"Ey Peygamber! Seni de dinden (el-emr) bir şeri'at üzere kıldık. O halde ona uy ve sakın Allah'a kulluğun anlamını bilmeyenlerin/müşriklerin arzu ve isteklerine boyun eğme!".
Ancak bu ayette dikkat çekici olan husus, el-emr (din) ve şeri'at kelimelerinin yan yana kullanılmış olmasıdır. Ayette geçen el-emr, Allah'ın daha önceki peygamberlerine de bildirdiği değişmez değerler, yani ed-din demektir. Şeri at ise, evrensel ve tarih-üstü olan îmân, ibadet ve ahlak değerlerine dayalı olarak Hz. Muhammed için belirlenmiş özel yol, yürünecek yol (sunne, mezheb, minhac, tarik, millet) demektir. Buna göre eş-Şir a(t) yol, açık ve geniş yol, ince ip, yay veya ney üzerine sarılmış ince ip, âdet anlamlarına gelir ve en açık ifadesini,
"… Sizden her biriniz (her bir peygamber) için bir yol (şir'aten) ve bir yöntem (minhâcen) belirledik…" [5. Maide, 48] ayetinde bulmuştur.
Bu durumda şir'at ve minhâc din ve toplum hayatında,
● zamana;
● o toplumda yaşayan insanların bilgi, beceri ve imkânlarına;
● kısaca dini, siyasi, sosyal ve ekonomik her türlü hayatı yaşanılan dönem ve şartlarda egemen olan zihniyete göre düzenlemeyi / tesis etmeyi ifade eden kavramlardır.