Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Mobbing Bank Diyor ki;
Niyet Okuma Barkodu Teknolojisi Bu teknoloji bir tek Türklerde var şu anda ✓ İçinden geçirdiklerini, dışından okuyoruz. Karekod vb sömürge üretimi hiç teknoloji ile uyumlu değil.
Hepimiz büyüme çağındaydık. Kaç yaşında olursa olsun, herkes. Bütün dünya. Döne döne geçiyorduk büyüme çağından. Başımız döne döne... Bu yüzden yiyorduk ve yemeliydik. Birbirimizi ve her şeyi. İhtiyacımız vardı. Bir an önce büyümek için. Bir an önce büyüyüp de gebermek ve yerimizi başkalarına bırakmak için. Yeni bir çağ başlasın diye. Mümkünse bu çağa benzemeyen...
Reklam
Kaç yaşında olursa olsun, hepimiz büyüme çağındaydık. Bütün dünya. Döne döne geçiyorduk büyüme çağından. Başımız döne döne… bu yüzden yiyorduk ve yemeliydik. Birbirimizi ve herşeyi. İhtiyacımız vardı. Bir an önce büyümek için. Bir an önce büyüyüp de gebermek ve yerimizi başkalarına bırakmak için. Yeni bir çağ başlasın diye. Mümkünse bu çağa benzemeyen…. Çünkü bizden bir bok olmayacağını anlamıştık. O kadar da aptal değildik. O kadar da değil.
Sayfa 33 - Doğan kitap 55.baskıKitabı okuyor
hepimiz büyüme çağındaydık. kaç yaşında olursa olsun, herkes. Burun dünya. döne döne geçiyorduk büyüme çağından. başımız döne döne... bu yüzden yiyorduk ve yemeliydik. birbirimizi ve her şeyi. ihtiyacımız vardı. bir an önce büyümek için. bir an önce büyüyüp de gebermek ve yerimizi başkalarına bırakmak için. yeni bir çağ başlasın diye. mümkünse bu çağa benzemeyen... çünkü bizden bir bok olmayacağını anlamıştık. o kadar da aptal değildik. o kadar da değil...
"Haklı olabilirsin. Osiris beni kanatlarının altına aldı. Beni Cenazeler Lordu ve Ölümün Bekçisi yaptı. Bu iyi bir iş ama... Az önce bana kaç yaşında olduğumu sormuştun ya? İşin aslı, bunun yanıtını bilmiyorum. Ölüler Diyar'nda vakit geçmez. Kendimi hâlâ genç hissediyorum ama dünya yaşlanıyor. Osiris o kadar uzun süredir burda değildi ki... O, sahip olduğum tek aileydi."
Sayfa 434Kitabı okudu
BEYAZ LÂLE Hudutta bozulan ordu iki günden beri Serez’den geçiyordu. Hava serin ve güzeldi. Ilık bir sonbahar güneşi, boş, çimensiz tarlaları, üzerinde henüz taze ve korkak izler duran geniş yolları parlatıyordu. Bu gelenler, gidenlere hiç benzemiyorlardı. Bunlar adeta ürkütülmüş bir hayvan sürüsüydü. Hepsinin tıraşları uzamış, yüzleri pis ve
Reklam
YEŞİL RENKLİ NAMUS GAZI OPERASI «Hasan Âli Yücel, bu hikâyeyi oyun olarak yazmamı önermişti. Hikâyemi Yücel'in anısına adıyorum.» Uvertür Dünyanın tarihi iki milyar dörtyüz milyon yıllık deniliyor. Benim bitmemiş tarihim, şimdilik elli yıllık. Kelebeğin tarihi bir günlük. * Arkeologlar yeraltında yeni bir kent buldular. Bu kentte birçok
Birinci kural yaradana hangi kelimelerle tanımladığımız kendimizi nasıl gördüğümüze aynı tutar şayet tanrı dendi mi öncelikle korkulacak utanılacak utanılacak bir varlık geliyorsa aklına demekki sen de korku ve utanç içindesin çoğunlukla yok eğer tanrı dendi mi evvela aşk merhamet ve şevkat anlıyorsan sen de bu vasıflardan bolca mevcut
