Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
.... Neden “Sosyalizm” ? Albert Einstein, Mayıs 1949: Ekonomik ve sosyal konularda uzman olmayan birisinin sosyalizm üzerine görüşlerini açıklaması önerilebilir mi? Bunun birkaç nedenle olabileceğine inanıyorum. Öncelikle soruyu bilimsel bilgi açısında ele alalım. Astronomi ile iktisat arasında önemli yöntemsel farklılıklar yokmuş gibi
2020 yılında Sosyalizm B*k Gibi isimli, Amerikalı iki ekonomi profesörünün yazdığı bir kitap yayınladık. Kitap sosyalizmin pençesine düşen milletlerin otoyoldan son sürat diktatörlüğe nasıl gittiklerine ek olarak, Stalin ve Mao gibi diktatörlerin kendi halklarını açlık yüzünden 90 milyona ulaşacak bir sayıda nasıl öldürdüklerini çarpıcı bir şekilde anlatıyor. (Yakın tarihimizde milletlere en çok hasar veren şey, yönetimi eline geçiren diktatörler olmuştur. Hitler sadece kendi halkından 7 milyon kişinin ölümüne yol açmıştı ve bunların büyük çoğunluğu gençlerdi (toplamda 70 milyonluk bir yıkım yaratmıştı). Stalin ve Mao kendi halklarının milyonlarcasının açlıktan ölmesine sebep oldu. Saddam Hüseyin ve Kaddafi, ülkelerinin yıkımını getirdi. Dünyamız bugün bile diktatörlerin oyun bahçesidir. Bu sebeple günümüzde en tehlikeli şey, demokratik sistemi yıkmak isteyen otoriter liderler olarak görülmelidir. Ülkelerin yönetimi tek bir insanın vereceği kararlara bağlı olmamalıdır.)
Reklam
Ezilen ulus milliyetçiliği ile ezen ulus milliyetçiliği arasında belli bir fark vardır. Ezen ulus milliyetçiliği, ulusal bencilliğin, ırkçılık ve şovenizmin bayrağıdır ve ezilen ulusların boyunduruk altında tutulmasını, horlanıp aşağılanmasını ve asimilasyonunu öngörür. Ezilen ulus milliyetçiliği bundan farklıdır ve nesnel olarak baskıya karşı yönelmiş olduğundan demokratik bir muhtevaya sahiptir. Lenin, bu konuda şunları yazar. “Ezilen bir ulusun her tür burjuva milliyetçiliği, ezilmeye karşı yönetilmiş genel bir içeriğe sahiptir; bu içeriği kayıtsız şartsız destekliyoruz.”
Sayfa 185 - Evrensel Basım Yayın, Eylül 1992Kitabı okudu
İnsancıl, gerçekten demokratik ve ekolojik olarak sürdürülebilir bir kapitalizm kurma umudunun gerçekçi olmadığı giderek berraklaşıyor. Ama öyle bir kapitalizm seçeneği olmasa da, gerçek alternatif seçenek olarak sosyalizm var.
Sovyetler'de ki resmi çözülüşün 1989’da ilanı sadece bir formaliteydi. Sovyetlerin demokratik niteliği daha Ekim Devrimi'nin başlarında kaybedilince, doğacak olanın sosyalizm değil kapitalizm olacağı anlaşılmalıydı. Ulusal kurtuluşun umut edileni verememesi de bu iktidar biçimiyle yakından bağlantılıydı. Özgürlüklerin, eşitlik ve demokrasinin bastırılmasının temeli olan bir araçla nasıl özgürlük ve eşitlikler inşa edilecekti? Demokrasi zaten iktidarı gevşeten bir araç olarak görüldüğü için, baştan devreden çıkarılmıştı.
Demokratik devletin zorunlu garantisi olarak anayasanın, vatandaşların yasama meclisi dışında yasama kuvvetine kaynak olması, referandum ve vekillikten düşürme haklarını içine alması için çalışıldı. Amerika, özellikle demokrasiyi gerçekleştirecek pratik usulleri denemede uzmanlaştı.
Reklam
Feminizm akımının temeli "Kadınlar politika hayatına tam ve doğrudan doğruya yoksun bırakıldıkları müddetçe demokratik bir hükümet şekli gerçekleştirilemez." düşüncesiydi.
Eşit olmak. !
Hukuk düzeninin korunmasını bu imtiyazlıların eline vermek kitlelerin istek ve menfaatlerinin gerçekleşmesini önlemek demektir. Bunun için demokratik gelişmenin temeli eşit olmak isteğidir.
