Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Zekâ eserlerinin zenginlik ve kuvvet kaynağı oluşundan itibaren, ilmin her terakkisini, her yeni malûmatı, her yeni fikri halka uzanan yeni bir kudret kaynağı telâkki etmek icabetti. Şiir, hatıralar, hitabet, zekâ oyunları, muhayyilenin ateşi, düşünce derinliği medeniyetin terakkisi davasına yaradılar.
Sayfa 13 - Yenilik Basımevi,İstanbul,1962
Adolf Hitler
_Düşünce özgürlüğü, tüm kötülüklerin anasıdır. _Her kim bize karşı ayaklanırsa kendisini ölü kabul etmelidir. _Belki bazılarınız, Marksist Parti'yi yok ettiğim için beni affetmeyi başaramıyorsunuz. Fakat arkadaşım, ben diğer partilerin de tümünü yok ettim. Hepsi gitti. _Zayıfa acımak, doğaya ihanettir. _Hayatım boyunca tek bir şeye asla
Reklam
_Aristo ile Hegel, diyalektiği oldukça geniş biçimde incelemiştir. Oysa asıl diyalektik, bugünkü doğabilim için en önemli düşünme biçimidir, çünkü ancak o, doğada ortaya çıkan evrim süreçleri, genel olarak iç bağıntılar ve bir araştırma alanından ötekine geçiş için benzeşimler ve bununla birlikte açıklama yöntemleri verir. _Boşinanların en boşu,
_Edebini kaybeden kimse, kötülükten zevk alır. _Düşünmek, ruhun kendi kendine konuşmasıdır. _Adaletli olmak herkese eşit davranmak değildir, herkesin durumuna, konumuna göre davranmaktır. _Arzular ve duygular arabayı çeken iki at, akılsa onları yönlendiren arabacı olmalıdır. _Müziğin insanı götüreceği yer güzellik sevgisidir. _Görünen değişiyor,
544 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
40 günde okudu
Kitap bir dönemin Nasyonal Sosyalist Almanya’sının kurucusu ve liderinin yaşamını, siyasi ideolojisini ve sosyal fikirlerini aktardığı bir otobiyografi niteliğindedir. Adolf Hitler bu eseri 16 Ekim 1924 tarihinde Münih Halk Mahkemesi tarafından hapis cezası aldığı Landsberg am Lech Kalesinde, kendi düşüncelerini ve Nasyonal Sosyalizmin
Kavgam
KavgamAdolf Hitler · En Kitap · 201610,7bin okunma
128 syf.
8/10 puan verdi
·
8 günde okudu
VAROLUŞÇULUK, Jean Paul Sartre (Kitap İncelemesi)
Nobel ödülünü (1964) reddeden ilk kişi olan
Jean-Paul Sartre
Jean-Paul Sartre
(1905-1980) sadece Nobel ödülünü değil diğer resmi kuruluşlardan kendisine layık görülen tüm ödülleri de reddetmiştir. O, ilkelerini ve felsefi doktrinlerini sadece ortaya koymakla kalmamış kendi hayatının zeminine de bilakis uygulamış ve uygulatma çabasına girmiş, ilkeli ve saygın bir
Varoluşçuluk
VaroluşçulukJean-Paul Sartre · Say Yayınları · 20193,169 okunma
Reklam
Falih Rıfkı Atay zaten hazırlıklıydı. Cebinden bir kâğıt çıkararak Şengül üniversitesinin profesörlerini saymaya başladı: - Profesör Behçet Kemal Çağlar edebiyat, folklor, şiir, tekerleme ve kömür mühendisliği kürsülerini dolduracak; bilhassa mevlüt nevileri üzerinde serbest konferanslar verecektir. Zonguldak Maden Okulu'nda ilk, Londra
İhtişamının zirvesindeki Atina'da 40 bin hür vatandaş ve bütün haklardan yoksun 110 bin köle bulunuyordu. Bu köleci oligarşiler, garip bir şekilde "demokrasi" adını taşıyorlardı. Demek ki, bu "demokrasi", babadan oğula geçen "vatandaş" (Perikles, yurttaşlık hakkını baba ve ana yönünden Atinalı olan Atinalılarla sınırlandıran bir kanun çıkartmıştı) imtiyazını kıskançlıkla koruyan bir azınlığın işine yarıyordu. "Demokrasi" oyunu bu "seçkin" zümrenin içinde oynanmaktaydı. Bu oyun da, kamuoyunun sözle yönlendirilmesi iktidarın yolunu açan anahtardı. Bu yönlendirmede profesyonellerin rolünün önemi de âşikârdı. Bunlara "sofistler" deniyordu. İkna edici söz söyleme sanatının mucidi olan sofistler, siyasî nutuklar söyleyecek olan hatiplere hitabet dersleri vererek hayatlarını kazanıyorlardı. | Roger Garaudy, İnsanlığın Medeniyet Destanı (Çeviren: Cemal Aydın), Timaş Yayınları, 16. Baskı: Aralık 2019, İstanbul, s. 61.
Sayfa 61 - Timaş Yayınları, 16. Baskı: Aralık 2019, İstanbulKitabı okudu
'Demokrasi' oyunu
Bu köleci oligarşiler, garip bir şekilde "demokrasi" adını taşıyorlardı. Demek ki, bu "demokrasi", babadan oğula geçen "vatandaş" (Perikles, yurttaşlık hakkını baba ve ana yönünden Atinalı olan Atinalılarla sınırlandıran bir kanun çıkartmıştı) imtiyazını kıskançlıkla koruyan bir azınlığın işine yarıyordu. "Demokrasi" oyunu bu "seçkin" zümrenin içinde oynanmaktaydı. Bu oyunda, kamuoyunun sözle yönlendirilmesi iktidarın yolunu açan anahtardı. Bu yönlendirmede profesyonellerin rolünün önemi de âşikârdı. Bunlara "sofistler" deniyordu. İkna edici söz söyleme sanatının mucidi olan sofistler, siyasî nutuklar söyleyecek olan hatiplere hitabet dersleri vererek hayatlarını kazanıyorlardı. İşte bu durumdaki Grek siteleri, "Batı kültürü”nün hazırlandığı pota vazifesini gördüler.
25 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.