Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Modern uygarlık kadını biraz akıllandırmış fakat erkeğin hırs ve tamahkarlığı yüzünden, onun çektiği acıyı, yüklendiği külfeti daha da artırmıştır. Dünün kadını mutlu bir eşti fakat bugünün kadını bedbaht bir metres durumunda. GEÇMİŞTE IŞIKTA KÖRCESİNE YÜRÜYORDU, BUGÜNSE AÇIK GÖZLERLE, FAKAT KARANLIKTA YÜRÜYOR...
DÜNÜN ve BUGÜNÜN KADINI
Bilgisizliği içinde güzel, sadeliği içinde erdemli ve zayıflığı içinde güçlüydü. Şimdi oyunlarıyla çirkin, zekâsıyla yüzeysel, bilgisiyle de kalpsiz bir hale geldi.
Sayfa 47 - İş Bankası Kültür Yayınlar
Reklam
Modern uygarlıklar kadını biraz daha akıllı hale getirirken, erkeğin açgözlülüğü yüzünden daha çok acı çekmesine sebep oldu. Dünün kadını mutlu bir ev kadınıydı; ama bugünün kadını zavallı bir efendi. Eskiden aydınlıkta gözü kapalı yürürken şimdi gözleri açık zifiri karanlıkta ilerlemeye çalışıyor. O zamanlar cahilliğiyle güzel, basitliğiyle erdemli, zayıflığıyla güçlüydü. Oysa bugün becerikliliğinden dolayı çirkin, bilgisinden dolayı kalpsiz ve yüzeysel görünüyor. Güzelliğin ve bilginin, becerikliliğinin ve erdemin, bedenin zayıflığıyla ruhun gücünün bir kadında yeniden birleşeceği günleri görebilecek miyiz acaba? Khalil Gibran (Kırık Kanatlar)
«... Eleanor’un yitirilişi şüphesiz yoldaşları ve en çok da beraber mücadele ettiği dava arkadaşları olan işçileri dehşete düşürmüştür. Henry H. Hyndman’ın sözleri bugünün mücadele deneyiminde Eleanor Marx’ın yerini özetler niteliktedir: "Bu istikrarlı, aydın, zeki kadını, bu ışıl ışıl, neşeli, hayat dolu insanı hayata daha fazla katlanamama noktasına getirmek nasıl mümkün olmuştur? Onun ölmeye hakkı yoktu. Yapacağı çok şey vardı ve o, babasıyla birlikte hayatlarını adadıkları büyük davanın yedieminiydi. Eleanor Marx bizim için dünün sosyalizmi ile bugünün sosyalizmi arasındaki köprü idi."»
Marie-Antoinette ne kraliyetçilerin övdüğü gibi büyük bir azizeydi ne de Devrim'in ileri sürdüğü gibi bir grue, yani bir fahişeydi; aksine vasat bir karakterdi, aslında sıradan bir kadındı, öyle pek zeki olmayan, pek de çılgın sayılmayan, ne ateş ne buz olan, en ufak bir azim de taşımayan, dünün, bugünün ve yarının ortalama kadını, iblisçe eğilimlerden uzak, kahramanlık iddiası taşımayan ve bu yüzden de ilk bakışta bir trajediye konu olamayacak bir kadın.
Sayfa 12 - Can YayınlarıKitabı okuyor
Hangi medeniyet?
Medeniyet kadınlara çok az akıl verip erkeklerin hırsları karşısındaki acılarını biledi.Dünün kadını mutluyken bugünün kadını mutsuz bir hizmetçi yalnızca. Geçmişte geceleri gözü kapalı yürürken artık gözleri pür dikkat açık yürüyor.Cehaletinde güzel, basitliğinde erdemli, zayıflığında güçlü olan kadın şimdi hüneriyle çirkin, bilgisiyle sığ ve zalim.Güzellik ve bilginin hüner ve erdemle, bedenin zayıflığının ruhun gücüyle birleştiği gün gelecek mi acaba?
Reklam
302 syf.
