Sarışınım ama, fazla değil. Uzun boyluyum ama, aşırı değil. Yeterince orta boylu. "Yeterince", "dozunda", tipik bir İsveççe sözcük. Dozunda canlı, dozunda ölü.
Kendimi ilgi çekici kılmak için çılgın ya da karmaşık görünmeye çalıştığımı zannetme. Bunu birkaç kez yapmıştım, çünkü sarlatanlik, eğer dozunda yapılırsa , zekaya da iyi gelir, fakat bugün içimden gelmiyor.
Dünyada 6 milyar insan yok aslında. Topu topu üç kişi var. Bunların bilhassa uykuya ilişkin tavırlarından bahsedeceğim şimdi sana. Eğer detaylı anlatmaya kalkarsam ömrün yetmez...
Toplam üç kişisiniz dünyada ve sen mutlaka bu üç kişiden birisin!..
Birincisi: Bilge olan insan. Eser bırakmadan gitmemeye yemin eden çılgın... O verdiği sözü
hümanizm, karşıtlıklarına dayanarak yaşar. dik başlılar, dar görüşlüler, yasa dinlemezler, onlar yenilip dururlar; onların bütün sertliklerini, bütün kötü aşırılıklarını, hümanizm sindirir ve köpüklü beyaz bir lenf haline sokar. düşünce-düşmanlığını, manşeizmi, mistisizmi, kötümserliği, anarşizmi, bencilliği sindirmiştir. bunlar, varoluşlarını ancak hümanizm içinde haklı çıkaran tamamlanmamış düşünceler ve aşamalardır. bu topluluk içinde, insanlardan tiksinen kimse de yerini bulur; bütünün uyumunu sağlayacak bir uyumsuzluktur sadece. başkalarından tiksinen, bir insanoğludur, öyleyse hümanistin de belli bir yere kadar başkalarından tiksinmesi gerekmektedir. ama o, tiksinme ve nefretini dozunda kullanan bilimsel bir insansevmezdir. insanlardan, onları daha iyi sevebilmek için önce nefret etmiştir.
... Çünkü Hümanizm, bütün insansal davranışları kendi malı haline getirir ve hepsini birbirine karıştırır. Ona dosdoğru karşi gelirseniz oyununa düşmüş olursunuz; çünkü Hümanizm, karşıtlıkları dayanarak yaşar. Dik başlılar, dar görüşlüler, yasa dinlemezler, ona yenilip dururlar; onların bütün sertliklerini, bütün kötü aşırılıklarını, Hümanizm sindirir ve köpüklü beyaz bir lenf haline sokar. Düşünce düşmanlığını, manişeizmi, mistisizmi, kötümserliği, anarşizmi, bencilliği sindirmiştir. Bunlar, varoluşlarını ancak Hümanizm içinde haklı çıkaran tamamlanmamış düşünceler ve aşamalardan. Bu topluluk içinde, insanlardan tiksinen kimse de yerini bulur; bütünün uyumunu sağlayacak bir uyumsuzluktur sadece. Başkalarından tiksinen, bir insanoğludur, öyleyse hümanistin de belli bir yere kadar başkalarından tiksinmesi gerekmektedir.Ama o, tiksinme ve nefretini dozunda kullanan bilimsel bir insansevmezdir. Insanlardan, onları daha iyi sevebilmek için önce nefret etmiştir.
"Şarabı neden tavsiye ediyor?"
"Gönül gözünü açtığını düşündüğü için. Zerdüşt şarap içilmesini bir ibadet gibi görüyor. Yalnız bu önerisini haoma bitkisinden yapılan içkiye karşı düşünceleriyle birlikte ele almak lazım. Biliyorsunuz maglar haoma içkisini içirdikleri müritlerine her şeyi yaptırabiliyorlar. Haoma içirilimiş bir adama çık şu tepeden atla dediğinizde düşünmüyor bile. Atıyor kendisini en yüksek tepeden aşağı. Şarap böyle değil. Dozunda içmek kaydıyla, şarap düşüncelerde karışıklığa yol açmak yerine, derinleşme imkânı veriyor."
Sonsuz bir karanlığın içinde doğdum
Işığı gördüm korktum Ağladım
Zamanla ışıkta yaşamayı öğrendim
Karanlığı gördüm korktum
Gün geldi sonsuz karanlığa uğurladım sevdiklerimi
Ağladım
Yaşamayı öğrendim
Doğumun hayatın bitmeye başladığı an olduğunu
Aradaki bölümün ölümden çalınan zamanlar olduğunu öğrendim
Zamanı öğrendim
Yarıştım onunla
Zamanla
"Bir şeyi aşırı istemek iyi değildi. Sırf bu yüzden bir şeyin olacağı varsa bile olmazdı. İnsanın isteği dozunda olmalıydı. Tanrı karşısında ölçülü davranmak gerekirdi."