Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Yazmanın başlangıcı bir tuhaf içe doğuş anıdır. Diplerde biriken ne varsa usulca söze dönüşüverir. Sese dönüşüverir.Dilinize düğümlenir. Başlarsınız kendi kendinize tekrar etmeye. Bir süre öylece dolaşır durursunuz. Bir noktaya gelirsiniz ki mutlak bir sessizlik olmadan, o dizeler bir başka derinliğe ulaşamaz. Hatta anlamsız olmaya başlar.Ya bir yalnızlık yaratırsınız ya da bir kenarda duran yalnızlığa koşarsınız. Bütün dünyayı dışarda bırakırsınız, bırakmalısınız.
Reklam
işte Ölüm!
-İnşaallah, dedi Mehmet. Yüzündeki hüzün, gülümsemeyle karışıktı. Aralarındaki konuşmada bu atmosfer häkimken, aracın çok acı şekilde fren yapışını ve sonra yalpalayarak bariyerlere çarptığını gördüler. O kısa zamanda, öğrencilerin canhıraş çığlıkları altında, ikisi göz göze geldi ve ne anlatmak istediklerini ve neyi anladıklarını bakışlarıyla onayladılar. Ölüm tüm gerçeğiyle karşılarına dikilmişti. Orhan, Mehmet'in elini kavradı ve içinde dualara başladı. "La İlahe illallah" zikri eşliğinde uçurumdan düşüyorlardı. Çığlıklar ise kulakları patlatırcasınaydı. Hayat durmuştu, zaman durmuştu. Sanki verilen ömür yaşanmamıştı. Ötedeki hayat başlayacaktı. Savunulan - kirler, değişmez hakikatin mizanına vurulacaktı. Verilen mühlet bitmiş, kişiler için kıyamet kopmuştu. Ölüm, hayat diye özetlenen sürenin finali. Ölüm, ecel müsemma, her an gölge gibi kişinin peşinde Ölüm, sekerat-ül mevt ile tanımlı; duygular, istekler bo ğazda dizi dizi düğümlenir. Ölüm, bedensel fonksiyonların art arda çark dişleri gibi kırılması. Ölüm, dünyadan kabre zorunlu göç: ama yalnız geçmiş adına her şeyin bittiği an. Ölüm, kişiye göğün çatırdayışını hissettirir, ufka sabitlenip kalan gözler onu anlatır. Ölüm, sılası olmayan gurbet, özlemi pişmanlık. Yaşama mola vaktidir, irade dışı, seçmeksizin, Onca gürültü/debdebe içinde kısa bir sessizlik... Tevbe kapısı kapanır, nedamet anlamını yitirir ve geriye dönüş çırpınması sükût-u hayal. Sadece kişiye ötesi kalır, korkunç bir belirsizlik ve bir an: Hiç yaşamamak gibi, yaşamaya adanan gerekçelerin kıymetsiz taşları...
Sayfa 31 - Dua Yayınevi
Bir Rakipler Takımı Olarak Beyin
Bazen iyi bir okuyucusunuzdur, bazen dalar gidersiniz. Bazen dogru sözcükleri bulursunuz, bazen diliniz dügümlenir. Bazi günler çamura saplanmis bir sopa, digerlerinde kaygidan kurtulmus özgür bir ruhsunuzdur. Oyleyse gerçek "siz" kimdir aslinda?
Sayfa 151Kitabı okudu
....yoğun duygular yaşadığımız durumlarda, sıkça, yanlışlıkla bu duyguların yanımızdaki kişiden kaynaklandığını düşünürüz. Yerden 700 metre yükseklikte bir asma köprüde duruyorsanız, duyularınız yüksek seviye de alarm durumundadır. Kalbiniz daha hızlı çarpar. Avuçlarınız terler. Mideniz düğümlenir. Bu durumda yanınıza çekici bir kadın yaklaşırsa (ya da bir adam) o anda yaşadığınız duyguları o kişiyle ilişkilendirirsiniz. Aşık olduğunuzu sanırsınız ama aslında yalnızca düşmekten ödünüz kopuyordur.
Sayfa 153Kitabı okudu
Neden kelimeler onlara en ihtiyacımız olduğu zamanlarda boğazımıza düğümlenir?
Reklam
Bugün de, dün olduğu gibi, milli değerleri hamasi bi söyleme düşmeden işleyen filmlerin yapılması pek kolay değildir.... Buradaki zorluğun en somut kanıtı ise; bizim filmlerimizle yabancıların yaptıkları Çanakkale filmleri arasındaki nitelik farkıdır. Gözlemlenen en büyük fark ise, konu hakkındaki yabancı filmlerin tarihi gerçeklere sadık kalmış ve özenle hazırlanmış yapımlar olusu, yerli filmlerin ise ilkokul müsamerelerini aşamayacak ölçüde aşırı bir hamaset barındıran, yaratıcılıktan uzak ve sadece milli duygular üzerine kurulan abartılı bir konuşkanlıktan ibaret kalışıdır. Yıllar yılı üzerinde konusulup da bir türlü yapılamayan Çanakkale ve Kurtulus Savaşı filmlerinin çıkmazı tam burada düğümlenir....
Sayfa 46 - Burçak EvrenKitabı okudu
Bazen iyi bir okuyucusunuzdur, bazen dalar gidersiniz. Bazen doğru sözcükleri bulursunuz, bazen diliniz düğümlenir. Bazı günler çamura saplanmış bir sopa, diğerlerinde kaygıdan kurtulmuş özgür bir ruhsunuzdur. Öyleyse gerçek "siz" kimdir aslında? Fransız deneme yazarı Michel de Montaigne'in ifadesiyle "Kendimizle aramızdaki fark, bir başkasıyla aramızdaki fark kadar büyüktür."
Sayfa 151Kitabı okudu