Bir odyssey uzun, tipki Odysseus'un Truva'dan vatanına dönüşünde olduğu gibi çoğu kez zorlu ve maceralarla dolu bir seyahattir.
Ani ve olağanüstü korkuyu ifade eden panik sözcüğünün kökeni Pan tanrısına uzanır. Savaşta Pan korkunç bir çığlık atarak düşmanına dehşet saçardı.
Arachnid bir örümcektir. Bu sözcük Athena'yı bir dokuma
Günaydın. İnsan zihni ne tuhaf, öyle yaşandığına epey emin olduğumuz hatıralar aslında öyle değildir. Bir şeyler değişmiştir, hissederiz fakat bir yandan da eminiz işte. Yaralayan, kötü anılardır bunlar ekseriyetle. Bir kargaşa ki alıp götürür beynimizi, yüreğimizi. Schulman'ın başka bir romanında geçer: "Bazen travma yaşadığımızda
Atatürk, Rum ve Ermenilere kötü davranıldığına inanan Amerikalı gazeteci Clarence K. Streit’ın kendisini ziyareti esnasında, Ermenilerin zorunlu göçe tabi tutulmasının gerekçelerini sorması üzerine yine sinirlenerek şu cevabı vermiştir:
“Düşmanca ithamda bulunanların sürdürdükleri büyük mübalağalar dışında
Ermenilerin tehciri (zorunlu iskan)
İsmet İnönü'nün bir düzen ve kanun rejimi adamı olduğu söz götürmez.
Fakat İnönü zaferleri üzerindeki emir ve komuta payı üzerinde anlaşmazlık büyüktür. Kendi kurmay başkanı Tevfik Bıyıklı'nın, "İnönü zaferlerini İsmet Paşa mı kazanmıştı?" başlıklı uzun bir tenkit yazısı harp tarihi dosyaları içinde bulunsa gerek. Bir kopyası
Gökyüzü dayanılmaz ağır çöküyor bazen ,
bir beden küçük kalıyor Atlas
kırışmaya meyilli zihnimin ketenleri ,
başım düşüyor ,
dönüp alır mısın ....
artık ne yapacağımı bilemiyorum,
gitmem lazım !
hemen !
Birilerine inanmak, dayanmak, güvenmek...
İtimat edip kayıtsız şartsız ardı sıra yürümek onların/onun!
Kendi düşüncelerini bir tarafa atıp, (objektik olarak baktığında tiksinç bulacağı tavırlarla) sorgusuz sualsiz takip etmek... İnsanoğlunun bu hali sadece kişilerde kalsa şaşılmaz belki ama, her türlü inancı açısından da (ki neye inanırsa inansın) öyle değil midir?
Bu yüzden olsa gerek ki inanan, kullanılmış bir yer paspasına; inanılan ise "Ben neymişim?" deliliğine, kibrine girer. Mezhep adı altında toplaşan bir cemaatin kendi iş ve menfaatlerine yarayan eylem ve hadiseleri meşrû görebilmesi, hayatlarını o çerçeve riayetinde yaşaması; olmadık bir durum olmadığı gibi, dünya var oldukça olmayacak da değildir.
Nur BabaYakup Kadri Karaosmanoğlu · İletişim Yayınları · 20181,055 okunma