"İnsan yaratılışı tam bir eşitliğe razı olamaz. Ufak tefek imtiyazların teşvikine de muhtaçtır. Diyebilirim ki, bizzat iyilik dahi, ancak ceza görmesi ve ayıplanması icap eden bir kötülüğün bulunmasıyla kabildir."
"Demek ki, insanlar benden inanmak kabiliyetini almışlar ama şimdi inanıyorum.Sen beni inandırdın.Seni seviyorum...Deli gibi değil, gayet aklı başında olarak seviyorum.Seni istiyorum, içimde müthiş bir arzu var..."
➤İsteseler canımı vereceğim çoğu insanı hayatımdan çıkardım. Çünkü yokluklarına üzülmek, yaptıklarına üzülmekten daha kolay.
➤Kim olursan ol en zoru, sorgulamaktır kendini. Çünkü kim olduğunu bulmaktan daha zoru var: bulduğunla baş etmek.
➤Seni seviyorum. Deli gibi değil, gayet aklı başında olarak seviyorum.
➤Bize yeni bir hayat getirecek yeni bir nesil, yeni bir hamle yeni bir dünya görüşü gerek.
➤Bazen kim olduğun, dediklerin değil yaptıklarındır. Önüne çıkanla, eline geçenle ne yapmayı seçtiğindir.
Ben yalan arayan zekanın gözlere verdiği ağır hareketi bilirim. Çok az yanılmışımdır. Bakış evvela sağa ve sola doğru kayar. Arama başlamıştır. Sonra göz bebeği yukarıya doğru bir kavis çizip aksi istikamete iner. Sonra tam karşı tarafa bakar. Donuktur. Bulamamıştır. İki üç defa kırpılır. Korku çırpınışı. Yalan aradığının sezilmesi ve aranan yalanın bulunmaması korkusu. Nihayet bütün yüzde, gergin çizgileri gevşeten bir kurtuluş hareketi. Yalan bulunmuştur. Gizlenen sevinç, dudakların ucunda belli belirsiz bir gülümseyiştir.
İnsan, çektiği ızdırap nispetinde zevk duyar: Ne kadar acıkırsa yemekten, ne kadar yorulursa dinlenmekten, ne kadar ararsa bulmaktan o derece zevk alır.
Cahilsin; okur, öğrenirsin. Gerisin; ilerlersin. Adam yok; yetiştirirsin, günün birinde meydana çıkıverir. Paran yok; kazanırsın. Her şeyin bir çaresi vardır. Fakat insan bozuldu mu, bunun çaresi yoktur.
Kitabı büyük bir heyecanla okumaya başlamıştım ancak çok büyük bir hayal kırıklığı oldu benim için. Özellikle de kitabın ilk sayfaları beni tamamiyle karamsar bir dünyaya hapsetti sanki. Keşke almadan önce daha iyi inceleseydim. “Yalnızız” dan sonra çok büyük bir hayal kırıklığı yarattı.
Zannetme ki, sana kabuğunu kır, diye cevap vereceğim... O zaman dağılırsın! Sakın kabuğunu kırma; genişlet... ve kendine mal et, kanınla işle ve canlandır. Kabuğun kendi derin olsun...