İnsan, doğasının özü itibarıyla esnek mi yoksa sabit mi olduğu sorusu sadece bilim insanları için değil, günlük hayatlarımızda her birimiz için geçerliliğini sürdüren bir sorudur. Bazı insanlar otokontrol becerisini, iradeyi, zeka ve diğer özellikleri hayatın başından itibaren sabit, değiştirilemez özellikler olarak görüyor. Yürütücü işlev ve otokontrolün eğitim müdahalelerinden sonra geliştiğine dair deney kanıtlarını okuyor ve kısa vadeli etkilerin uzun vadede fark yaratmayacağını, doğumla gelen özellikleri değiştirmeyen küçük numaralar olduğunu düşünüyorlar. Bu insanlar, araştırma bulgularının değişime açık olduğumuzu, nasıl düşündüğümüzü ve davrandığımızı değiştirebileceğimizi, DNA piyangosunun kazananları veya kaybedenleri olmak yerine kendi hayatlarımızı şekillendirebileceğimizi desteklediğini düşünenlerden ayrılırlar.
Binaları yıkıyor, arsaları açıyorlar Ağaçları yerinden söküyorlar. Bunca mazi, harabelerin altında kalıyor, yazık. İnsanlarımız bir tuhaf doğrusu. Orta yaşı geçmiş insan topluluğu saatlerce bir dozerin yer kazışını seyrediyor Kimse farkında değil belki de benim düşündüğüm şeyin. Bu sokaklarda bir süre sonra yükselecek binalar, her yeri değiştirecek. Bir yerin yerlisi olmak, tarih; bir yerin yabancısına dönüşmek, zorunluluk olacak. Bunu düşündüm uzun uzun. Şimdi makineler yapıyor bu büyük değişimi. Önceden savaşlarla iktidarlar yapardı aynı işi. Yeryüzü büyük sürgünler görmüş bu yüzden. Doğdukları yerde ölemeyenlerin hep bir gözü açık olsa gerek.