Bu kitap batıya yönelişin cemiyet ve aile üzerindeki etkilerini işlemektedir. Doğu batı çatışması artık evlere girip babayı aynı dünyada bırakırken, çocuğu batıya doğru çekmektedir.
Neriman Darülelhan' ın alaturka kısmında ut eğitimi almaktadır. Neriman doğu kültürünü çok seven babası Faiz Bey ile Fatih semtinde oturmaktadır. Bu semtte tanıştığı Şinasi babası gibi doğu kültürünü seven birisidir. Darülelhan'da kemençe eğitimi almaktadır. Şinasi ile Neriman'ınn yedi yıllık bir nişanlılığı bulunmaktadır. Bütün mahalle bu nişanlılığın evlilik ile bitmesini beklemektedir. Ancak Neriman Darülelhan'da Macit ile tanışır ve içinde Batılı bir hayat yaşama isteği uyanır. Neriman Batılı hayatın ışıltılı tarzına imrenerek yaşadığı muhitten, babasından, Şinasi'den nefret etmeye başlar. Şinasi ile evlenmeyi bir süre erteler. Ancak şahit olduğu olaylar karşısında düşünceleri değişir.
Fatih ve Harbiye birbirleriyle bağdaşması mümkün olmayan iki semt ve bunların arasında sıkışan Neriman'ın öyküsü..
Fatih HarbiyePeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 202347,7bin okunma
Yazardan okuduğum ilk kitap. Dili oldukça sade ve akıcı. Dönemin rusyasında,İki baba, ve oğulları arasındaki kuşak çatışması, köylü&kentli, zengin&fakir, doğu&batı, birazda aşk var. Güzel bir kitap, beğendim.
Babalar ve OğullarIvan Turgenyev · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202144,7bin okunma
Tanpınar'ın yaşadığı dönemde Yeni İstanbul gazetesinde tefrika edilen bu eser ancak ölümünden sonra 1973 yılında kitap olarak yayınlanmıştır.
Tanpınar'ın Mahur Beste ve Huzur kitabındaki bazı karakterlerde bu kitabın bir kısmında yer alırlar.
Hikayede zaman Osmanlı'nın son dönemleri ve Milli Mücadele zamanlarıdır.
Doğu-Batı çatışması arasında kalmış İstanbul halkının sorunlarını ve hikayenin kahramanının sevdiği kıza kavuşabilme umutlarını anlatır.
Ahmet Midhat Efendi gençlik yıllarında kaleme aldığı felatun bey ile rakım efendi adlı roman
1292/ 1876 yılında basılmıştır.
On iki bölümden oluşan romanda iki tipleme vardır.
Yanlış batılılaşmayı temsil eden ve kimlik bunalımı yaşayan alafranga bir tip olan felatun bey yani Platon bey ile Doğu ve batıya ait değerleri kişiliğinde birleştirmiş,
#ÖLMEYE_YATMAK #ADALET_AĞAOĞLU
#KİTAP_YORUMUM
ÖLMEYE YATMAK
ORTAK KİMLİK
Evet, Bu romanı böyle inceleyeceğim. Edebiyatçı kimliğim ve okur kimliğimle ayrı ayrı değerlendireceğim. İki kimliğin de uzlaştığı noktaları önce vereceğim ve yukarıda okuduğunuz gibi “Ortak Kimlik” başlığında vereceğim.
Kitap fena değildi. Ortalama bir kitaptı . Her şeyden
Mitoloji, arkeoloji ve polisiye karması bazında göçmen problemi, eşcinsellik, aile içi düşmanlık, Türkiye'nin sağ sol çatışması, protestolar, Almanya'da ırkçılık, neo naziler, Doğu-Batı Berlin gibi konular ele alınmış. Bu yüzden kitabın başlarında "Dogs of Berlin" havası sezinledim.
İçinde aşk olmaması hoşuma giden detaylardan birisiydi. Bu kadar fazla konu içerisinde bir de aşk meşk işleri kesinlikle yorucu olurdu.
Bu roman aslında acı bir ithafla başlıyor: Palmira antik kentinin önemli eserlerinin yerini söylemediği için işid tarafından kafası kesilerek öldürülen arkeolog Halid Esad'a ithaf edilmiş.
