Gazali Bağdat’taki eğitimini tamamladıktan sonra bir kervanla Tus şehrine dönüyor. Ama yolda kervanı haramiler soyuyor ve herkesin altınını, gümüşünü alıyorlar. Gazali’nin de bir tek torbası var. Torba da gidiyor. Herkes kaderine razı olmuşken Gazali haramileri aramaya başlıyor. Aylarca aradıktan sonra haramilerin saklandığı mağarayı buluyor ve torbasını geri istiyor. Nöbetçiler bu deli çocuğu öldürmeye hazırlanırken Haramibaşı gürültüleri duyuyor ve neler olduğunu soruyor. Bir deli oğlanın geldiğini ve torbam da torbam diye tutturduğunu söylüyorlar. Haramibaşı ‘Gönderin şu çocuğu bana’ diyor. Sonra ona ‘Evladım, herkesin servetini aldık, ses çıkaran olmadı. Senin torbanda bunlardan daha kıymetli ne olabilir ki canını tehlikeye atıp buralara geldin?’ diye soruyor. Gazali ‘Benim yüküm onlardan daha değerli’ diyor. ‘Çünkü içinde Bağdat’taki hocamın ders notları vardı.’ Haramibaşı adamlarına ‘Verin şu çocuğun torbasını’ diye emrediyor. ‘Karnını doyurup yola çıkarın.’ Sonra da Gazali’ye dönüyor. ‘Ders notlarını iade ediyorum delikanlı,’ diyor, ‘ama âlim olmak istiyorsan bir şeyi hiç unutma.’ Gazali ‘Nedir o?’ diye soruyor. Haramibaşı diyor ki: ‘Senden çalınabilen bilgi, senin bilgin değildir.’
Zamanın birinde insanlığın ejderhalara karşı başlattığı savaş, üç ejderha tarafından oldukça kanlı bir şekilde bastırılmıştı. Ejderhaların amansız saldırıları sırasında yeryüzünün mührü kırılmış ve yeraltına hapsolan binlerce yaratık yüzeye çıkmıştı. İnsanlığın neredeyse sonunu getiren bu olayın üzerinden 1000 yıl geçmişti.
Bir adamın yurdunu terk
Şevket Kemal bey ile semâlarda heyecanlandık, Yurdanur Hanımın hanımefendiliğine imrenerek baktık, Murat Hocanın ile demlendik ve her satırda Mithat beyle geçmişin kapılarını araladık. Duygudan duyguya sürüklendim, gerçek mi hayal mi, yaşanmış olabilir mi kurgu mu, tarihte böyle bir yer var mı derken mataranın dibinde kalan 133 damla ile sona erdim.
Not: sesleniyorum ve itiraf ediyorum o zaman; mataranın dibinde kalan 133 damlayı hakedebilecek düzeyde donanımım, bilgim, yeteneğim yok, dahi değilim, insanlığı kurtaracak kuşaklar sonrasına aktarılacak kıvamda faaliyetlerim de yok, sıradan işte herkes gibiyim ama her şeye rağmen 'mümkün'lere inanan bir yapım var o halde konumuma en yakın damlanın kooridinatlarını bekliyorum Merkez!
.
Okuyan kişiye bilgilendirme: bu deli saçma satırlarıma ancak bu eseri okuduğunuzda anlam verebilirsiniz, sevgi ile..
Kum TefrikalarıÖmür İklim Demir · Yapı Kredi Yayınları · 20201,679 okunma
Nietzsche, bize rahatsızlığıyla ilgili ender ve ürpertici bir pencere açar (bu düş aynı zamanda, Nietzsche'nin sırf felsefe açısından anlaşılamayacaını da açıkça gösterir|:
“Şöyle bir rüya gördüm: Bütün hayata sırtımı dönmüştüm. Ölümün ıssız dağ kalesindeki mezarların, gece bekçisi ve koruyucusu oldum. Tepesinde onun tabutlarını bekliyordum...
Bir Şans Daha ️
Herkes bir şansa sahip olabilir mi? Sahip olduklarımızın değerini kaybedince anlamak gibi şansızlığa uğrayınca değerini anlıyoruz her şeyin. İşte bu kitapta iç kadının hayatına konuk olup, başlarından neler geçtiğini okuyoruz.
Gemma, Saffron ve Caitlin️
Gemma, Suffolk'ta harika bir hayata sahiptir harika bir eş, iki tane
RÜYA KOLEKSİYONCUSU/ VEDAT AKYOL
“ "Cehalet mutluktur" sözü, insan karakterini en iyi yansıtan cümledir. Bilgi, onu hazmedebilen ve yorumlayabilen beyinler için bir hazineyken; bazı dimağlar için zehirdir aslında.”
