve ruhların donup kemikleştiği devirlerdem beri bunu asıl Müslüman geçinenler bilemedi.