...işin doğrusu, gerçek bir inançtan çok, zevk ve safa için, meyveyi yutuverdi ve bizi, biz erkekleri, gırtlağımızdan ne inen ne de çıkan o sinir bozucu elma parçasıyla sonsuza dek damgalanmış bıraktı.
Söyleşi
Son Ada ’nın anlatıcısı, adını kendisinin koyduğu bu yeri “son sığınak, son insani köşe” olarak niteliyor. Anlattığı, nerdeyse bir ütopya: “Herkes elinden geldiği kadarını, içinden geldiği kadarını yapıyordu.” Ancak bu durum uzun sürmüyor; ütopya olarak başlayan roman tam bir distopyaya dönüşüyor. Ada’yı Dünya’ya genişletirsek, bu durum
Doğan Kitap
Reklam
insan en çok sabahları arar sevdiği kadını diyor birisi, katılıyorum o sabahlara öğleler kaba yaşanır, kalındır akşamüstleri ince hüzünlü çiçekler alınıp verilebilir sabahtır yalnızlık nasıl sabah nasıl yalnızlık ve şiirsel hiçbir yanı yok sanılır var mıdır, vardır vardır, ama çiçeklerle değil kendi başına zımpara taşı gibi
480 syf.
·
Puan vermedi
·
165 günde okudu
Kişisel kitap okuma defterimden: Sonunda bitirebildim. Daha doğrusu şöyle oldu. Kitap adeta bize "halkın yakın tarihi"ni sunuyor ve bunu da aslında iç içe geçmiş 3 veya 4 kitap bir araya getirilmiş gibi yapıyor. Gerçekten bu kadar sade ve bu kadar tekdüze ilerleyen bir kitabın yapısı aslında nasıl bu kadar detaylıca kurgulanmış ve aynı zamanda bu kadar kompleks olabiliyor insan hayret ediyor. Daha doğrusu hayret etmekten öte, vay anasını diyor. Orhan Pamuk oturmuş, köyünden İstanbul'a yaşamaya gelen ve başarısız olan milyonlarca insanın o tekdüze ve umut dolu, yarı mutlu yarı mutsuz, "normal" hayatını o kadar mükemmel kurgulamış ki. Oturup Mevlut'un çocukluğunu, ergenliğini, gençliğini, yaşlanmasını, tüm hayatını, yaşadıklarını, yaşayamadıklarını, hissettiklerini, saflığını tüm detaylarıyla ve tüm sıradanlığıyla okuyorsunuz. Bunu yaparken de dönemin tüm sosyal, siyasi, gündelik yaşantısını yaşıyorsunuz. Durum böyle olunca halka hitap eden bir tarih kitabı okuyormuş tadı aldım kitaptan. 95 sonrası döneme geldiğimde ise (son 150 sayfadan bahsediyorum) biraz sıkılmaya başladığımı hissettim ve sayfaları daha hızlı çevirerek, skimming yaparak ve en arkadaki kronolojiden de yardım alarak olması gerekenden biraz hızlı bitirdim. Çünkü o dönemi zaten biliyordum, öncesini bilmiyor ve merak ediyordum. Orhan Pamuk'un edebi bir deha olduğunu tekrar keşfetmemi zor yoldan gösteren bir kitap oldu diyebilirim. Böyle zor kitapları sevmeme lüksüm pek olmuyor zaten, okurken zihnimi ve ruhumu öyle bulamaç haline getiriyor ki "galiba beğendim" diye düşünüyorum.
Kafamda Bir Tuhaflık
Kafamda Bir TuhaflıkOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 201913,6bin okunma
480 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
44 günde okudu
Kitap o kadar güzel ki bi o kadar da akıcıydi. Tarihsel olaylar,ask,macera ,dram, hepsi bir arada nasıl birlestirebilirler bir kitapta bayiliyorum dogrusu Kitap hakkinda yorumlari merak edip buraya kadar geldiyseniz kesinlikle okumalisiniz.Aydınlikli günler gorebilmek dilegiyle..
Kara Nehir
Kara NehirEllen Marie Wiseman · Arkadya Yayınları · 2017565 okunma
“Yaban domuzuyla bizonun girift ormanlarından gelmeydi o; açık tenli, yiğit, mâsum, zalimdi, komutanına ve kabilesine sadıktı, evrene değil. Derken savaşlar onu Ravenna’ya getirir ve orada daha önce hiç görmediği, daha doğrusu, tam olarak görmediği bir şeyi görür. Gündüzü görür, selvileri görür, mermeri görür.”
Reklam
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.