[Aydınlanma Çağı’nda] toplum ve devletin bütün eski biçimleri, bütün eski geleneksel fikirler, usdışı ilan edildi ve bir yana atıldı; dünya o zamana değin yalnızca önyargılarla yönetilmişti; geçmişe ilişkin olan her şey, ancak acıma ve küçümsemeye değerdi. Ensonu gün doğuyordu; bundan böyle boşinan, haksızlık, ayrıcalık ve baskı; sonsuz doğruluk, sonsuz adalet, doğa üzerine kurulu eşitlik ve insanın devredilmez hakları tarafindan silinip süpürülecekti. Bugün usun bu egemenliğinin, burjuvazinin ülküselleştirilmiş egemenliğinden başka bir sey olmadığını; ölümsüz adaletin, gerçekleşmesini burjuva adaletinde bulduğunu; eşitliğin, yasa önünde burjuva eşitliğine vardığını; insanın temel haklarından biri olarak burjuva mülkiyetin ilan edildiğini ve ussal devletin, Rousseau'nun toplum sözlesmesinin, dünyaya ancak bir burjuva demokratik cumhuriyet biçimi altında geldiğini ve ancak o biçimde gelebileceğini biliyoruz.
Sayfa 43 - Sol Yayınları, 2008, 10.Baskı.Kitabı okudu
Benim politik ülküm demokratik ülkü­ dür. Herkes saygı görmeli ama, hiç kimseye tapılmamalıdır. Bana karşı insanların gere­ğinden çok saygı ve hayranlık göstermesi ta­lihin bir cilvesidir. Bunda benim kabahatim olmadığı gibi, hak etmiş de değilim bunu.
Reklam
Kapitalistler arasindaki rekabet, nisbeten de teknik gelisme, gittikçe artan ve gelisen is bölümü, diger ufaklarin aleyhine olarak muazzam istihsal birliklerinin tesekkülünü mümkün kildigi için hususi sermaye birkaç kisi arasinda kalmaya dogru gidiyor. Bu tekamülün neticesi, ezici kudreti demokratik bir sekilde teskilâtlandirilmis siyasi bir cemiyet tarafindan bile hudutlandirilamayan hususi sermaye oligargisi oluyor. Gerçekten siyasî meclislerin azalari siyasi partiler tarafindan seçiliyor ve bu partiler de hususi sermayedarlar tarafindan para ile satin aliniyor. Yahut da herhangi baska bir sekilde tesirleri altinda kalyor; böylece bu kapitalistler neticede tesri organlarini seçmen kütlesinden ayirmaya çalsiyor.
Lenin Proteryanın Silahlanması Üzerine
Sosyalizm muzaffer olan bir memleketin diğer burjuva ve mürteci memleketlere karşı açtığı harbler..Hep demokratik mahiyette olan meşru ve zaruri isyanlardır. Şüphesiz orduların iflası sosyalizm gayesidir. Sosyalist cemiyette harb olmayacak, binaenaleyh orduya lüzum kalmayacaktır:Fakat içtimai inkılapsız, diktatörsüz, yani ordu kuvvetine istinat eden bir devletsiz .. sosyalizmin tahkik edebileceğini zannedenler katiyen sosyalist değildirler. Dişinden tımağına kadar müselleh olan ve bu kötü görevlere, vesaire siyasi tezahüratında ameleye karşı kollanan burjuvazi karşısında silahtan tecerrüt etmek sınıf mücadelesinden, inkılap fikrinden tamamıyla vazgeçmeyi ifade eder.Bizim şartımız şu olmalıdır: burjuvaziyi yenen, istimlak etmek ve silahlarından tecrit etmek için proletaryanın silahlanması."
Sosyal Demokrasi
On dokuzuncu yüzyıl sonları ve yirminci yüzyıl başlarında çok sayıda sosyalist kendilerini şiddet yanlısı sosyalistlerden ayırmak için "sosyal demokrat" ifadesini benimsedi. Sosyal demokrasinin temel prensibi, sosyalist temsilciler seçerek demokratik bir şekilde sosyalist reformlar yapılabileceği inancıydı. Sosyalist demokratlar var olan siyasi sürecin kullanılmasıyla kapitalizmden sosyalizme barışçıl, evrimsel bir dönüşümü gerçekleştirilebileceğini savunu­yorlardı.
606 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.