Büyükler hiçbir şeyi tek başlarına anlayamıyorlar, onlara durmadan açıklamalar yapmak da çocuklar için sıkıcı oluyor doğrusu onlara yeni edindiğiniz bir arkadaştan söz açtınız, asıl sorulacak şeyleri sormazlar. Sesi nasılmış, hangi oyunları severmiş, kelebek biriktirir miymiş, sormazlar bile. "Kaç yaşında?" derler, "Kaç kardeşi
Hepimiz büyüme çağındaydık. Kaç yaşında olursa olsun, herkes. Bütün dünya. Döne döne geçiyorduk büyüme çağından. Başımız döne döne... Bu yüzden yiyorduk ve yemeliydik. Birbirimizi ve her şeyi. İhtiyacımız vardı. Bir an önce büyümek için. Bir an önce büyüyüp de gebermek ve yerimizi başkalarına bırakmak için. Yeni bir çağ başlasın diye. Mümkünse bu çağa benzemeyen... Çünkü bizden bir bok olmayacağını anlamıştık. O kadar da aptal değildik. O kadar da değil...
Reklam
Celladıma Gülümserken Çektirdiğim Son Resmin Arkasındaki Satırlar
Ben İsmet Özel, şair, kırk yaşında. Her şey ben yaşarken oldu, bunu bilsin insanlar ben yaşarken koptu tufan ben yaşarken yeni baştan yaratıldı kainat her şeyi gördüm içim rahat gök yarıldı, çamura can verildi linç edilmem için artık bütün deliller elde kazandım nefretini fahişelerin lanet ediyor bana bakireler de. Sözlerim var köprüleri
Bir yetişkin kendi ebeveyninden alamadıklarını çocuklarından almaya kalkamaz, kalkmamalı. Duygusal ihtiyaçları karşılanmadan büyümüş bir çocuk kendisi anne olunca bu ihtiyaçları çocuktan almaya kalkarsa, bir çocuk “Annem kırılırsa, annem üzülürse…” diyerek hayatını annesinin gönül yorgunluklarını gidermeye adarsa, kendi hayatına verecek ve kendine dünya kuracak çok az enerjisi kalır. Çocuk annesinin duygularını onarmayı bırakıp kendi hayatına verse kendini, bencillikle suçlanır. “Bizi beğenmiyor, bizi istemiyor, çıktığı kabuğu beğenmiyor” diyerek itham edilir. Oysa çocuk sürekli üzülen, duygusal şantajları bitmeyen ve bir türlü memnun olmayan ebeveyninin yanında kendisini yetersiz hissetmekten bıkmış, kendini var edebileceği alanlar açmaya çalışmaktadır. Yoksa bir çocuk kaç yaşında olursa olsun, yanında çocuk kalabileceği bir anneye ihtiyaç duyar.
Hepimiz büyüme çağındaydık. Kaç yaşında olursa olsun, herkes. Bütün dünya. Döne döne geçiyorduk büyüme çağından. Başımız döne döne... Bu yüzden yiyorduk ve yemeliydik. Birbirimizi ve her şeyi. İhtiyacımız vardı. Bir an önce büyümek için. Bir an önce büyüyüp de gebermek ve yerimizi başkalarına bırakmak için. Yeni bir çağ başlasın diye. Mümkünse bu çağa benzemeyen... Çünkü bizden bir bok olmayacağını anlamıştık. O kadar da aptal değildik. O kadar da değil...
Hepimiz büyüme çağındaydık. Kaç yaşında olursa olsun, herkes. Bütün dünya. Döne döne geçiyorduk büyüme çağından. Başımız döne döne..
Sayfa 33 - Doğan KitapKitabı okudu
430 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.