Ahmet Ümit mitolojiyi oldukça iyi araştırmış ve olay örgüsüne yaymış. Katili tahmin etmek çoğu okuyucu için zor olmayacaktır. Yalın dili ve sürükleyici olması ile yormayan bir yol kitabı. Mitoloji detayı ise merak uyandırırken ilgisi olmayanları sıkabilir. Tıpkı kendisi gibi arkeoloji detaylı ve iki hikayeye sahip Patasana sevenler bu kitabı da keyifle okuyacaktır.
Karantina günlerinde evde yatarken (Oblomovluk yaparken) okuduğum harika ötesi bir kitap. Bizde ki doğu batı çatışması neyse Rusya'da Gonçarov onu işlemiş. Oblomov kendisinin aksine bir işle ölesiye meşgul olanların hayatını acınası ve kendi tabiriyle 'batık' buluyor. Meslek sahibi olmak için çok yüksek zekaya gerek olmadığını hatta söyleneni yapmanın kafi olduğunu söylüyor. Memur hayatını zavallı buluyor ve bunun nedenini de çok güzel açıklıyor. Gonçarov herkesin hayatında mutlaka bulunan karakterleri de kitapta bize gösteriyor. Ayrıca kitapta Uyuşuk Uşak Zahar’ın kendisiyle dalga geçen ufak çocuğun başkası tarafından cezalandırılması Zahar’ı çok mutlu ediyor. Bu benim aklıma çok takıldı. Gonçarov bize küçük insanın hınç duygusunu gösteriyor sanki. Gözümüze sokuyor.
Mutlaka okuyun ve kendi Oblomovluğunuzu tanımaya çalışın derim.
Oblomovİvan Gonçarov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202139,3bin okunma
Merhabalar. Rasim Özdenören'den okuduğum ilk kitaptı. Kitap aslında 2 hikayeden oluşuyor.
İlki Kurtuluş Savaşı sonrası bozulan nesili prostesto eden, 50 yıl evinden çıkmayarak gül yetiştiren yaşlı bir amca.
İkincisi Günümüz modern çağında batıdan etkilen insanların, yaşamların olduğu bir hikâye. Hikayede Sitare, Yavuz, Çarli... gibi karakterler geceli gündüzlü, kumar, eğlence ve benzeri batıdan etkilenmiş kendi değerleriyle, ahlakıyla uyuşmayan bir hayat sürdürüyorlar.
Kurtuluş Savaşında mücadele edilen o kutsal değerlerin bozulmasını gören ve protesto etmek için 50 sene evinde gül yetiştiriciliğine soyunan adamdan , değerlerinin farkında olmayan bir yaşam sürdürenlerin yani Batı-doğu çatışması arasında kalan günümüz insanın hikayesi anlatılıyor. Kitapın verdiği mesajı aslında okurken değil yapılan incelemeleri okurken daha iyi idrak ettim, benim için kötü bir şey ama sonuçta mesajı aldığımı düşünüyorum.
Özellikle 50 sene sonra evinden çıkan amcanın camiye gittiğinde camide fötür şapkalı insanları, camiye cubbeli sarıklı giren imamın namaz çıkışı başka modern kıyafetle görmesi sonucunda onlara "sizler hangi millettensiniz ?, sizler nasrani misiniz ? " diye sorduğu sorular beni çok etkilemişti. Biraz düşündükçe kendi değerlerimizden ne kadar da uzaklaştığımızı görünce derin bir şekilde mahsun oluyorum. Dua'm İslamî değerlere bağlı bir hayat sürdürmemiz. InşAllah cümlemize nasip olur.
Kitabı çok beğendim . Tavsiye ediyorum . Selametle...
"Ahmet Hamdi Tanpınar, daha kitabın ilk sayfalarında “hürriyet” kelimesinin ve o dönemdeki anlayışının eleştirisiyle karşımıza çıkar. Hürriyet dönemin üst tabakası tarafından kişisel çıkarlar için kullanılmakta, belki de sırf bu yüzden istenilmektedir yani bir nevi snobizm ürünüdür. Hürriyet adı altında modernleşmeyi ve modernleşmenin