·
Puan vermedi
‘Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nün hem anlam ve önemine hem de zamanlamasına denk düşen bir yapıt olarak karşıma çıkan Jack Holland’ın MİZOJİNİ (Dünyanın En Eski Önyargısı – Kadından Nefretin Evrensel Tarihi) adlı kitabını okumak, bir kadın olarak içerik açısından hiç de hoş ve kolay olmadı doğrusu benim için. Ancak, hala izlerini taşıdığımız bu
Mizojini - Dünyanın En Eski Önyargısı
Mizojini - Dünyanın En Eski ÖnyargısıJack Holland · İmge Yayınları · 2019289 okunma
Kemaliz, güya kadını layık olduğu yere yerleştireyim derken, kadın için, bar artistliği, gazino dansözlüğü, genelev hacanalığı, kaçak kaldırım fahişeliği, sigortalı genelev sermayeliği, foto modellik, çıplak erkek masözlüğü, aşüfte kumar krupiyeliği gibi aşağılık meslekler vücuda getirmiş ve kadını, kendi gibi aşağılık erkekler doğursun diye ait olduğu zarafet ve letafet kaidesinden söküp, şekavet ve kesafet kaidesine vidalamıştır! Söz arasında ve hitamında kaydettiğimiz üzere, bugünün erkeğindeki kalite bozukluğu, dünün kadının da peyda ettirilen bozukluğun bir neticesidir ve bugünün kadınındaki kalite bozukluğu, dünün erkeğinde peyda ettirilen bozukluğun bir neticesidir!
Sayfa 134
Modern toplumlarda kadın biraz daha akıllı, fakat erkeğin şiddetli kıskançlığı yüzünden kadının çektiği eziyet arttı diyebiliriz. Dünün kadını mutlu bir eş iken, bugünün kadını mutsuz bir metrestir. Geçmişte ışıkta körce yürüdü, şimdi ise gözleri açık karanlıkta yürüyor. Aldırmazlığında güzel, sadeliğinde Erdemli ve zayıflığında güçlüydü. Bugünse hünerinde çirkin, bilgeliğinde sahte ve kalpsiz bir hale geldi. Güzellik ve bilgeliğin, hünerin ve erdemin, bedenin zayıflığı ile ruh gücünün bir arada, bir kadında toplandığı bir gün gelecek mi? Ben ruhani ilerlemenin insan yaşamının bir kuralı olduğuna inananlardan biriyim ama mükemmeliyete giden yol ağır ve acılarla dolu. Eğer bir kadın kendini bir konuda geliştirirken diğerinde cahil bırakıyorsa bu, dağın zirvesine çıkan zorlu yolun hırsızlardan ve çakal sürülerinden arınmamış olmasından dolayıdır.
...sıradan bir kadındı, öyle pek zeki olmayan, pek de çılgın sayılmayan, ne ateş ne buz olan, iyiye yönelik olağanüstü bir güç de, kötüye yönelik en ufak bir azim de taşımayan, dünün, bugünün ve yarının ortalama kadını, iblisçe eylemlerden uzak, kahramanlık iddiası taşımayan ve bu yüzden de ilk bakışta bir trajediye konu olamayacak bir kadın.
Reklam
Kadının Geldiği Konum
Farklı toplumlarda ve zamanlarda bazı şeylerin mağduru olsa bile her kadın, anne veya eş olarak bir değere sahipti. Fakat modern kültür 'kadını layık olduğu değere kavuşturuyorum' söyleminin arkasından cinsel bir metaya dönüştürmüş, kadın, erkekleri baştan çıkaran bedeniyle bir değer ifade eder hale gelmiştir. Çekicilik, cazibe artık olmazsa olmaz değerlerdir. Güzellik dayatması altında tüketim nesnesine dönüşen kadınlara medya aracılığıyla bir yandan güzel, seksi ve erotik olmaları yönünde açık mesajlar tekrarlanarak verilirken, diğer yandan da erkekler tarafından arzu edilen bir nesne olmaları gerektiğine dair örtük mesajlar verilmektedir. Halbuki dünün dünyasında kadınların ne 35 yaş sendromları vardı, ne bacaklarındaki selüliti görürler, ne de gözünün altında kırışıklıkların oluştuğunun farkına varırlardı. Çünkü onların dünyasında ve zihniyetinde kadını değerli kılan şey bedeni ile değil, kişiliğiyle ve ailevi-toplumsal rolleriyle ilgiliydi. Cinsellik hayatın içerisinde fıtri bir ihtiyaçtı ve karşılanma yolları da belliydi; hayatın eksenine oturmuş bir değer değildi. Genel anlamda ifade etmek gerekirse bugünün dünyasında, bireylerin ne yiyeceğine, ne giyeceğine, tatilini nerede ve nasıl yapacağına kiminle ve nasıl evleneceğine, eşi ve çocuklarıyla ilişkisinin niteliğine, evinin eşyasına ve dizaynına... karar veren imaj danışmanları, inananların gözlerinde ve gönüllerinde Allah'tan daha muktedir duruma gelmişlerdir.
Sayfa 65
42 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.