Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Mavi yeşil arasında bir renkti gözleri. Renkli gözlü insanlara güvenmemek mi gerekirdi acaba? Hani şu gölgede veya güneşte renk değiştiren gözlerden vardı onda. Gözleri bile ne renk olduğuna karar verememiş gibiydi. Her konuda böyle kararsız olabilir miydi? Herkese böyle ışıltılı mı bakardı? Ya benim için değildiyse bir çift deli ırmak gibi içime akan bu parıltılar? Belki de yanlış anlıyordum.
Dindeki Hakikat
Consensus gentium* ve genel olarak consensus hominum** sadece bir delilik olabilir. Buna karşılık, hiçbir konuya ilişkin olarak bir consensus omnium sapientum*** yoktur asla, Goethe'nin şiirinde sözü edilen tek bir istisnayla: Tüm zamanların tüm bilgeleri Gülümser ve göz kırparlar ve görüş birliği ederler ki: Budalacadır, budalalan iyileştirmekte ısrarcı olmak! Akıllılığın çocukları, delileri de Deli kabul edin, olması gerektiği gibi! Dizesiz ve uyaksız söyleyecek ve örneğimize uygulayacak olursak: consensus sapientum****, consensus gentium'un bir delilik olduğu yolundadır. * Sıradan insanların, halkın görüş birliği. ** İnsanların görüş birliği. *** Bütün bilgelerin görüş birliği. **** Bilgelerin görüş birliği.
Sayfa 85 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
İmam Gazali'yi biliyor musunuz?""Elbette!" "Gazali Bağdat'taki eğitimini tamamladıktan sonra bir kervanla Tus şehrine dönüyor. Ama yolda kervanı haramiler soyuyor ve herkesin altınını, gümüşünü alıyorlar. Gazali 'nin de bir tek torbası var. Torba da gidiyor. Herkes kaderine raz ı olmuşken Gazali haramileri aramaya başlıyor. Aylarca aradıktan sonra haramilerin saklandığı mağarayı buluyor ve torbasını geri istiyor. Nöbetçiler bu deli çocuğu öldürmeye hazırlanırken Haramibaşı gürültüleri duyuyor ve neler olduğunu soruyor. Bir deli o ğlanın geldiğini ve torbam da torbam diye tutturduğunu söylüyorlar. Haramibaşı 'Gönderin şu çocuğu bana' diyor. Sonra ona 'Evladım, herkesin servetini aldık, ses çıkaran olmadı. Senin torbanda bunlardan daha kıymetli ne olabilir ki canını tehlikeye atıp buralara geldin?' diye soruyor. Gazali 'Benim yüküm onlardan daha değerli' diyor. 'Çünkü içinde Bağdat'taki hocamın ders notları vardı.' Haramibaşı adamlarına 'Verin şu çocuğun torbasını' diye emrediyor. 'Karnını doyurup yola çıkarın.' Sonra da Gazali'ye dönüyor. 'Ders notlarını iade ediyorum delikanlı,' diyor, 'ama âlim olmak istiyorsan bir şeyi hiç unutma.' Gazali 'Nedir o?' diye soruyor. Haramibaşı diyor ki: 'Senden çalınabilen bilgi, senin bilgin değildir.'
"Aslında insan deli değilse bile çok hassas bir yapıya sahip olabilir. Önemsiz şeylerle beslenen insanlar da var, sadece bir ağır söz uğruna ölenler de."
İnsan deli olmasa da hassas bir kalbe sahip olabilir. Öyle insanlar var ki, yaradılışı gereği ufak tefek şeylerden beslenirken sert bir sözle ölür. Ben de böyle bir insanım.
Sayfa 190Kitabı okudu
Metroda koluma doladı kolunu, bıraktı öylece, "anlıyorum" dereesine, "patavatsızlık ettin, düşüncesizce davrandın gene her zaman olduğu gibi". Eve dönerken en çok sevdiği dondurmacıya uğradık yolda, deli olduğu o Fransız dondurmasından bir tabak yuvarladıktan sonra gevşedi, evle ilgili önemsiz bir şey üstünde konuşmaya
Sayfa 144
Reklam
Bir insanın hayatını olabildiğince etkileyebilecek sözler sadece yaşamın insanı getirdiği yerden de destek alan tesadüflerin eseri olabilir mi?
Hayatımda birçok sevinçli günlerim olmuştur. Fakat hepsinden güzel,hepsinden sevinçli olabi­leceğini umduğum bir tek gün daha olabilir.O gün seninle ve hiç ayrılmamacasına yaşayacağıma inanacağım gündür.Sen böyle bir günün gelebileceğini pek tahmin etmezsin. Doğrusu ben de edemiyorum.Ama hayattan da başka hiç­ bir beklediğim yok.Bugün için sana
ÇATIŞMA Çürümeden çok önce, galiba kokuşmadan da evvel, ölümle dirim arasında geçen kavganın sonundaki boşlukta; birtakım ecza şişelerinin küçüklü büyüklü, sıra sıra dizildikleri, ağızlarını açıp bekleştikleri zamanı; ötekisi ile; sıcacık bir oda ve bir sepet içinde kokmaya, bir kurt yüzünden bozulmaya, delirmeye, canlanmaya hazırlandıkları zaman
"Senin onursuzluğunu ve günahlarını düşünmüyordum bunu söylerken. Çektiğin büyük acılar söyletti bunu bana. Büyük bir günahkar olman konusuna gelince, evet, büyük bir günahkarsın. -Coşkuyla sürdürdü sözlerini.- Senin en büyük günahın kendini boş yere öldürmen, kendini harcamandır Böyle korkunç bir şey olamaz! Hem nefret ettiğin böyle bir
Sayfa 402 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.