Anladım ki bu yalan dünyadır; anladım ki evliya da olsa alan dünyadır. Kaçanın kurtulamadığı, şahin de olsa kanatları kıran dünyadır. Sevdiklerimizi alıp bizi ağlatan , Hazreti Süleyman da olsa tahtları viran eden dünyadır.
Bir saattir kitap seçmeye çalışıyorum. Elime bir kitap alıyorum, okumaya niyetleniyorum geriye bırakıyorum. Anlatı okuyacağım diyorum, bir anlatı seçip okumak için gidiyorum, başlayamıyorum. Hikaye okuyayım diyorum, onu da bırakıyorum. Kitap seçme problemim her zaman vardı ama bu defa farklı bir şey de var bunun yanında. İçimde bir sıkıntı var.
"Sonra baktım ki ağlayacak tek
bir omuz kalmamış bende koydum başımı secdeye doya doya ağladım, Rabbime sığındım çünkü, o hep benimleydi ayetlerinde de buyurmamiş mıydı
yanımda olduğunu?"
'Allah kuluna kâfi değil mi? 🌼
(zümer-36)
YouTube kitap kanalımdaki videoyla Ulysses'a geçmeden önce okumanız gereken kitapları ve yayınevi tercihimi anlattım:
ytbe.one/KLlr9mQrA-E
Bugün size hayatınızda 1 defa da olsa mutlaka okumanız gereken bir kitap önereceğim. Onun adı: Ulysses!
Kitabı okuduğum süreç boyunca aklımda tek bir alıntı dolaştı durdu. Kafka'nın
Ağırlık, hafiflik, var olmak... Sadakatizlik, hayvan sevgisi, hesaplaşmalar, yaralara tuz basmalar, kalabalıklar içinde yalnızlaşmalar... Dokunmak, kendine, hayata, dünyaya dokunmak... İçini dökmek hatta dökememek ve kırık dökük o yola devam etmek..
aslında varolmanın dayanılmaz hafifliğini arınmışlığa bağlamak, herkes ve her şeyden bir arınmışlık işte.
Her şeyiyle düşündüren ve yazarın hayatına bakınca aslında hayatıyla özdeşleştirip bizi bunlarla yüzleştiren aslında içimize yönelten bir kitap.
Didaktizm meyilli aynı zamanda hüzün içinde doğruyu, yanlışı biricik olan hayatımızda bu seçimlerin etkilerini gösteriyor.
Yer yer üzülsem yer yer gülsem de en çok içimi burkan Tereza’nın aslında güçsüz görünmüşken bunca şeye rağmen kalması onu benim gözümde en güçlü karakter yaptı. Canım Tereza..
(Konuya çok değinmeden spoiler vermeden yazıyorum) İsmine nazır dayanılmaz hafifliği arar kişi aslında en büyük ağırlıkları taşıyarak
Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliğinin Çekoslovakya’yı işgali üzerinde dört ana karakterin yaşamına sunan bir kitap.
Kitaba kabaca bakıldığında: dört karakter, cinsellik, savaş, aşk görebilirsiniz ama bunun çok daha ötesi aslında harika betimlemeler harika akıcılık harika üslup.. böylesine bir kitabın incelemesini nasıl yaptım bilmiyorum ama ne desem de az kalır ki bunu okumadan bilemezsiniz. Son olarak sinemaya uyarlanmış ama filmiyle pek bağdaştıramadım film kesik kesik ve kitaba göre daha basit kalmış gibi her neyse kesinlikle ufkunuzu açacak ve sizi geliştirecek bir kitap olacaktır. İyi okumalar :)
Mektuplarla felsefe yolculuğuna hazır olun..
"Kimsin sen?"
Sofie, meşgul bir anneye ve genelde uzakta olan bir babaya sahipti. Ona oyalanması için evcil hayvan almaktan ev neredeyse hayvanat bahçesine dönmüştü. Günleri ev ve okul arasında bir hayli sıkıcı geçiyordu. Ancak bu durum çok geçmeden değişecekti. Sofie bir gün kendi adına
Sevgili Okur,
Bu incelemeyi mektup tarzında yazarak unutulan, yok olmaya yüz tutmuş bu değeri bir nebze olsun hatırlatmak ve naçizane yaşatmak istedim, anlatıcımızın hatırlattığı ve yaşattığı gibi. Yazarın tabiriyle, bir zarfı açmak kadar kalbi titreten ne vardır. Bir anlamda zarf mahremiyettir, mahrem olmasa da satırlar. Bir köşeye
(Üşenme oku)
Dünyayı Dolaştım Giymedim Başıma Taç,
Ne Zengini Tok Gördüm Ne de Fakiri Aç,
Yarabbi Öyle Bir Fevzi Kanaat Ver ki;
Namerde Değil Merte de Eyleme Muhtaç..
Şu Çeşmenin Haline Bak, Su İçecek Tası Yok,
Kırma Kimsenin Kalbini Yapacak Ustası Yok...
#YUNUS EMRE#
Bugün evlenmenin maliyeti, en ponçik yerden baksan bile 250 bin lira.
Hiç lafı uzatmayacağım, süslü cümleleri de bu defa kurmayacağım.
Bu maliyetin artmasının bir çok sebebi olabilir ama ben bu konuda en çok sorumluluğun kız ve erkek annelerinde olduğunu düşünüyorum.
Hiç mi acımıyorsunuz bu çocuklara hanımlar?
"Zina arttı, ahlaksızlık