Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Aşk kapısız ve penceresiz bir hapishane olabilir; insan girip çıkmakta serbesttir ama hangi beklenti uğruna? Şafakla özgürlük de gelebilir, dehşet de. İnsanın sırtında deli gömleği varsa aklın bir yararı olmaz. İşte böyle; böyleydi, böyle olmayı sürdürecek.
Sayfa 50 - Notos Kitap YayıneviKitabı okudu
Bir rahip, kötü yola düşmüş bir kadını sevebilir. Sevilen, düzenbaz, saçı başı pislik içinde, hatta kötü alışkanlıklar edinmiş birisi olabilir. Evet, seven de herkes kadar görebilir bunu; ama sevgisinin gelişimini zerre kadar etkilemez böyle olması. En sıradan birisi coşkun, ateşli ve bataklıktaki zehirli zambaklar kadar güzel bir sevginin nesnesi olabilir. İyi yürekli birisi gerek amansız gerek rezilce bir sevgiyi uyarabilir. Abuk sabuk konuşan bir deli, başkasının yüreğinde yalın, duygul bir şiir yaratabilir. Demek ki, sevginin değerini, özgünlüğünü yalnızca seven belirler.
Reklam
Daha önce, Menocchio'nun tuhaf evren kuramıyla karşılaştığımızda, piskopos vekilinin yaptığı gibi biz de bir an durup bunun deli saçması olup olmadığını düşünmüştük. Bu varsayımı bir kenara ittikten sonra, Kilise tasavvuruna baktığımızda, bu kez de Menocchio'nun bir Anabaptist olup olmadığını kendi kendimize sormuştuk. Bu düşünceden de vazgeçince Menocchio'nun Reform'la ilişkisi sorunuyla karşılaşmıştık. Menocchio kendisini "Lutherci" bir kurban olarak görüyordu. Ama, Menocchio'nun fikirlerini ve inançlarını, Reform hareketinin doğuşuyla ortaya çıkmış (ama on- dan bağımsız), kökleri derine inen bir köylü köktenciliğine bağlama çabası da mahkeme kayıtlarına dayanarak oluşturduğumuz kitap listesiyle açık bir biçimde çelişiyor. Okuyup yazmasını bilen, bu kadar alışılmadık bir 16. yüzyıl değirmencisini ne oranda tipik ola- rak ele alabiliriz? Neyin tipik örneği olabilir? Menocchio, fikirleri- nin kaynağı olarak bizzat kendisi bir dizi basılı kitap öne sürdüğü- ne göre, köylü kültürünün bir akımının değil elbette. Labirentin duvarlarına çarpa çarpa, sonunda yine başlangıç noktamıza dönmüş olduk. Neredeyse döndük, demeli. Menocchio'nun hangi kitapları okuduğunu gördük. Ama onları nasıl okumuştu?
Mavi yeşil arasında bir renkti gözleri. Renkli gözlü insanlara güvenmemek mi gerekirdi acaba? Hani şu gölgede veya güneşte renk değiştiren gözlerden vardı onda. Gözleri bile ne renk olduğuna karar verememiş gibiydi. Her konuda böyle kararsız olabilir miydi? Herkese böyle ışıltılı mı bakardı? Ya benim için değildiyse bir çift deli ırmak gibi içime akan bu parıltılar? Belki de yanlış anlıyordum.
Dindeki Hakikat
Consensus gentium* ve genel olarak consensus hominum** sadece bir delilik olabilir. Buna karşılık, hiçbir konuya ilişkin olarak bir consensus omnium sapientum*** yoktur asla, Goethe'nin şiirinde sözü edilen tek bir istisnayla: Tüm zamanların tüm bilgeleri Gülümser ve göz kırparlar ve görüş birliği ederler ki: Budalacadır, budalalan iyileştirmekte ısrarcı olmak! Akıllılığın çocukları, delileri de Deli kabul edin, olması gerektiği gibi! Dizesiz ve uyaksız söyleyecek ve örneğimize uygulayacak olursak: consensus sapientum****, consensus gentium'un bir delilik olduğu yolundadır. * Sıradan insanların, halkın görüş birliği. ** İnsanların görüş birliği. *** Bütün bilgelerin görüş birliği. **** Bilgelerin görüş birliği.
Sayfa 85 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
İmam Gazali'yi biliyor musunuz?""Elbette!" "Gazali Bağdat'taki eğitimini tamamladıktan sonra bir kervanla Tus şehrine dönüyor. Ama yolda kervanı haramiler soyuyor ve herkesin altınını, gümüşünü alıyorlar. Gazali 'nin de bir tek torbası var. Torba da gidiyor. Herkes kaderine raz ı olmuşken Gazali haramileri aramaya başlıyor. Aylarca aradıktan sonra haramilerin saklandığı mağarayı buluyor ve torbasını geri istiyor. Nöbetçiler bu deli çocuğu öldürmeye hazırlanırken Haramibaşı gürültüleri duyuyor ve neler olduğunu soruyor. Bir deli o ğlanın geldiğini ve torbam da torbam diye tutturduğunu söylüyorlar. Haramibaşı 'Gönderin şu çocuğu bana' diyor. Sonra ona 'Evladım, herkesin servetini aldık, ses çıkaran olmadı. Senin torbanda bunlardan daha kıymetli ne olabilir ki canını tehlikeye atıp buralara geldin?' diye soruyor. Gazali 'Benim yüküm onlardan daha değerli' diyor. 'Çünkü içinde Bağdat'taki hocamın ders notları vardı.' Haramibaşı adamlarına 'Verin şu çocuğun torbasını' diye emrediyor. 'Karnını doyurup yola çıkarın.' Sonra da Gazali'ye dönüyor. 'Ders notlarını iade ediyorum delikanlı,' diyor, 'ama âlim olmak istiyorsan bir şeyi hiç unutma.' Gazali 'Nedir o?' diye soruyor. Haramibaşı diyor ki: 'Senden çalınabilen bilgi, senin bilgin değildir.'
Reklam
"Aslında insan deli değilse bile çok hassas bir yapıya sahip olabilir. Önemsiz şeylerle beslenen insanlar da var, sadece bir ağır söz uğruna ölenler de."
İnsan deli olmasa da hassas bir kalbe sahip olabilir. Öyle insanlar var ki, yaradılışı gereği ufak tefek şeylerden beslenirken sert bir sözle ölür. Ben de böyle bir insanım.
Sayfa 190Kitabı okudu
Metroda koluma doladı kolunu, bıraktı öylece, "anlıyorum" dereesine, "patavatsızlık ettin, düşüncesizce davrandın gene her zaman olduğu gibi". Eve dönerken en çok sevdiği dondurmacıya uğradık yolda, deli olduğu o Fransız dondurmasından bir tabak yuvarladıktan sonra gevşedi, evle ilgili önemsiz bir şey üstünde konuşmaya
Sayfa 144
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.