️Salih, Cenk, Ada, Gözde, Timur...
️Salih; bir #rüyakoleksiyoncusu , yaşadığı zamanda teknoloji üst seviyede, isteyen
Şuan bu yazıya nasıl başlayacağımı bilmiyorum. Çok severek okuyacağınızı düşündüğünüz bir kitabı sevmediğinizde nasıl kötü bir yorum yazmak zor geliyorsa, sevmeyerek okuyacağınızı düşündüğünüz bir kitaba iyi yorum yazacak olmak da çok karmaşık ve zor geliyormuş... Dikenler ve güller sarayı sayesine bu duyguyu da tatmış bulundum.
Aslında kitabı
Olivia Bevelstoke; Rudland Kontunun kızı. Taliplerini reddetmesi ile ün yapmış, güzeller güzeli bir leydi.
El işi yapmaktan ya da kitaplardan değil, gazete okumaktan hoşlanıyor. En yakın arkadaşı Miranda, abisi ile evlenip gittiğinden beri günleri çok sıkıcı.
Ta ki güney kanadına bir kiracının taşındığını ve nişanlısını öldürdüğünü öğrenene
İşte karşınızda Erasmus Amca!!! Dünya klasiklerinden Deliliğe Övgü. Beş asır evvelinden yazdığı ve bugün de güncelliğini koruyan eserinde.... Yok yok, öyle değil. Adam deli. Ama gerçekten deli! "Yüzüm gerçeğimi yansıtan bir aynadır. Maskeyi hiç sevmem. Kalbimde başka bir şeyi taşırken, yüzümde başka bir ifadeyi taşımam." diyecek kadar
"Sebepleri tartışılmaya değmese de hiç şüphe yok ki kadınlar kendilerinden çok daha fakir erkeklere asla ya da neredeyse hiç tenezzül etmiyorlar. Bu nedenle bir serseri (evsiz, işsiz, yoksul anlamında), yola çıktığı an itibariyle bekârdır. Birkaç şilin karşılığında bulabildiği bir fahişe dışında bir eş, bir metres ya da herhangi bir kadına sahip olma ümidi kesinlikle yoktur.
Bunun sonuçlarının ne olacağı açıktır: Eşcinsellik ve bazen de tecavüz vakaları. Ancak bunlardan daha derin olansa, evliliğe bile uygun görülmediğini bilen bir erkekte göze çarpan bir bozulma meydana gelir. Cinsel dürtü, hiç abartısız, temel bir dürtüdür ve cinsel açlık da hemen hemen fiziksel açlık kadar moral bozucu olabilir. Yoksulluğun kötü yanı, bir insanı acı çektirmekten ziyade fiziksel ve ruhsal olarak çürütmesidir. Ve cinsel açlığın bu çürüme sürecine katkıda bulunduğuna hiç şüphe yoktur. Kadın ırkının tamamından kopuk bir serseri, kendini sakat ya da deli gibi aşağılanmış hisseder. Hiçbir aşağılama bir erkeğin özsaygısına bu kadar fazla zarar veremez."
Monte Cristo Kontu 1 #kitapyorumu
...
Merhabalarrrr
Hemen yoruma geçiyorum. Kısa-Net-Samimi bir yorum olsun istiyorum hadi bakalım.
Kitabımız iki ciltten oluşuyor ilk cildi bitti. Ve açıkçası çok yarım kaldı böyle mecbur ikinci kitabı da okumanız gerekiyor tam bir geçiş kitabı birinci cilt. Kitaba sürekli yeni karakterler ekleniyor ve eklenen her
stoa felsefesini kanaatimce en başarılı bir şekilde öğreten kitap cicero’nun yazdığı paradoxa stoicorum / stoacıların paradoksları isimli eserdir. bu eserde cicero, stoa felsefesinin üzerine inşâ edildiği altı temel paradoks üzerinde incelemelerde bulunur. bu eseri, imge yayınevi latince - türkçe karşılaştırmalı biçimde yayınlamıştır ancak
--spoiler--
Bu sene Hogwarts’ta evlere şenlik bir olay var; Üçbüyücü Turnuvası. Üç rakip büyücülük okulunun katılımıyla gerçekleşen bu etkinlik yüz yıldan beri ilk kez düzenlenmektedir. Harry, istemediği, yaşı bile tutmadığı halde, kendini bu Turnuva’nın içinde bulur. Oysa onun tek isteği büyücülük standartları altında “normal” bir yaşam