Zamanlarda ve mekânda, geleceğim kaydedildi. Katedilecek birkaç metre var yalnızca. Geçirilecek birkaç saat. Her şey bununla özetleniyor. Her şey buraya varıyor, her şey burada duruyor. Sınır burada, eşik burası. Onu aşmak gerek, sonrasında her şey yeniden olanaklı hale gelecek. Bu odanın duvarını aştığım andan itibaren, belki her şey anlam kazanmaya başlayacak: Geçmişim, bugünüm, geleceğim. Ama önce, şu binlerce ve binlerce anlamsız hareketi bir bir gerçekleştirmem gerek. Kalkmak ve kol gücüne dayanmak. Yer sarsılana dek. Duvar paramparça olana ve gece ışıltısına kavuşana, yıldızlar ortaya çıkana dek.
Bir odyssey uzun, tipki Odysseus'un Truva'dan vatanına dönüşünde olduğu gibi çoğu kez zorlu ve maceralarla dolu bir seyahattir.
Ani ve olağanüstü korkuyu ifade eden panik sözcüğünün kökeni Pan tanrısına uzanır. Savaşta Pan korkunç bir çığlık atarak düşmanına dehşet saçardı.
Arachnid bir örümcektir. Bu sözcük Athena'yı bir dokuma
Atatürk, Rum ve Ermenilere kötü davranıldığına inanan Amerikalı gazeteci Clarence K. Streit’ın kendisini ziyareti esnasında, Ermenilerin zorunlu göçe tabi tutulmasının gerekçelerini sorması üzerine yine sinirlenerek şu cevabı vermiştir:
“Düşmanca ithamda bulunanların sürdürdükleri büyük mübalağalar dışında
Ermenilerin tehciri (zorunlu iskan)
İsmet İnönü'nün bir düzen ve kanun rejimi adamı olduğu söz götürmez.
Fakat İnönü zaferleri üzerindeki emir ve komuta payı üzerinde anlaşmazlık büyüktür. Kendi kurmay başkanı Tevfik Bıyıklı'nın, "İnönü zaferlerini İsmet Paşa mı kazanmıştı?" başlıklı uzun bir tenkit yazısı harp tarihi dosyaları içinde bulunsa gerek. Bir kopyası