Dâvamız, İslâm ahlâkına dayanan bir cemiyet düzeni kurmaktır. Her tarafı hörmetsizlikle târümar edilen bir cemaate hörmet, her uzvu haksızlıkla yararlanan bir hayata hakkaniyet, her hareketi hemcinsine zulüm olan bir insanlığın kalbine sevgi ve merhamet doldurmak istiyoruz. Bütün bunları yaparken, varlığımızı her taraftan çeviren hırslarla menfaatler gibi içteki düşmanlarla kökleri dışarda bulunan içimize sokulmuş düşmanları yenmenin yalnız îman ve iktidar ile mümkün olacağına inanmaktayız. Dâva, kendine inanan, iradesini bunca düşman kuvvetine karşı koymasını bilen cesur ruhların davasıdır.
Kudüs ve Filistin davası sadece Filistinlilerin veya Arapların değil bütün Müslümanların davasıdır. Bugün Filistin topraklarında o toprakların bağımsızlığı, Kudüs'ün ve Mescid-i Aksa'nın kurtarılması için mücadele eden bir tek kişi olmasa bile Müslümanların yine bu davaya sahip çıkmaları gerekir.
Türkeş'in bir mektubunda Devlet Bahçeli ile ilgili önemli bir iddia vardı.
4 Ekim 2012'de TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu bünyesindeki 12 Eylül Darbesi Alt Komisyonunda bilgisine başvurulan MHP'nin kurucu lideri Alparslan Türkeş' in 3,5 yıl yattığı Askeri Mevki Hastanesi'ndeki doktoru Selim
İslâm medeniyetini yaşıyoruz şu anda. İslâm medeniyeti ölmüş değil. Bizim inancımız, şu anda da onu yaşadığımızdır. Yalnız, dediğim gibi, en alt seviyede yaşıyoruz. En güçsüz halde, en zayıflatılmış şekliyle, bazen da yozlaştırarak yaşıyoruz. Şimdi, kesin karar verip demeliyiz ki, biz avrupalı değiliz, avrupalı olamayız ve avrupalı olmamalıyız da
Benim inandığım ve bağlandığım dâva, ilk insan
ve ilk yol göstericinin, dünyayı dolduran inkâra karşı Özgür inanç gemisinin kaptanı olan Hazreti Nuh'un Ebedi Kurtuluş Sancağını uygarlıklar başkentine diken, Ateş imtihanından geçmiş ve Kurban şifasıyla azapların zehrini eritmiş Hazreti İbrahimin, toplumu yönetecek altın kuralları sütunlar gibi ufkumuzda yükselten ve onları kiyamete kadar tarihin levhası olarak belirleyen
Hazreti Musa'nın, ölüleri dirilten, ölü gönülleri diriltici soluğun sahibi Hazreti Isa'nın ve nihayet en büyük insan, en büyük yol gösterici, bütün insanliğa ışık tutucu, fiziği ve fizikötesini aydınlatıcı Son Peygamber Hazreti Muhammed'in davasıdır.
Dâvamız ve dâva için kavgamız hakikat dâvası, hakikat savaşıdır.
Zaman: Bu hangi yönde, hangi düzlemde bir berraklaşma-netleşmedir. Biraz açar mısınız?
Muhsin Yazıcıoğlu: Biz teşkilatımızı tarif ederken: "teşkilat, gayeye varmak için insan, zaman, malzeme ve yer unsurlarının organik şeklidir" diyorduk. Ve başa gayeyi koymuştuk. Gayemiz "İla-yı Kelimetullahı": Allah'ın ismini
yüceltme ve
AÇIKLIK EN DOGRU YOLDUR
Röportaj : Alper Gazigiray [Ahmet Haluk Dursun]
Zaman, 14- 15 Şubat 1988
Zaman: Sayın Muhsin Yazıcıoğlu kısa bir tercümeihalizi verir misiniz? Nerede doğdunuz?
Kaç yılında doğdunuz, öğrenim hayatınız?
Muhsin Yazıcıoğlu: Bismillahirrahmanirrahim. 1954 yılında Sarkışla, Elmalı köyünde doğdum. İlkokulu orada bitirdim.
(Atsız) İslâm birliği fikrindekileri “vatan hainliği”yle de suçlayacaktı.
Araplar ve Arnavutlar, Müslüman olmalarına rağmen, Türklere ihanet etmişti. Araplar arasında Türk düşmanlığı çok yaygındı. Atsız bunlarla da yetinmeyecek, İslâm birliği fikrindekileri “vatan hainliği”yle de suçlayacaktı.
Millet ve vatan haini olmak için mutlaka askerî
Davamız İslam ahlakına dayanan bir cemiyet düzeni kurmaktır.
Dava, kendine inanan iradesini bunca düşman kuvvetine karşı koymasını bilen cesur ruhların davasıdır.
NURETTİN TOPÇU
"Adil ol,merhametli ol,dininin emirlerinden sapma.Istişareye ehemmiyet ver;ama ehliyle istişareye dikkat göster.İslam dinini yaymak için Allah'ın emri mucibince cihad eyle.Din adamlarını,alimleri,dervişleri koru, onlara yardım et dualarını al.Rahatı düşünme, güçlüklerden yılma, emeklerini cihad uğruna haraç,dünya malına değer verme, çünkü dünya malı geçicidir.Bütün beşeri lezzetler biter;sen ebedi güzelliklere talip ol,mükafatını Allah'tan bekle.Bizim kavgamız mihnetle kuru kavga değil,davamız cihana hükmetme davası degil;davamız bütün bunlardan çok daha mukaddes olan ila-yı kelimetullah davasıdır.