“Sineklerin Tanrısı, İkinci Dünya Savaşı’ndan kısa bir süre sonra, bu savaşta yıllarca çarpışan insanların birbirlerine nasıl kıydıklarını kendi gözleriyle görüp, birçok umutlarını yitiren biri tarafından yazılmıştır.” Mina Urgan
William Golding, yazdığı şiir kitabı ilgi çekmediği için düzyazıya geçmeye karar verdi. 1954’de ilk romanı olan Sineklerin Tanrısı’nı yazdı. 20’ye yakın yayınevine kitabını yolladı ve hiçbiri yayınlamaya yanaşmadı. Ne var ki Sineklerin Tanrısı basılır basılmaz Golding büyük bi üne kavuştu.
Sineklerin Tanrısı çocuklar için yazılmış bir öykü değildir. Alegorik bir eserdir. Anlatımda simgelerden yararlanılmıştır.
Kitabın konusuna gelince;
Düşen uçak sonucu ıssız bir adada yalnız kalan çocuk grubunun hayatta kalma mücadelelerini anlatıyor. İlk olarak kendilerine bir lider seçiyorlar ve kurallar koyuyorlar. Zamanla çocuklar arasında anlaşmazlıklar ortaya çıkıyor. Ada ikiye bölünüyor. Liderlik hırsı ve kıskançlık duygularıyla birlikte vahşilikler de başlıyor.
“Kötülük doğuştan mı gelir, yoksa sonradan kazanılmış bir şey midir?”
Yazarımız, insanların kanunların ve kuralların olmadığı bir sistemde nasıl bir hale geldiğini bizlere çocuklar üzerinden anlatmıştır.
Alıntı;
“Demek istediğim şu.. Bizden başka canavar yok belki..”