Allah kimseyi düşürmesin diyelim öncelikle. Ama Düşersek de tutunduğumuz yürekler İnşaAllah hep vefâlı, vicdanlı, merhametli olur.
Esselâmu aleyküm ve rahmetu’llâhi ve berekâtûhû ..
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم
Her ne kadar dini kitap olmasa da düstur üzere böyle başlıyoruz yorumlara hep. Çizgimizi bozmayalım.. ☻
En
Şimdiye kadar okuduğum kitaplar içinde, açık ara, "yorum yazmakta en zorlandığım" kitap oldu "Tuba"...
Emre Karadağ, Tuba için "Yaşamöyküsel Bir Karalama" diyor. İçinde yaşam da var, öykü de var, karalama da var. Ama aslında tüm bunlardan çok daha fazlası var. Birkaç kişinin yaşam kesitlerinin öyküleştirilmiş
Evet okudum ve meşakkatli bir yolculuk olsada bitirdim. Tutunamayanlara yorum yazabilmek belki de imkansızın peşinde koşmak gibi olacak o nedenle kitaptan ziyade bana neler hissettirdiğini yazacağım...
Herşeyden önce okunması kolay bir kitap değil Tutunamayanlar. Post modern edebiyatın kült örneklerinden biri olması nedeniyle bize kolay bir okuma sunmuyor. Belkide kitabın alametifharikasi da burada zaten.
Turgut Özben'in kendi anlam arayışı içinde Selim Işık'ın intiharı üzerinden bir yolculuk var karşımızda. Turgut toplum normlarının tamamına uygun bir mühendis evli mutlu ve çocuklu. Dışarıdan bakıldığında tabi. Ölümünü kabullenemediği Selim' i tanımaya çalışıyor Turgut ve izler sürüyor ve bu onu geri dönülemez bir yola sokuyor. Turgut olmaktan çıkıp Selim olma yoluna giriyor. Ve bu yol geri dönülmesi mümkün olmayan bir yol.
Selim , bir sabah uyandığında kendini Gregor Samsa olarak buluyor yada bir böcek olarak. Oblomov kadar üşengeç aslında herşey kendisine dokunmadan olsun ve bitsin istiyor öyle bir bezgilik içinde. Toplumun anormali Selim. Raskolnikov kadar suçlu hissediyor kendini " normal" olamadığı için. Çarkın dişlililerinden biri olarak hayata Tututamadığı için...
Kitaba karşı nötr duygular içindeyim. Altını çizdiğim bir sürü paragraf oldu. Kendimi bulduğum ve kaybettiğim bir sürü cümle. Ama beni bu kadar yoran başka bir okumada yapmadım şimdiye kadar.
Kitabı tavsiye edip etmemek konusunda kararsızım. Tutunamayanlar için kararı siz verin. Kitapla kalın...
Yaklaşık 7 yıldır kütüphanemizde olan fakat her elimi attığımda ya da kitabı gördüğümde okumak istemediğim bir kitaptı, İnci. Nedenini bilmiyorum ama herşeyin bir zamanı olduğuna inanırım ve bu kitabında zamanı bugüneymiş. İçindeki ince kısımları ancak şuanki kavrayış biçimimle anlayabileceğimi hissettim.
İnci, 6 bölümden oluşan kısa bir roman
sonra bir gün anneler de ölür
böcekler ve kertenkeleler ölür
boşalır suyu havuzun kum seddi yıkılınca
sivrisinekler ve kâğıttan kayıklar ölür
*
sonra o gün çocuklar da ölür
*
biz hepimiz önce küçük bir çocuktuk
Her şey yapılabilir bir beyaz kağıtla
Uçak örneğin uçurtma mesela
Altına konabilir bir ayağı ötekilerden kısa olduğu için
Sallanan bir masanın
Veya şiir yazılabilir süresi ötekilerden kısa
Bir ömür üzerine
Bir beyaz kağıda herşey yazılabilir
Senin dışında
Güzelliğine benzetme bulmak zor
Sen iyisi mi sana benzemeye çalışan herşeyden
Bir gülden, bir
Bora sevdiği kızla bir ömür geçirmek için kızı tehdit edip kızla nişanlanır. Ama kızımız yani Hande Borsadan hep nefret etmiştir ve bunu her fırsatta yüzüne vurmuştu. Bora ise ona olan sevgisini göstermediği gibi çocukluğun da sır gibi saklamaktadır. Taki herşey Bora'nın bir kadını yanlışlıkla öldürmesi ile yavaş yavşa tersyüz olacaktır.
Kitapta fazla toksik ilişki var. Yazarın kalemi güzeldi. Kitap mutlaka okuyun diyebileceğim bir kitap değil ama okuyacak arkadaşlara şimdiden keyifli okumalar
1932 mi? Bu kitabın o yıllarda yazılıp zaman mekan üzerindeki etkisi ilgi çekici. İster ütopya deyin ister distopya kitabı okumaya başladığınızda bambaşka bir dünyaya merhaba diyeceksiniz.
Kitap ilk olarak bir okul grubunun Kuluçka Şartlandırma Merkezinde geziye çıkması ve bir Müdürün çocuklara tek tek insan üretiminin yapıldığı bölümleri
Olur ya belki okursun diye
yaziyorum bu satırları
Çünkü sana söyleyemediğim
Çok şey bıraktim yüreğimde
O kadar yarım kalmıştım ki sana
Ne pahasina olursa olsun
Seni kaybetmek geçmiyordu içimden
Özlemek diye bir şeyin varolduğunu
Bu roman İtalyan edebiyatçı Dino Buzzati tarafından kaleme alınıyor.Edebiyatta varoluşçuluk akımının yeni yeni uygulanmaya başlandığı zamanlar ve ses getiriyor.Filmi de çekilmiş.II. Dünya Savaşı yıllarında doktor bir ailenin asker olma hayalini gerçekleştiren genç teğmen oğlu Drogo’nun Bastiani Kalesi’ne tayin olmasının hikayesini okuyoruz.
Dersler
Ian McEwan her yazdığını, her çevrilen kitabını hemen okuduğum yazarlardan. Dersler, herhalde benim okuduğum en uzun kitabı. Romanda “tarih olurken, yapılırken” hayatımızın kontrolü ne kadar elimizde, sorusuna yanıtlar aranıyor. Tarihin “yazıldığı” zorlu dönemler ve bu dönemlerin yarattığı travmalar
Selamlar öncelikle ben bu kitaba büyük bir hevesle başlamıştım fakat sonradan çok fazla beğenemedim çevirisi çok güzel değildi basımı vs çok güzel değildi ama sabrettim ve bitirdim. Normalde İş Bankası Kültür Yayınlarından okuyorum onunda basmasını çok istedim çünkü güzel çevirilere sahip ama bu kitapta olmadı. Gelelim konusuna Bihruz Bey ve